RUSYA, üzerinde çalıştığı büyük Suriye planının ana maddelerini Amerika´yla kesinleştirmeye hazırlanıyor. Afrin, Fırat´ın doğusu ve Deyrizor´u da kapsayan üç aşamalı planın ana hatlarını görüşmek üzere tüm Ortadoğu stratejisinin ve Suriye bağlamındaki Kürt politikasının ana mimarı olan Vitaly Naumkin 27 Şubat´ta Washington´a geliyor.
Georgetown Üniversitesi´nde Amerikan dış politika elitlerinin yetiştiği School for Foreign Service tarafından düzenlenen yemekli toplantıya sadece davet edilenler katılabiliyor, konuşulan her şey de ?off the record? olacak.
TÜRKİYE BEKLENİYORDU
27´si akşamüstü yemek, saat 18.45´te Georgetown Alumni House´ta veriliyor. Vitaly Naumkin 19.00´da konuşmasına başlayacak ve tartışma bölümünden sonra yemek 20.30´da bitecek.
Rusların, Amerika´da da olumlu karşılanacağından emin olduğu anlaşmanın ana hatları aslında Naumkin tarafından kasım ayında Washington´da tartışılacaktı. Ancak Moskova bunun o dönemde tartışılmasının Türkiye açısından erken olduğunu düşündü ve ziyareti erteletti. Şimdi ise bu büyük planı tartışmak için Ruslar çok daha güçlü geliyorlar.
Zeytin Dalı Operasyonu´nun Rusya´yla daha önce konuşulduğu gibi bir aşamaya getirilmesinden sonra Putin artık büyük oyunun ana hatlarını Washington´un dış politika elitlerine de anlatmanın zamanının geldiğine karar verip Naumkin´i 27 Şubat´ta Washington´a gönderiyor. Naumkin´in konuşmasından hemen sonra Trump ve Putin´in Suriye´nin geleceği üzerine uzun bir telefon görüşmesi yapması da bekleniyor.
BÜYÜK OYUN
Rusya´nın stratejik hamlelerini iyi takip eden uzman Amerikan kaynaklarına göre, Naumkin´in ?Suriye´de barış için imkânlar; Rusya´nın çıkarları ve rolü? başlıklı konuşmasında tartışmaya açacağı ve bir süredir Amerika´nın ilgili yönetim birimleriyle de konuştuğu plan şu ana noktalardan oluşuyor.
1- Amerika´ya göre Rusya, Zeytin Dalı Operasyonu öncesinde Türkiye´yle konuştuğunda Afrin şehrine girilmesi gerekmeden Türkiye´nin sınır güvenliğinin sağlanacağını biliyordu. Rusya için önemli olan, Türkiye´nin o tehdidi ortaya koyacak askeri başarıyı göstermesiydi. Çünkü Rusya´nın nihai hedefi, bölgede Kürtler ile Suriye´nin anlaşmasını sağlamaktı.
2- Amerika, Rusya´yla yaptığı tüm görüşmelerde Afrin´den YPG güçlerinin çıkması gerekirse bunların Münbiç üzerinden Fırat´ın doğusuna geçirilmesini istedi. Ancak Naumkin´den önce Washington´a gizlice gelen ve benim bu köşede yazdığım Rusya´nın tüm istihbarat birimlerinin üst yöneticileri, bunun YPG´nin tamamen Amerika´nın kontrolüne bırakılması anlamına geleceğine ve buna izin verilmemesi gerektiğine Putin´i ikna etti.
3- Rusya, eğer Afrin´de Suriye ile Kürtler arasında bir anlaşma ve birlikte yaşama modeli oluşturulabilir ve modelin Türkiye´yi tehdit etmediği de gösterilirse bunun Fırat´ın doğusuna da model olabileceğini düşünüyor. Amerika ise Fırat´ın doğusu için, kabul edilmesi mümkün görülmeyen bağımsızlık harici bir planı net oluşturamamış, sadece DEAŞ´la mücadeleye kilitlenmiş durumda. Rusya´nın planında, Fırat´ın doğusu için Kürtlerle anlaşmaya varıldığı takdirde ?Kuzey Irak modeli? çerçevesinde merkeze bağlı bir idari özerk yapı önerisi de var.
4- Deyrizor ise ancak bu aşamalar geçildikten sonra konuşulacak. Rusya, Suriye ile Kürtlerin enerji bölgesini birlikte yönetmesini ve enerji dağılımını iki tarafın ihtiyaçları doğrultusunda yapmasını düşünüyor.
5- Kültürel ve idari özerkliğe kadar gidebilen bu modelde ayrıca Kürt silahlı milislerinin Suriye ordusuyla birlikte çalışması da düşünülüyor. Örneğin, Fırat´ın doğusunda Türkiye sınırının güvenliğini sağlamakta Suriye askerinin aktif rol alması var kafalarda.
EĞER BU OLURSA...
Esas mimarının Rusya olduğu, Amerika´nın DEAŞ sonrası ne yapılacağına yönelik net bir planı bulunmadığı için kabul edeceği düşünülen model bu şekilde uygulanırsa, özetle şunlar olacak:
- Suriye´nin bölünmezliğini savunan ve kuzeyde bir terör koridoru istemeyen Türkiye, istediklerini almış olacak. Afrin bölgesinin batısından başlayarak Irak sınırına kadar güney sınırının güvenliği de garanti altına alınmış olacak.
- Amerika´nın üzerinde çalıştığı bağımsız Kürdistan projesi rafa kalkacak.
- Türkiye´nin zaten işbirliği içinde olduğu Rusya, bölgede daha da önemli aktör haline gelecek. Amerika´nın İran´a bağlı milisler ile YPG milislerini çarpıştırma hayali de rafa kalkacak.
- Süreç iyi yönetilirse, ileride Kürtler ile Suriye´nin arasının tekrardan bozulma ihtimali açık bırakılmış olsa da bölgeye özlenen bir barış getirme şansı doğacağı düşünülüyor.
Tabii Washington´daki yönetim birimleri arasında dağınıklık var. Bu plana, ilgili birimlerden en az birinin tepki vermesi ihtimali de bulunuyor.