Tarih: 30.09.2018 17:08

Gitti IMF, Geldi McKinsey

Facebook Twitter Linked-in

30. 09. 2018 Pazar

Yeni Ekonomi Programı´nın getirdiği en çarpıcı sonuç Bakan Albayrak´ın açıkladığı McKinsey kararı oldu. Hükümet programda açıklanan Maliyet ve Dönüşüm Ofisi için bundan böyle 1926 yılında kurulan, 60 ülkede ofisi bulunan, Türkiye´deki ofisini de 1995 yılında açan yönetim danışmanlığı şirketi McKinsey ile çalışacak. 16 bakanlığın tamamı bu doğrultuda McKinsey tarafından denetlenecek ve sonuçlar raporlara dönüştürülecek. Düz mantıkla bakıldığında sıradan bir hizmet alımı gibi gelen bu karar, gerçekte sadece bir hizmet alımı mı yoksa başka gerekçeler bu kararda belirleyici oldu mu, şimdi toplum olarak bunu anlamaya çalışıyoruz. Şurası çok açık bir gerçek ki, Türkiye artık borçlarını çevirmekte, daha doğrusu yeni borçlar bulmakta sıkıntılar yaşıyor. Zaten o yüzden dünyadaki örneklerinin tersine, cari açık ve bütçe açığıyla mücadele etmeye çalışan bir ülke olmamıza rağmen Varlık Fonu kuruldu.

 

Bir anlamda bu fon içine topladığımız şirketleri ipotek olarak gösterip borç bulma yoluna gidecektik. Ancak Telekom örneği ve kamuoyunun hassasiyeti sonucu Varlık Fonu´ndaki şirketler üzerinde kolay tasarrufta bulunulamadı. Hal böyleyken bazı ekonomik çevreler bu krizi atlatmanın yolunun IMF ile masaya oturmaktan geçtiğini söylemeye başladılar. Çünkü finans odakları borç vermek için Türkiye´nin bir IMF programına dahil olmasını ancak bu şekilde alacaklarını sorunsuz bir şekilde tahsil edeceklerini hükümet yetkililerine ifade etmeye başlamışlardı.

Fakat ortada bir sorun vardı. Bu zamana kadar IMF üzerinden seçimler kazanan iktidar halka bunu nasıl açıklayacaktı? İşte tam da bu noktada imdada McKinsey yetişti. TamamMcKinsey IMF gibi doğrudan borç veren bir yapı değildi ama en azından onun varlığı özellikle Batı´daki finans çevrelerine güven telkin eder ve yeni borçlar bulunabilirdi. Ancak ortada yine bir terslik var. Şimdi iktidarın, bağımsızlığı tartışmalı bir yönetim danışmanlığı firmasına neden 16 bakanlığın tamamını detaylarına varana kadar inceletme hakkı verdiği sorusuna cevap arıyoruz.

 

Ayrıca McKinsey hakkında kısa bir bilgi daha verelim. Şirket kendi web sayfasında ?1980´lerin ortasında, Türkiye´nin Avrupa Birliği başvurusunu şekillendirmesine yardımcı olduklarını´ söylüyor. Ayrıca yine web sayfalarında ?2003 yılından itibaren, Atina, İtalya ve Tel Aviv ofisleri ile gerçekleştirilen ortaklıklar sayesinde, lokal başarıları temel alarak, bölgedeki müşterilere destek sağlanmış; böylece hem müşterilere hem de danışmanlara daha geniş bir topluluğun desteği ve rehberliği sunulmuştur. İstanbul Ofisi, 2014 yılı itibarı ile daha geniş bir bölgeye bağlı kalsa da Akdeniz Bloğu´ndan (MediterraneanComplex) ayrılmıştır.? diyorlar. Kendi içlerinde böyle bir karar almalarının arkasında Batı´nın Kıbrıs politikasıyla ve Akdeniz´de bulunan gazın paylaşımı tartışmalarıyla bir bağlantısı var mı, onu şimdilik bilmiyoruz. Son tahlilde gitti IMF, geldi McKinseyderken  ifade etmeye çalıştığımız şey, IMF ile aynı mantığın temsilcisi olan McKinsey´in de ekonomideki kuşatmayı devam ettirecek bir yapı olduğunu vurgulamaktır.

Şimdi McKinsey finans çevrelerine trafik polisliği yapacak. Yeşil ışık yakarsa para gelecek yakmazsa gelmeyecek ama o yeşil ışığı yakmak için bizden talepleri ne olacak onları bekleyip göreceğiz.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —