Mayıs 2013'te İstanbul'da başlayan ve zamanla Türkiye'ye yayılan Gezi Parkı eylemleri nedeniyle biri tutuklu, yedisi firari 16 sanığın yargılandığı davada karar açıklandı. Davanın tek tutuklu sanığı, Osman Kavala'nın da aralarında olduğu dokuz kişi beraat etti. Ayrıca, 840 gündür cezaevinde bulunan Kavala'nın tahliyesine karar verildi.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi beraat gerekçesini, Osman Kavala, Ayşe Mücella Yapıcı, Yiğit Aksakoğlu, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Ali Hakan Altınay, Yiğit Ali Ekmekçi, Çiğdem Mater Utku ve Mine Özerden hakkında "söz konusu suçlardan hukuka uygun somut ve kesin delil bulunmaması" olarak açıkladı.
Yedi sanık hakkında çıkarılan yakalama kararları da kaldırıldı.
Sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Ekmekçi ve Mehmet Ali Alabora hakkında "ifadelerinin alınmasına yönelik" ayrı ayrı yakalama emri çıkarılmasına karar verildi. Yeni bir dosya açılarak yargılama devam edecek.
Gergin duruşma sonrası alkışlarla karşılanan karar
25 Haziran 2019'da başlayan ve bugün sekizinci duruşması görülen (ikisi tartışmalı olarak izleyici ve savunma makamına kapalı) Gezi Parkı Davası'ndaki karar sanıklar, müdafi avukatlar ve izleyiciler tarafından şaşkınlık ve sevinçle karşılandı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki binada görülen Gezi Davası'nın en yüksek katılımlı duruşmasında, hükmün açıklanmasından önce mahkeme salonunda yaklaşık yarım saat süren bir gerginlik yaşandı.
Mahkeme başkanı Galip Mehmet Perk, sanıklara son sözlerini sormak istediğinde, müdafi avukatı Özgür Karaduman, sürecin bu şekilde işleyemeyeceğini ve müdafi avukatlar olarak söz hakları olduğunu söyledi.
Mahkeme başkanı, avukatın ısrarla söz verilmeden konuştuğunu ifade ederek avukatın dışarı çıkarılmasını isteyince seyirciler, duruma tepki gösterdi.
Mahkeme başkanı bu kez de seyircilerin salon dışına çıkarılmasına karar vererek salonu terk etti.
Ancak seyirciler çıkmak istemedi ve yerlerinde kaldılar.
Bu esnada jandarmalar, Karaduman'ı dışarı çıkartmak için yanına yaklaştığı sırada diğer avukatların müdahalesiyle olay yatıştı ve yaklaşık yarım saat sonra duruşma devam etti.
Savunmanın tüm talepleri reddedilmişti
Duruşmanın genel akışı esnasında, mahkeme heyetinin hızlı hüküm vermek için hızlı hareket etmesi dikkat çekti.
Savunma makamının delil toplanması, kendi tanıklarının dinlenmesi ve diğer tüm taleplerinin "kovuşturmaya bu aşamada katkısı olmayacağı gerekçesiyle" reddedilmesi, mahkeme salonunda savunma avukatları tarafından "adil yargılama süreci işlemeden hüküm verileceği" endişesiyle karşılanmıştı.
Sanıklar, savcı Edip Şahiner'in 6 Şubat 2020'de verdiği mütalaanın kendilerine duruşmadan 1-2 hafta önce tebliğ edilmesinden dolayı esas hakkında savunma yapmaya hazır olmadıklarını ifade etmişlerdi.
Duruşmada neler yaşandı?
Mahkeme başkanı, duruşmanın başında savcı karara dair mütalaasını verdikten sonra tutuklu sanık Osman Kavala'ya esas hakkında savunma yapması için söz vermek istedii. Savunma makamından gelen itirazlar sonucunda müdafi avukatlara söz verildi.
Avukatlar, sırayla kendi müvekkilleri özelinde örnekler vererek ilk duruşmadan beri verdikleri dilekçelerin dikkate alınmadığını, başta delil toplama talepleri olmak üzere, şimdiye kadarki taleplerine dair mahkeme heyetinin kararların taraflarına bildirilmediğini söylediler.
Müdafi avukatlar, "iddianın delileri olmadığı için kendi savunma delillerini sunmaya mecbur bırakıldıklarını" söyleyerek kendi tanıklarını mahkemede hazır bulundurduklarını ve dinlenmeleri gerektiğini beyan ettiler.
Dinlenmesi talep edilen tanıklar arasında gazeteci Ertuğrul Özkök ve Gezi protestolarına katıldığı beyan edilen kişiler yer alıyordu.
Avukatların dışarda kaldığının mahkeme başkanına bildirilmesi sonucunda başkan "meraklı izleyicilerin çıkıp yer verebileceğini" ifade edince salonda bir uğultu oluştu.
Başkan, "duyarlı izleyiciler" diye düzelttiğini ifade etti.
Kavala'nın avukatı İlkan Koyuncu, "mahkemenin o aşamaya gelmediğini gördükleri için" bu celsede savunma yapmayacaklarını açıkladı.
Gizli tanık olarak dinlenen Murat Pabuç'un isim değiştirip Murat Eren adını aldığı ve "kimlik tespiti bile yanlış yapılarak" "hukuka aykırı olarak savunma makamı olmaksızın dinlenen" bu tanığın beyanlarının geçerli olmadığından dolayı tekrar dinlenmesini talep etti.
Koyuncu, ayrıca Adalet Bakanlığı'nın "AİHM kararının kesinleşmedi" diye bir dilekçesi olmadığını tespit ettiğini ve Adalet Bakanlığı'na bunun sorulmasını talep etti.
Bir başka müdafi avukatı Aslı Kazan, 2013 yılında Nazmi Ardıç tarafından yazılan fezleke ile savcının mütalaasının aynısı olduğunu iddia etti.
Müdafi Avukat Tora Pekin, "şimdiye kadarki taleplerinin davayı uzatma sebebiyle yapıldığın suçlamasıyla karşı karşıya kaldıklarını fakat aslında delillerin yok sayılması marifetiyle mahkemede davayı kısaltma iradesinin mevcut olduğunu" söyledi.
Gezi davasının ikinci bölümünde tutuklu tek sanık iş adamı Osman Kavala ve diğer sanıklara, savunmaları için söz verildi.
Kavala, savunması için ek süre istedi ve tahliyesini talep etti.
Kavala, "İddianamedeki hiçbir suç ile eylemle ilişki kurulamamış, delillere genel olarak bakıldığında suçlu olduğumu iddia etmektedir. Olaylara ve olgulara siyasi açıdan değil, tarafsız bir gözlemci gözüyle bakmaya davet ediyorum" dedi.
Kavala'nın konuşmasından sonra diğer sanıklara mütalaaya karşı söyleyecekleri sorulmaya başlandı.
Sanık Ali Hakan Altınay, "Avukatlarım 6 tane tanık, 7 tane belge istediler fakat mahkeme bunu reddettiği için nasıl savunma yapabileceğimi bilmiyorum" dedi ve savunması için süre istediğini söyledi.