Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Ekol TV’de katıldığı canlı yayında uluslararası ve bölgesel gelişmeler hakkında önemli açıklamalarda bulunarak, Türkiye’nin dış politikada izlemesi gereken rotaya dikkat çekti. Davutoğlu, Osmanlı'nın dış politikadaki stratejik yaklaşımlarını örnek göstererek, “Kritik ülke Polonya’dır. Türkiye için çok önemlidir. Osmanlı’nın Lehistan’ı yaşatmaya çalışması gibi, biz de Ukrayna, Polonya ve Finlandiya hattında aynı politikayı takip etmeliyiz” dedi.
Davutoğlu, geçmişteki diplomatik temaslarını paylaşırken, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte gerçekleştirdiği Moskova ziyaretini hatırlattı. Davutoğlu, "Putin, bize 1 Mart tezkeresiyle Amerikan baskısına rağmen alınan karar sonrası Türkiye’nin büyük bir devlet olduğunu anladığını söyledi" diyerek, Türkiye'nin uluslararası alandaki duruşunun önemine vurgu yaptı.
Konu ile ilgili vieonun linki:
https://cdn.karar.com/media/2024/12/whatsapp-video-2024-12-06-at-07-16-44.mp4
KIRIM’IN İŞGALİ VE BÖLGESEL DENGELER
Gelecek Partisi Lideri Davutoğlu, Kırım’ın 2014’teki işgalini, Türkiye ile Rusya ilişkileri açısından "vahim bir hata" olarak nitelendirdi. Rusya’nın Azak Denizi’ni bir iç denize dönüştürerek bölgedeki dengeleri bozduğunu belirten Davutoğlu, “Eğer Odessa’dan Moldova’ya sıçrarsa, Gagavuzya ve Moldova’daki dengeler bozulur. Bu fay hattı Sırbistan’a ve oradan Bosna Hersek’e kadar uzanır. Bölgedeki fay hatları tek tek kırılır” şeklinde konuştu.
"HİÇ KİMSE MASUM DEĞİL"
Bölgedeki aktörlerin politikalarını eleştiren Davutoğlu, “Rusya, Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğini söylüyor, ama aynı zamanda Suriye’de tam tersi bir yaklaşım sergiliyor. Burada hiç kimse masum değil” ifadelerini kullandı.
"OSMANLI’NIN STRATEJİSİ TÜRKİYE İÇİN YOL GÖSTERİCİ"
Ukrayna, Polonya ve Finlandiya hattındaki gelişmelere dikkat çeken Davutoğlu, “Soğuk Savaş döneminin en önemli taşlarından biri burada oynandı. Polonya, Almanya ve Rusya arasındaki dengeyi koruma stratejisi Osmanlı için nasıl önemliyse, bugün Türkiye için de kritik önemdedir. Baltık’tan Karadeniz’e inen Tuna koridorunun gerilim hattı olmaktan çıkarılmasına öncülük etmeliyiz” dedi.
"TÜRKİYE VE İRAN KARŞI KARŞIYA GETİRİLMEMELİ"
Ortadoğu’daki gelişmelere de değinen Davutoğlu, Suriye ve Irak’ta Türkiye ile İran arasında bir gerilim oluşturulmasının en büyük tehlike olduğunu belirtti. “Türkiye ve İran’ın karşı karşıya gelmesini arzu etmem. Ancak bu durumun önlenmesi için İranlıların Türkiye’nin jeopolitik hassasiyetlerini dikkate alması gerekir” dedi.
"2011’DE İRAN’A GÜÇLÜ BİR SURİYE İSTİYORUZ DEDİM"
Davutoğlu, Arap Baharı’nın başladığı dönemde İran’la yürüttüğü diplomatik temasları anlatarak, “2011’de İran’a gittim ve onlara ‘Güçlü bir Suriye istiyoruz, Suriye’nin birliğini korumak gittikçe zorlaşıyor, birlikte Esad’a gitmeliyiz’ dedim. Ancak İran, Esad’ın arkasında kayıtsız şartsız duracaklarını belirtti” diye konuştu.
SURİYE’DE ESAD REJİMİ VE MAHLUF AİLESİ
Suriye rejiminin iç yapısını değerlendiren Davutoğlu, Beşar Esad’ın yönetiminde Mahir Esad ve Rami Mahluf’un etkili olduğunu belirtti. “Mahir Esad askeri kanadı, Rami Mahluf ise ekonomik kanadı yönetiyor. Ancak bu yapının sonucunda ölenler Suriyeli çocuklar” diyerek Esad rejiminin Suriye halkına zarar verdiğini vurguladı.
"BAHÇELİ’NİN AÇIKLAMALARI BÖLGEDEKİ ALGIYI ETKİLİYOR"
Irak’ta yaptığı temaslara da değinen Davutoğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin açıklamalarının bölgedeki etkisine dikkat çekti. “Irak’taki üst düzey yöneticiler, Bahçeli’nin açıklamalarını çok dikkatli takip ediyor. Türkiye’nin iç politikasına yönelik büyük bir merak var” dedi.
"TÜRKİYE KÜRTLERİN HAKLARINI KORUMALI"
Davutoğlu, Kürtlerin dört farklı ülkede dağınık şekilde yaşadığına dikkat çekerek, Türkiye’nin Kürt halkına yönelik koruyucu bir tutum sergilemesi gerektiğini belirtti. “Türkiye’nin, Kürtlere kimsenin zulmedemeyeceğini göstermesi lazım” diye konuştu.