Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Gecenin En Uzunu Ramazan’da Buldu Beni...

Veysi Dündar

Gecenin En Uzunu Ramazan’da Buldu Beni...

 

 

Yılın en uzun gecesi 21 Aralık gecesidir. Edebiyatta sevgiliden ayrı geçen her gece, en uzun gece olarak nitelendirilir.

Dün bir filmde geçti şu söz, hakikati dile getiren.

“Aşk, zamanın hızla geçmesini sağlar fakat zamanın aşkı bitirdiği kesindir.”

 

Rahmetli Çetin Altan, her sene sektirmeden yazardı en uzun geceyi. Şu anda hapiste olan oğlu Ahmet Altan’ın, ‘En Uzun Gece’ isimli romanının da son satırıdır Şeb-i Yelda,  “ve en uzun gece başlamıştı...” diye son bulur roman.

 

Günümüzde ise gelin görün ki, Koronanın hayatımızı alt üst ettiği şu aylarda, bir de Ramazan’a denk gelince, üstelik sokağa çıkma yasağı da bu badirelerin üzerine eklenince, en uzun geceleri yaşar olduk. Tek bir gece değil, bir sürü uzun gecemiz oldu...

 

İran’da eski bir gelenek olarak kutlanır yılın en uzun gecesi... Bu gecede uyumadan sabahlamak isteyen İranlılar, bir araya gelir eğlenceler düzenler sohbet ederler. Günümüz Korona günlerinde dünya genelindeki gibi ne bir araya gelebilmek mümkün, ne sahur etmek, ne de iftar açmak...

Dört-beş arkadaş bir arada çay içmeyi bile, hasretle aratıyor Allah...

 

Doğuda ise bu gecede insanlar ömürleri bu geceki kadar uzun olsun diye nar yer, sonra da bir divandan tefeül ederlermiş. Ne çıkarsa bahtlarına, o sene öyle geçecek sanırlarmış..

 

17.asır şairlerinden Sâbit’in müthiş dizeleridir; 

“Şeb-i yeldâyı müneccimle muvakkit ne bilir,

Mübtelâ-yı gama sor kim geceler kaç saat.”

 

Şeb-i yelda, en uzun gece demektir. Şöyle der bu iki beyitle şair;

“En uzun geceyi; işi, onu hesaplamak olan müneccime, muvakkite sorma; onlar bilmez. Gecelerin kaç saat olduğunu gama tutulmuş olana sor.”

 

Evet, aşık bilir gecenin uzunluğunu. Sevdiceğini düşünür durur. Vakit geçmek bilmez onsuz. Saniyeler dakika, dakikalar saatler hükmündedir aşık ile maşuka...

 

Sonu gelmeyen ve bir türlü bitmek bilmeyen işler için kullanılan bir güzel mısra vardır. “Bu şeb-i yeldanın yok mu bir sabahı?” diye gecenin çabucak aydınlanması niyazında bulunur.

 

Günümüz dünyasının, uzun süren bu salgını ne zaman nihayete erecek ve normal hayatımıza ne vakit döneceğiz? 

Bu karanlık gecelerin uzun düşünüşleri, hangi aydınlık sabahlarda sonlanacak?

 

Esasında geceler duyguların açığa çıktığı zaman dilimidir. Yaralarımız depreşir. İfşa olur. Kendimize itiraflarda bulunuruz. Her şartta haklı çıkmaya çalışırız düşüncelerimizde.

 

Sonra da Nazan Öncel’in “geceler kara tren” metaforu melodisi sözü cümlesi betimlemesi üşüşür beynimize ve kulaklarımıza. Gece daha da bir uzar, uzar, uzar...derken dört bir yanı hüzün kaplar.

 

Hayattaki tüm pişmanlıklara, gönül kırgınlıklarımıza, kalp ağrılarımıza, kayıplarımıza, doyamadıklarımıza ve tüm yaralarımıza nar kıralım bu uzun gecelerde...

Salgın bitsin, umutsuzluk dağılsın, ümidimiz yeşersin, kıymetini bilmediğimiz tüm eski günlere yeniden merhaba diyelim...

@VEYSDNDAR1

 



Anahtar Kelimeler: Gecenin Uzunu Ramazan’ Buldu ...

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER