Tarih: 28.03.2018 18:16

GAZZE´DEKİ İNSANİ KRİZ ALARM VERİYOR!

Facebook Twitter Linked-in

İNSAMER Araştırmacısı Seda Özalkan tarafından kaleme alınan raporda yılardır İsrail abluka ve ambargosu altında inşaattan, sanayiye, sağlıktan, hizmete kadar her türlü sektörün çöktüğü ya da çökme aşamasına geldiği Gazze´deki insani krizin boyutlarının vardığı nokta anlatıldı ve acil harekete geçme çağrısı yapıldı.

İşte rapordan kesitler:

SURİYE´NİN GÖLGESİNDE KALAN ´AÇIK HAVA HAPİSHANESİ´: GAZZE

Gazze, 2007 yılından bu yana İsrail ve Mısır´ın hava, kara ve deniz ablukası altındadır. Özgürlük Filosu Koalisyonu (Freedom Flotilla Coalition-FFC) ve Mavi Marmara başta olmak üzere ablukayı kırmaya yönelik bütün girişimler, işgal devleti İsrail tarafından her türlü uluslararası hukuk kuralı ihlal edilerek engellenmiştir. Giriş çıkışların İsrail ve Mısır tarafından kontrol edilmesiyle adeta bir açık hava hapishanesine dönüşen Gazze´de siyasi anlaşmazlıkların ortaya çıkardığı kriz, bölge ekonomisini çökerterek hayatı durma noktasına getirmiştir... Bugün Suriye´de yaşanan krizin gölgesinde kalan Gazze, her zamankinden daha fazla yardıma muhtaç olması sebebiyle yeniden hatırlanması gereken çok önemli bir konudur.

NÜFUS YOĞUNLUĞU

İsrail ablukası sebebiyle Gazze´de hayatın çeşitli alanlarında tam bir çöküş yaşanmaktadır. Nüfus yoğunluğu açısından dünyanın en kalabalık bölgesi olan Gazze´nin 1948´de yaklaşık 60.000 olan toplam nüfusu 2003´te 500.000´e, bugün ise neredeyse 2 milyona ulaşmıştır. İsrail işgali sebebiyle yaşadıkları yerleri terk etmek durumunda kalarak Gazze´ye sığınan Filistinlilerin oluşturduğu bu nüfus yoğunluğu, Gazze´deki insani krizi derinleştiren bir diğer faktördür.

İŞSİZLİK ve EKONOMİK ÇÖKÜNTÜ

Beton ve çelik başta olmak üzere binlerce ürünün Gazze´ye girişine izin verilmemesi sebebiyle iş alanlarının gün geçtikçe daralması, işsizlik ve fakirliğin giderek artması ve satın alma gücünün oldukça düşmesi, Gazzelileri ekonomik bir açmazın içine düşürmüştür. Nüfusun %80´inin fakirlik sınırında yaşadığı Gazze´de işsizlik %50´leri bulurken, işsizlerin %50´sini çoğunluğu üniversite mezunu olan gençler teşkil etmektedir. Günlük gelirin ortalama 2 dolara düştüğü Gazze´de 250.000 işçi çalışamamaktadır. Kendi ülkesinde mülteci konumuna düşen Gazze´deki 1.300.000 Filistinli de dâhil olmak üzere toplam 1.350.000 kişi hayatını dışarıdan gelen yardımlarla sürdürmektedir.

ELEKTRİK SORUNU ve MUMLAR NEDENİYLE ÇIKAN YANGINLAR

Gazze´nin elektriği üç hat üzerinden sağlanmaktadır: Mısır, İsrail ve Gazze Şeridi. Gazze´ye oldukça sınırlı miktarda elektrik temin eden Mısır ve İsrail, bu oranı yükseltmeye yanaşmamaktadır. 2014 yılında İsrail tarafından bombalanan ve geçtiğimiz yıl yakıt yetersizliği sebebiyle elektrik üretemeyen Gazze´nin tek elektrik santrali ise bugün yine aynı sebepten dolayı enerji ihtiyacını karşılayamamaktadır. Sanayi, eğitim ve sağlık sektörleri başta olmak üzere Gazze´deki temel sosyal hizmetler, 2018´in başından itibaren günlük ortalama 18 saati bulan elektrik kesintileri sebebiyle durma noktasına gelmiştir. Elektrik kesintilerinin hayatı felç eden etkisini biraz olsun hafifletmek adına kullanılan jeneratörler de Gazze´ye girişine izin verilmeyen yakıt eksikliği sebebiyle sorunun çözümüne katkı sağlayamamaktadır. Ayrıca, jeneratör imkânı bulamayan ailelerin aydınlanmak için kullandıkları mumlardan kaynaklanan yangınlar da ciddi bir sorun oluşturmaktadır. Bu tür kazalar sebebiyle son bir yılda 23´ü çocuk olmak üzere toplam 29 kişi hayatını kaybetmiştir.

İSRAİL, TARIM ve HAYVANCILIĞA ENGELLER ÇIKARIYOR

Geçimlerini tarım, hayvancılık veya balıkçılıktan temin eden Gazzeliler de son dönemde büyük engellemelerle karşılaşmaktadır. Çiftçiler sınıra yakın yerlerdeki arazilerine gidememekte, mahsuller İsrailli yerleşimciler tarafından kimyasal ilaçlarla tahrip edilmektedir. Elektrik krizi sebebiyle sulama oranının %60 civarında azalması, mahsullerin kalitesini de düşürmektedir. Denizde avlanma mesafesini 6 mil olarak kısıtlayan işgalci İsrail rejimi, Gazze açıklarında avlanan balıkçılara ateş açmaktadır. Teknedeki malzemelerine de el konulan Gazzeli balıkçılar, ayrıca bölgede kanalizasyon sisteminin işlememesi ve tüm atıkların denize boşaltılmasından dolayı ortaya çıkan deniz ve çevre kirliliğinden de büyük ölçüde etkilenmektedir.

SAĞLIK SEKTÖRÜ ÇÖKMEK ÜZERE

Gazze´deki insani krizin en ciddi boyutu sağlık sektöründe yaşanmaktadır. Oldukça sıkıntılı süreçlerden geçen sağlık sektörüne acil olarak müdahale edilmediği takdirde bu durumun sonuçları Gazzeliler için çok vahim olacaktır. Gazze´de sağlık sektörünün çökmesinin temel sebebi, dolaylı olarak yakıt yetersizliği olsa da tıbbi malzeme eksikliği bu sektöre doğrudan zarar vermektedir. 2014´te İsrail tarafından bombalanan ve bugün 300.000´in üzerinde Gazzeliye hizmet veren Beyt Hanun Hastanesi, yakıt rezervlerinin tükenme noktasına gelmesi üzerine 29 Ocak 2018 tarihinde artık tıbbi destek veremeyeceğini duyurmuştur. Gazze´deki diğer 12 devlet hastanesi tarafından sağlanan hizmet de aynı sebepten dolayı durma noktasındadır. İhtiyaç duyulan ilaçların %35´i (184 çeşit standart ilaç), tıbbi malzemelerin ise %45´i bulunamamakta, 300 adet tıbbi cihaz teknik arızalarının giderilememesi sebebiyle kullanılmaz halde beklemektedir. Gazze´de yaşayan toplam 13.000 kanser hastası ne tedavi edilebilmekte ne de sınır kapısı engelini aşıp yurt dışına çıkabilmektedir. 

NE YAPILMALI?

Bütün bu veriler ışığında Gazze´deki insani krizin hafifletilmesi adına kısa dönemde yapılması gereken ilk iş, Gazze´nin enerji ve temiz su ihtiyacının acil olarak karşılanmasıdır. Uzun dönemde ise, ablukanın kaldırılması için İsrail´e yaptırımlarda bulunulması büyük önem arz etmektedir. BM´ye göre abluka acil olarak kaldırılmazsa Gazze 2020´ye kadar yaşanmaz bir yer haline gelecektir. Dolayısıyla Gazze´de hayatı her açıdan felç eden ve bir insanlık dramına yol açan İsrail ablukasının son bulması, buradaki insani krizin orta ve uzun vadede etkilerinin hafifletilmesi açısından tek alternatiftir. Gazze´ye yönelik yardımlar sadece yiyecek ve tıbbi malzeme düzeyinde kalmamalı, Filistin´in gelecekteki sahipleri olan yeni nesillerin yetiştirilmesi için eğitim imkânlarının iyileştirilmesine yönelik özel destekler de sağlanmalıdır. Son yıllarda yükselen insani bir aktör olan Türkiye´nin Gazze´de yaşanan insani krizin kısa vadede hafifletilmesi, uzun vadede ise bölgenin geleceğinin siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda yeniden inşasındaki rolü oldukça kritiktir.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —