Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Futbolunuz ne ise siyasetiniz de odur.. Takım iyi kurulmamış, stratejiniz iyi belirlenmemiş ise ?mucize´ beklersiniz?

Fehmi KORU

Futbolunuz ne ise siyasetiniz de odur.. Takım iyi kurulmamış, stratejiniz iyi belirlenmemiş ise ?mucize´ beklersiniz?

Futbolu bütün özellikleriyle bilmeyenler son iki gece üst üste yaşananlara ?Mucize bu? tepkisini veriyorlar?

Oysa, futbolda da, hayatın neredeyse bütün alanlarında olduğu gibi, olağanüstülükler pek yoktur. Kendi takımının niteliklerini sonuna kadar değerlendirme, karşı takımın eksikliklerini, yumuşak karnını iyi tespit edip hepsini kullanma üzerine oturan akılcı bir strateji ile, maç sırasında fark edilen açıklara uygun taktikler genellikle sonuç almayı sağlar.

Neden mi söz ediyorum?

Futbolda da siyasette de ?mucize´ yoktur

Avrupa futbol takımlarının birbirlerine karşı yarıştıkları Şampiyonlar Ligi´nde yarı final karşılaşmalarının ikinci maçları önceki gece ile dün gece yapıldı. İlk karşılaşmalarda önde çıkan iki takım (Barcelona ve Ajax) bu hafta sahalara ilk maçların avantajıyla çıktılar; ancak geçen hafta hiç gol atamadığı halde kalesinde üç gol gören Liverpool ile aynı hafta kendi sahasında yediği bir gole cevap verememiş olan Tottenham -ikisi de İngiliz takımı- bu haftaki maçlarda rakiplerini dize getirip yarışmadan elemeyi başardılar.

Liverpool önceki gece tam dört gol attı ?yenilmez´ bilinen Barcelona´ya; Tottenham dün geceki rövanş maçında da iki gol yedikten sonra üç golü arka arkaya sıralayarak müthiş bir geri dönüşe imza attı.

?Mucize bu? denilen işte bu iki sonuç.

Oysa İngiliz takımları bunu hep yapıyor. Biri 2005´te İstanbul´da oynanan Liverpool-Milanmaçında yaşandığı gibi, geriden gelip oyunu kendi lehlerine çevirmeyi bildikleri çok sayıda final veya yarı-final maçları var?

Önceki akşam ve dün gece, yenilen takımların oyuncuları ve teknik yönetmenleri üzüntüden ağladıkları gibi, müthiş karşılaşmalardan başarıyla çıkan takımlarda da sevinç gözyaşları dökenler oldu.

Bizim evde bile futbola gösterdiğim ilgiye, maçları sektirmeden izleyişime takılanlar oluyor. Oysa ?Futbol yalnızca futbol değildir? özlü sözünün de dışa vurduğu gibi, maçları, yalnızca göz zevkimi tatmin etmek için değil, gri beyin hücrelerimi çalıştırmaya yaradığı için de keyifle izliyorum.

Siyaseti ve siyasetçileri izler gibi?

Şunu da rahatlıkla söyleyebilirim: Kaliteli takımların maçlarını izlerken bizde bazı siyasetçilerin ve partilerin neden başarılı olduğunu bazılarının ise yaya kaldığını daha iyi anladığımı hissediyorum.

Futbolda iyi oyunculardan oluşan bir takım kurmak önemli. Ancak ondan da önemlisi, 10 nitelikli oyuncu yanında gol yemeyecek bir kaleci bulmaktır. İyi takımların yalnız ilk 11´i değil, kale arkasında bekleyen yedekleri de esas oyuncuları kadar nitelikli olmak zorunda. En önemlisi de, onların niteliklerini daha da geliştirecek ve rakip takımların ıncığını cıncığını tespit edip hiçbirini küçümsemeden her birinin karşısına oyuncularını hazır halde çıkartacak, onların morallerini yüksek tuttuğu kadar oyun sırası ve arasında daha da yükseltmeyi becerecek bir hocayı takımın başına getirmektir.

Liverpool´un Alman, Tottenham´ın Arjantinli hocaları ile onların kurdukları takımlar bu özelliklere fazlasıyla sahip.

Seyirci desteği de şart ama, ter dökerek ve ayaklarla birlikte beyin de çalıştırılarak kazanılıyor maçlar.

Futbolumuz ve siyasi hayatımız

Siyasette neler eksik bizde? Bazı partiler geri dönüşte neden başarılı veya başarılı olacağı hesabıyla hep geri dönüşe hazırlanıyor? Neden bazı partiler önde ve avantajlı başladıkları yarıştan bir türlü kazanarak çıkamıyorlar? Nitelikli olduğu bilinen oyuncular niçin hep yedek sıralarında oturuyor ve bir türlü sahaya çıkamıyor, çıkarılmıyorlar?

Hesap kitap işleri iyi kotarılamadığı, sahaya sürülenler nitelikten yoksun olduğu, kazanma üzerine strateji geliştirilemediği, rakipler doğru değerlendirilemediği, taktikler o yüzden genellikle işe yaramadığı için olabilir mi?

Galiba bizim ülkemizdeki siyaset bizim ülkemizdeki futboldan farksız. Takımlar yarışıyor bizdeki futbolda, ama sonuçları tarafsız kalması beklenen hakemler belirliyor.

En ufak bir engelle karşılaşıldığında derhal ?yabancı parmaklar´ edebiyatı yapılıyor, yanlışlarımızdan dolayı ?üst akıl´ sıfatı uygun görülen birileri suçlanıyor ya siyasi hayatımızda, iddialı yabancı maçları izlerken, bizdeki esas sorunun ?alt akıllı´ olmaktan kaynaklandığını düşünmeden edemiyorum.

Geçen hafta sonu şampiyonluğa oynayan iki takımımız karşılaştı İstanbul´da; kalecisinden en ilerideki oyuncusuna kadar bütün kadrosu yabancılardan oluşan takım kendi sahasında oynanan maçı kazandı. Rakip takım yöneticileri sonuçtan kimi suçladı dersiniz?

Evet, hakemi?

Oysa hakemin yan tutacağı da hesaba katılarak çıkılması gerekirdi maça.

Siyasette de Yüksek Seçim Kurulu (YSK) suçlanıyor?

YSK taraflı davranmış veya hatalı karar vermiş olabilir; ancak 45 gün sonraya konulmuş tekrar seçim için daha şimdiden üç gün boşa geçirildi.

Acaba ?mucize´ mi bekliyor?

????



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER