Furkan Vakfı Başkanı Alparslan Kuytul, dün gerçekleştirilen davada kendisine yönelik terör suçlamalarından tahliye edildi. Kendisine yöneltilen diğer suçlamalar sebebiyle tutukluluğunun devamı yönünde karar verilen Alparslan Kuytul´a ilişkin açıklamada bulunuldu.
Furkan Vakfı eski başkanı Hasan Demir, Adana Bölge Adliyesinin önünde konuya ilişkin olarak açıklama yaptı.
Alparslan Kuytul´a yöneltilen suçlamaların asılsız olduğunu söyleyen Demir, ?Eğer Furkan vakfı bir suç örgütü olarak görülüyorsa mahalle muhtarlarından takdir belgeleri geliyordu. O zaman bu şehrin muhtarları da destek vermekten suçludur. 2014 yılında Adana Emniyeti bizzat Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı´na plaket takdim etti. Neden? Bu toplumun dezavantajlı gruplarına tebliğ ediyordu, onların ahlaklarını düzeltiyordu, ıslah ediyordu, vatanına milletine hayırlı insanlar yapıyordu. Bundan dolayı da Adana Emniyeti bizzat plaket takdim etti. Eğer kurucusu Alparslan Kuytul Hocaefendi olan Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı suç örgütüyse bu durumda plaket takdim eden Adana Emniyeti ne oluyor? Diğer taraftan Kalkınma Bakanlığı desteğiyle Adana Valiliği SODES birimine bir proje teslim ettik. Bu proje yaklaşık bir yıl boyunca araştırıldı. Vakfımız araştırıldı, bizler araştırıldık. Bu araştırmanın sonucunda Adana´nın en yetkili makamı olan Adana Valiliği tarafından projemiz destek gördü. O zaman Valilik makamı da mı suç örgütünü destekliyor diyemez miyiz?? dedi.
Furkan Vakfı eski başkanı Hasan Demir, konuya ilişkin açıklamasında ?Adaletin eninde sonunda tecelli edeceğine inanıyoruz? ifadelerini de kullandı.
Furkan Haber´in aktardığına göre Hasan Demir´in açıklaması şu şekilde:
Bugün burada merakla ve duayla Alparslan Kuytul Hocaefendi´nin 11. Ağır Ceza Mahkemesinden çıkacak sonucu bekledik. Buradan istediğimiz sonucu aldık ki, zaten alacağımızı da biliyorduk. Nitekim Alparslan Kuytul Hocaefendi, Furkan Vakfı ve dava dosyasında adı geçen 44 şahsın terör örgütüyle hiçbir alakasının olmadığı dosyadaki belgelerde mevcuttu. Biz bunları sadece tutuklama için bir bahane olarak görüyorduk.
Bugünkü 11. Ağır Ceza Mahkemesinde tahliyesine karar verildi. Hocaefendi sadece 11. Ağır Ceza Mahkemesinden dolayı tutuklu değil, 4. Ağır Ceza Mahkemesinden dolayı da tutuklu. Diğer tüm kardeşlerimizin de yargılanmış olduğu dava, suç örgütü kurmak ve yönetmek. Hangi suç örgütü belli değil.
Furkan Vakfı mı suç örgütü?
Eğer Furkan vakfı bir suç örgütü olarak görülüyorsa mahalle muhtarlarından takdir belgeleri geliyordu. O zaman bu şehrin muhtarları da destek vermekten suçludur. 2014 yılında Adana Emniyeti bizzat Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı´na plaket takdim etti. Neden? Bu toplumun dezavantajı gruplarına tebliğ ediyordu, onların ahlaklarını düzeltiyordu, ıslah ediyordu, vatanına milletine hayırlı insanlar yapıyordu. Bundan dolayı da Adana Emniyeti bizzat plaket takdim etti. Eğer kurucusu Alparslan Kuytul Hocaefendi olan Furkan Eğitim ve Hizmet Vakfı suç örgütüyse bu durumda plaket takdim eden Adana Emniyeti ne oluyor?
Diğer taraftan Kalkınma Bakanlığı desteğiyle Adana Valiliği SODES birimine bir proje teslim ettik. Bu proje yaklaşık bir yıl boyunca araştırıldı. Vakfımız araştırıldı, bizler araştırıldık. Bu araştırmanın sonucunda Adana´nın en yetkili makamı olan Adana Valiliği tarafından projemiz destek gördü.
O zaman Valilik makamı da mı suç örgütünü destekliyor diyemez miyiz?
Bu ülkenin muhtarları, valiliği vakfımıza hayırlı işlerinden, çalışmalarından dolayı plaket verecek, takdir edecek sonra da dönüp terör örgütü suçlaması ya da suç örgütü iddiasında bulunacak. Bunlar birbiri ile çelişen şeyler. Bunların birer bahane olduğunu bizler biliyoruz. Hocaefendi´nin yapmış olduğu konuşmaların tesirli olduğunu biliyoruz.
Furkan Vakfı´nın yapmış olduğu hayırlı çalışmaların ses getirdiğini biliyoruz. Hakikatleri ortaya çıkaran bir hocamız var. Yanlışlara yanlış diyen bir hocamız var. Onun sesini kısmak istediklerini de biliyoruz. Şayet bu devletin resmi kurumları hocamızla alakalı terörle ilişkisi yok diyorsa bu nasıl bir çelişkidir.
Bu yapılmış olanlara kılıf değil midir?
Suç örgütü kurmak ve yönetmek, nitelikli dolandırıcılık, evrakta sahtecilik vs gibi saçma sapan bahanelerden dolayı maalesef 4. Ağır Ceza Mahkemesi 11.Ağır Ceza Mahkemesinin kararını bildiği halde tutukluğunun devamı diye karar yazıyor. Buradaki karar açıklandıktan bir saat sonra Hocaefendi´nin, Veysel Dörtgöz Bey´in ve vakıf başkanımız olan Ali Alagöz´ün tutukluluğunun devamına diye karar alıyor.
Bu kararı kınıyoruz.
Adaletin eninde sonunda tecelli edeceğine inanıyoruz.
Bu topraklar nice vefalı, nitelikli, insaflı yöneticiler de yetiştirmiştir. İnşallah o insanların vakfımızı araştırdığında, Hocaefendi´nin konuşmalarını dinlediklerinde adaletle hükmedeceklerine inanıyoruz. Hocaefendi´ye yöneltilen iddiaların asılsız olduğu ortadadır. Binerce seveni, yanında bulunan talebeleri ve bizler de buna şahidiz. Mütevazi hayatı ortadadır. Eğer bir dolandırıcılık yapacak olsa ortada dolandırılan birinin olması gerekir. Var mı ortada bir dolandırılan? Yoktur. Şikayet eden, dolandırılan birisi lazım. Dosyada şikayet eden hiçbir kimse yok. ?Beni Alparslan Kuytul ya da dosyada adı geçen 44 kişiden biri dolandırmıştır? diye bir şikayet yok ama dolandırıcılıktan hakkımızda dava açılıyor. Dolandırıcılığın olabilmesi için bildiğimiz kadarıyla dolandırıcılığı yapan kişinin hayatında bir değişiklik olmalı, hayat standartları artmalı. Hocamızın hayatı ortadadır. 30 yıllık palto ile duruyor. Evindeki eşyalarına da baktığımızda mütevazi hayatı ortadadır. Bunların tamamen komplo olduğunu düşünüyoruz. Ancak adalet eninde sonunda tecelli edecektir.