Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Fuat Oktay Başkanlığında Yeni Bir Parti mi Kurulacak?

Veysi DÜNDAR'IN Yazısı; Saatin zembereği, yatağın yayı, yerinden fırladığında ortaya çıkan tablo ne ise bir gün önce elektriğe %15 zam yapılan ülkede enflasyonun %9 çıkması da hemen hemen aynı etkiyi yarattı.

Fuat Oktay Başkanlığında Yeni Bir Parti mi Kurulacak?

Erdoğan, AKP’deki Düşüşü -Özünden Yeni Bir Parti İle- Durdurabilecek mi?

Saatin zembereği, yatağın yayı, yerinden fırladığında ortaya çıkan tablo ne ise bir gün önce elektriğe %15 zam yapılan ülkede enflasyonun %9 çıkması da hemen hemen aynı etkiyi yarattı.

Baz etkisi var denilen geçen sene bu zamanlarda meydana gelen sarsıntının enflasyonu tırmandırdığı seviyenin o kadar yüksek olmasıydı ki onu geçmenin de hemen hemen imkansız oluşu. Coğrafi terimle anlatacak olursak Ağrı dağına tırmandı iseniz üzerine sizi ancak Himalayalar keser vb. 

Türkiye’de dövizi zaptemedeyip 15 yılda kazanılan ne varsa istikrar adına birkaç senede feda edildi. Karşılığında iktidar birkaç yıl uzamış oldu. Değer miydi? Bence hayır.

Geçen sene %25 olan enflasyon bu sene %10 ise aslında önceki seneye göre artış 25’in üzerine bir 10 puan koymayı gerektirir. Zaten gerçekte enflasyon 9 olsa fıkradaki boksör gibi hemen sormamız gerekecek: “Madem o kadar iyi dövüşüyorum, rakibi perişan ediyorum o zaman beni de arada döven başka biri; bir 3. boksör mü var?”

Ekonominin durumu pek iç açıcı değil. Bunun yansımasının siyasette karşılığı doğal olarak iktidar partisinin güç yitirmesi oldu. Sadece gücünü yitirmiyor üstüne üstlük bir de içinden neşet eden yeni oluşumların tehditi ile baş etmeye çalışıyor.
Şu anda iki kanattan gelen iki farklı oluşum partinin bütünlüğünü ciddi olarak sıkıntıya sokuyor. Anketler, oy oranları derken 40’ı 60’dan büyük göstermeye varan ilginç öneriler yapılıyor.

Dün Artı TV’ye bir kez daha, Sn.Yadigar Anlı’nın Odak programına ise ilk defa katıldığımda buna dair bir senaryoyu dillendirdim. İktidar partisinin zaten Karadenizlilikle olan yakın bağlarını gözettiğimizde klasik deyimle partisinden gidenlere “Haçan ben de sizi tanımayrum” deme olasılığını bir senaryo olarak ortaya koydum.

Madem AKP eriyor erime gideril-e-miyor ve AKP zaten Erdoğan demek o zaman AKP’nin mirasını varlığını ve emanetini yeni kurulan oluşumlara karşı yine yeni kurulacak bir öz-AKP’ye transfer etmek mümkün olamaz mı?

Bu senaryonun AKP’nin marka değerinin iktidarı garanti etmediği bir ortamda yeni bir marka ile sahaya çıkmak olacağına kuşku yok.

Zaten son 4 yılda AKP’nin MHP ile beraber yürüyüşü aslında AKP markasının tek başınalığını önemli ölçüde sınırlamış ve sulandırmıştı. Cumhurbaşkanının yanında olunduğunu bize anlatmak için adına da kısaca “Cumhur” denilen ittifak tam olarak bu yeni form değil miydi?

AKP AKP ise AKP+MHP’nin temsil ettiği Cumhur neydi? AKP’nin her zaman çok da hoşlaşmadığı MHP argümanlarını birinci elden savunmak manasına gelen süreçlerde çok da tereddüt etmeden yer alması zaten aslında AKP’nin bir şekilde kendi varoluşunu sorgular hale gelmesine yol açmamış mıydı?

AKP’ye dair verileri alt alta yazalım:
–       AKP’nin iktidarda her ne pahasına olursa olsun kalmak gibi bir derdi var.
–       AKP’li olmak aslında Erdoğan için var olmak demek, bunu birinci elden ‘o olmadan bir hiçiz’ şeklinde çok da doğrudan ifade eden partililer sadece oy verenler değil bizzati partiyi idare edenler.
–       AKP’nin MHP ile kurduğu ittifak tavanda iken tabanda ise rekabete tekabül ediyor. AKP’nin yerel seçimlerde MHP’ye kaybettiği çok sayıda yer var.
–       MHP AKP’nin “Grand Siyasetine” “High Politics”ine “Bekasına” itiraz etmeyecek kadar esnek bir tavır gösterdi. ‘Hatır için çiğ tavuk yenir’, dedi.
Öcalan kardeşlerin oyuncu olarak sürece dahil olmasına itiraz etmedi hatta bizzat önaldı.

Anchorman gazeteciler gibi yazının başlığını şu kadar maddede şu konu diyerek özetleyecek olmadığıma göre konuyu daha uzatmıyorum.
Ancak bu 4 başlık bize AKP’nin bir partiden ziyade güçlü bir liderin etrafında toplanan ve o liderin işaret ettiği çerçeveyi dolduran bir yapıya karşılık geldiğini göstermekte.
O zaman yeni kurulacak bir öz-AKP yukarıda 4 maddenin içini doldurarak AKP’den kopanlara karşı ve belki onlara da kendilerini sorgulatır şekilde karşımıza çıkabilir.

MHP’nin at mı araba mı olduğu sorusunun yanıtı da belki bu öz-AKP’nin alabileceği yeni formlarla ortaya çıkacaktır. AKP’nin MHP ile kurduğu birlikteliğin ekonomideki sıkıntıları siyaseten aşma kaygısına dayalı olduğu düşünüldüğünde, belki de çareyi siyaseti biraz daha öne çıkarmak olarak gören kadroların buna sıcak bakacağı da düşünülebilir.
Zaten AKP’nin birden öne fırlayan en taze karakterinin daha önce geri planda kalan bir isim olması da size de manidar gelmiyor mu?

Fuat Oktay’ın 9 harflik akılda kalıcı isminin yukarıdaki 5 maddenin içini doldurmada AKP’nin son dönemde öne çıkan eliti için işe yarar olduğuna kuşku duyan kimsenin olmadığına eminim.

(İttifakın başkan adayı yine Erdoğan olmak kaydıyla, Fuat Oktay başkanlığında yeni bir partinin kurulacağı yönünde, son dakika kulis bilgisi fısıltı şeklinde dolaşıma girdi.)

Sonuçta öz-AKP belki kurulur belki kurulmaz. Ama sonunda akıp yolunu bulacak suyun önünü kesmek için son ana kadar çarpışılacağına şüphe duymuyorum.

Yanlış siyasetin uzun süre tatbik edilmesinin etkilerini bertaraf etmek için bazen paketi ambalajı değiştirmek de akla gelen bir çözüm olabiliyor.

Halk ambalajı açtığında belki yeni bir ürünle karşılaşırım umudunda olabilir.
Kaygan zeminde tutunacak bir dal bulmak hiç de fena değildir.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER