90'lı yıllarda Türkiye'de hakim olan otoriter ve baskıcı devlet uygulamaları binlerce kişinin Avrupaya iltica etmesine neden olmuştu.
Fransa, son dönemlerde Türkiye'nin 90'lı yıllarını Fransa'da yaşayan müslümanlara yaşatmaya başladı.
İslam peygamberine soysuzca hakaret edilirken, camiler, üyelerinden herhangi birinin sosyal medyadaki paylaşımları gerekçe gösterilerek kapatılmaya başlandı.
17 ekimde normalde hapishane isyanlarını ve rehine alma durumlarını bastırmak için eğitilen polis birimi Müslüman hayır kurumu Baraka City'nin başkanı Idriss Sihamedi'nin evine baskın düzenlemişti.
Fransız faşisminin baskısını derinden hisseden Sihamedi Türkiye'ye Türkiye'den kendisi ve kurum çalışanları adına sığınma talep etti. Sihamedi şu ifadeleri kullandı:
"Fransa'da, 26 ülkede 2 milyon yoksul insan için faaliyet gösteren insani yardım ve insan hakları örgütü Barakacity'yi Fransa devleti feshetme kararı aldı. Dosyalarında 3 yıllık bir soruşturmanın ardından herhangi bir gerçek suçlama olmamasına rağmen.
Bu yüzden sayın Erdoğan'dan STK'mız adına Fransa'da güvende olmadığım için kendim ve ekibim adına siyasi sığınma talebinde bulunmak istiyorum."
Bir yardım kuruluşu olan Barakacity'nin kapatılması, liderinin Türkiye'den sığınma talebinde bulunması "Fransa Türkiye'nin 90'lı yılları olmaya başladı" yorumlarına neden oldu.
Terör kavramının doğduğu ülkede devletin müslüman muhaliflere yönelik bu uygulamaları "Fransa tekrar cumhuriyet öncesi devlet terörü uygulamalarına geri mi dönüyor" sorusunu sorduruyor
Bilindiği üzere Fransa’da Mart 1793 ile Temmuz 1794 yılları arasında siyasi düzeni sağlamak ve sürdürmek iddiası ile devlet tarafından halka karşı cebir ve baskı eylemleri bir devlet politikası olarak uygulanmış ve bu döneme “Terör dönemi” denmiştir.
