Fırtına öncesi petrol

Hatice Karahan- 14.09.2018

Fırtına öncesi petrol

Haftanın yoğun akışında dikkat çeken küresel gelişmelerden biri, petrolün hareketli seyri oldu. Brent´i baz alacak olursak, Mayıs ayından bu yana ilk kez 80 doların üzeri yeniden görüldü. Hafif dalgalı devam eden fiyat hareketlerinde, doğrusu ABD´de korkuyla beklenen Florence Kasırgası´nın etkisi hissedilmedi değil. Ülkenin doğu sahillerinde eli kulağında olan çok şiddetli kasırganın Texas´tan çıkıp New Jersey´e kadar uzanan boru hattında bir sıkıntıya sebep olması düşük de olsa bir ihtimal babında fiyatlanırken, ilgili talep artışı düşünceleri de bir diğer etken olmuş gözüküyor.

Petrol piyasası fırtına öncesi böyle bir hareket yaşamakla beraber, Florence´ın perdenin arkasındaki dinamiklere göre geçici bir nitelik taşıdığı da malum. Zira zaman zaman bu köşede gündeme getirdiğim çeşitli arz-talep faktörlerinde de, gelişmelerin yansımaları sürüyor. Bu kapsamda fiyatların son günlerde yeniden tırmanışa geçmesinde, arz yönlü endişelerin temel etkenlerden olduğunu söylemek mümkün. Burada ise İran, en etkili konulardan biri olmaya devam ediyor. ABD´nin yeniden devreye aldığı malum kararların eşliğinde üretiminde bir miktar zayıflama gözlenen İran petrolünün 4 Kasım sonrası gelecek esaslı yaptırımların ardından ne ölçüde düşeceği, bu noktada en temel soru olma niteliğini koruyor. Fiyatların yükselmesinin ardında, bu meseleye yönelik olumsuz beklentiler şüphesiz belirgin rol oynuyor.

Öte yandan Venezuela´daki üretim düşüşüne dair sorunların devam ediyor olması da hikâyenin ana ögelerindenken, son dönemde Suudi Arabistan, Irak ve Nijerya gibi OPEC ülkelerinde kaydedilen arz artışları terazideki kayıpları kısmen kapatmaya yarıyor. Bu bağlamda Libya´daki düşüşün son aylarda durması da arz görünümüne olumlu destek veriyor ancak ülkede kökü kazınmamış huzursuzluğun bunu ne derece sürdürülebilir kıldığı şüpheli?

Dolayısıyla önümüzdeki aylarda, arzda düşüşe geçen ülkelerin nereye vuracağı kadar, Suudi Arabistan başta olmak üzere diğer bazı üreticilerin ek kapasitesini nereye kadar kullanacağı da belirleyici olacak. Bu noktada elbette, Rusya´nın kararının da pek muteber olacağını vurgulamak gerek. Bununla birlikte anlaşılan o ki; bu ay yapılacak OPEC toplantısı gerek üyelerin gerekse Rusya´nın atacağı adımları netleştirecek.

Hadiseler bu şekilde öne çıkıp küresel petrol arzında bir sıkılaşma olabileceği yönünde beklentileri güçlendirirken, dün Uluslararası Enerji Ajansı IEA´nın yayımladığı petrol raporunda Ağustos itibariyle global üretimde rekor seviyelere işaret edilmesi piyasalara hafif bir gevşeme getirdi ancak söz konusu risklerin önümüzdeki dönemdeki varlığı rapor kapsamında da inkar edilemez bir gerçeklik taşıyor. Öte yandan IEA raporuna göre, talep tarafındaki beklentilerde bir değişim gözlenmiyor. Bu cephede fiyatı etkileyecek senaryolar arasında ise, ticaret savaşlarıyla zedelenebilecek küresel talep başrolde geliyor. Gelişen ekonomi para birimlerinde yaşanan değer kayıplarının da ithalatçı ülkelerin talebini etkilemesi, bir diğer muhtemel durum.