İhvan´ın Genel Mürşidi Muhammed Mehdi Akif, İhvan yöneticilerinden Muhammed el- Assar, Mısır´ın seçilmiş ilk ve tek Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi? Firavun zindanlarındauğradıkları işkence, zulüm ve baskılar sonucu şehadete erişmiş Müslüman Kardeşler teşkilatından bazı isimler. Hayrat Şatır, Muhammed Biltaci, Muhammed Bedii ve daha onlarcası da yaşlı ve hasta bir şekilde zindanlarda tutuluyor. Darbe sonrası Mısır´da vahşice katliamlara imza atan Sisi cuntası geriye kalan Müslüman Kardeşler teşkilatından önemli isimleri ve beraberinde yüzlercesini de zindanlara attı. Firavun zindanlarında zulüm ve baskılara maruz kalan yüzlerce yaşlı, kadın, çocuk İhvan mensubu yavaş yavaş öldürülüyor. İhvan-ı Müslimin Cemaati´nin öncülerinden olan Hayrat Şatır´ın Kanatir zindanında esir edilen kızı Aişe Şatır 180 günlük tek kişilik hücre hapsinden sonra çıkarıldığı savcıya, "Suçum Hayrat Şatır´ın kızı olmaksa bununla şeref duyuyorum" dediği bildirildi.
AİŞE ŞATIR, EN HAYATİ İHTİYAÇLARINDAN MAHRUM 180 GÜN TEK HÜCREDE TUTULDU
İhvan-ı Müslimin Cemaati´nin öncülerinden olan Hayrat Şatır´ın Kanatir zindanında esir edilen kızı Aişe Şatır ve beraberinde bulunan Ala El Karadavi, zifiri karanlıktan farksız rutubetli tek kişilik hücrelerde tutuluyorlar. Sosyal medya üzerinden bu haksızlığı kınayan kullanıcılar ve aktivistler darbeci Sisi´ye, ´Erkek adamsın kadınlardan mı korkuyorsun?´ sorusunu yönelttiği bildirildi.
En basit hakları olan lavabo ihtiyacını karşılamaktan bile mahrum bırakılan Aişe Şatır, Mısır zindanlarında tutulan ve aynı hukuksuzluklara maruz bırakılan esirlerden sadece biri.
Aişe Şatır Mahkeme savcısı Usame Er-Raşidi´ye şu sözleri sarf ettiği bildirildi, "Eğer suçum Hayrat Şatır´ın kızı olmaksa ben bu suçumla şeref duyuyorum ve sadece 8 ay değil ömrümün geri kalanını bu suçtan ötürü yatmaya hazırım. Ancak sizlere soruyorum hangi kanun 180 gün bir bayanın kapkaranlık tek kişilik bir hücrede lavaboya götürülmeden, ihtiyacını kovada görmeye terk edilmesine ve çocuklarını görmekten mahrum bırakılmasını meşru görüyor?!"
HÜCRE KABİRDEN FARKSIZDIR
Eski esirlerden olup sonradan serbest bırakılan Sevra Muanteha Twitter hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda esir tutulduğu süre içerisinde kaldığı tek kişilik hücrede şimdiyse Aişe Şatır´ın kaldığını söyledi. Hücrenin dehşet verici ortamından bahseden Muanteha, "Mekan çok ürkütücü. Duvarları insanın üstüne üstüne geliyor. Havası rutubetli ve içerde ne doğru düzgün hava var ne de ışık. Zifiri bir karanlık hâkim. Açıkçası kabirden farksızdır diyebilirim." ifadelerine yer verdi. Aişe Şatır gibi daha nice mazlum ve mustazaf şahsiyetler hiçbir gerekçe bildirilmeden sudan bahanelerle Mısır zindanlarına doldurulmuş durumda. Sayıları her geçen gün artan esirlerin hak ihlallerine uluslararası kamuoyu ve insan hakları kuruluşları sessiz kalıyor.
POLİSLER TARAFINDAN KAÇIRILAN ELA´DAN 37 GÜN BOYUNCA HABER ALINAMADI
Sağlık durumu gittikçe kötüye giden bayan esirlerden biri olan Ela es-Seyyid İbrahim´in dramı yürek burkuyor. 16 Mart 2019 yılında Zakazik Üniversitesi´nde bulunduğu bir sırada polisler tarafından yaka paça kaçırılan Ela´dan 37 gün boyunca haber alınamadı. 37 gün sonra resmi olarak tutuklandığı savcılık tarafından kayıtlara geçti. Son dönemlerde sık sık baygınlık geçiren Ela´nın sağlık durumu gittikçe kötüye gitmesine rağmen serbest bırakılması bir yana zindan görevlileri tarafından doktora bile gösterilmiyor.
YARALI HALDE HERHANGİ TIBBİ MÜDAHALE YAPILMADAN ZİNDANA ATILMIŞ
22 yaşında olan bayan öğrenci Takva Abdunnasır Abdullah esir edildiği günden beridir kendisinden haber alınamıyor. Mısır´da Şeyh Sait Havari olarak nam salan Said Abdullatif (50) 2014 yılının Mayıs ayında tutuklandığında kendisine 3 defa yerinden ateş açılarak yaralanmış ve herhangi bir tıbbi müdahale yapılmadan zindana atılmıştı. 35 yaşında olan Besme Rifat El Ezher Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Doğal Tıp, Romatizma ve Rehabilitasyon alanında yüksek lisans yaptı. İki çocuk annesidir. Eşinin kaybolmasıyla alakalı tebligat vermeye giderken o da kaçırıldı. Delilleri olmadan başsavcıya suikast iddiasıyla esir edildiği söylendi. 15 yıl esarete mahkum edildi. Basim Muhsin, Abdurrahman Atıyye, Halit Asker, Ahmet El Velit, İbrahim Azb, ve Mahmut Vehbe El Ahmer adındaki hayat dolu gençler bulundukları zindanlara sığmadıkları kadar enerji dolu olmalarına rağmen idamla yargılanıyorlar.
İFTİHAR VESİLESİ OLAN VE BİZİM İÇİN İZZET OLAN BİR NEDENDEN ÖTÜRÜ ZİNDANA DÜŞTÜK
Sümeyye Nasif esir tutulduğu zindanlardan suskunluğumuzun kalplerimizi biraz olsun titretmesi için bir mektup yazmış. Nasif mektubunda, "Sevdiklerim ve kendilerine ihtiyaç duyduklarımın arasında Allah bana zindanı nasip etti. Bir musibete duçar olan başına gelen bela üzerinde tefekkür ettiğinde bunun iki nedenli olduğunu anlıyor. İmtihanlar ya korkutmak ya da günahları silerek yüceltmek içindir. İkisi de Allah´ın kuluna sevgisindendir. Allah´ın günahlarımıza kefaret etmesine ve katındaki derecemizi yükseltmesine üzülelim mi? Yüz karası bir nedenden değil de bizim için iftihar vesilesi olan ve bizim için izzet olan bir nedenden ötürü zindana düştüğümüz için üzülelim mi? Dışarıdakilere mesajımdır. Biz sizi dualarımızda unutmadığımız gibi siz de bizi dualarınızda unutmayın. Sesi olmayanların sesi olun. Mustazafların yardımcısı olun. Esir edilişimiz veya özgür bırakılışımız Allah´ın iradesine bağlıdır. Hayrın rabbi ancak hakkımızda hayırlı olanı tercih eder. Allah´ın hakkımızda yazdığına merhabalar olsun. Kesin biliyoruz ki her şeyin bir sonu vardır. Allah´tan başkasına teslim olmamışız. Zindandan öğrendik ki mesele kalp ve ruh meselesidir. Bedenen özgür olan nice insanlar var ki ruhen esirdirler. İnşallah zindanda geçirdiğimiz günler Rabbimizin huzurunda önceki hayatımız için şefaatte bulunacaklar." ifadelerine yer verdi.
MÜEBBET HAPİS KARARIYLA ÖMRÜNÜN ZİNDANLARDA ÇÜRÜTÜLMESİ KARARI VERDİLER
Sare Abdullah 28 yaşında Kadın ve Doğum Doktoru. Kanatir zindanının duvarları arkasında güya silah taşıdığı ve Nijer Konsolosluğu´na bomba koyma iddiasıyla 4 yıl geçirdi. 10 Haziran´da müebbet hapis kararıyla ömrünün zindanlarda çürütülmesi kararı verdiler. Daha nice masum kardeşimiz aslı astarı bulunmayan, sudan bahanelerle zindanlara atılmakta hiçbir kural ve nizamın olmadığı hücrelerde çürümeye terk edilmekteler. Demokrasi havarisi kesilen Avrupa ve Birleşmiş Milletler tüm bu hukuksuzluklara sessiz kalmakta ve göz yummaktadır.