Gazeteci Yazar Ahmet Varol, Filistin'li grupların iç ittifakı ve İstanbul'da yapılan toplantıyı analiz etti...
Filistin’de 2006 seçimlerinde, Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas) Meclis’te yeterli çoğunluğu elde etmesine rağmen Fetih hareketiyle bir koalisyon hükümeti oluşturmak istedi. Ancak maalesef o zaman Fetih, böyle bir ittifaka yanaşmak istemedi ve Hamas’ı tek başına hükümet kurmaya zorladı. Sonrasında da onun hükümetinin çalışmalarını zorlaştıran birtakım uygulamalar sebebiyle bir bölünme ortaya çıktı.
Bu bölünmenin ardından Fetih mensuplarının Ramallah’a yerleşerek ikinci bir hükümet kurmaları Filistin’de iki başlılığa neden oldu. Bu bölünmüşlüğün sona erdirilmesi için değişik zamanlarda görüşmeler ve pazarlıklar hatta anlaşmalar yapıldı. Bunların en önemlileri de ittifakın temel prensiplerini ve çerçevesini belirleyen 2011 Kahire Anlaşması oldu. Bu anlaşma aynı zamanda bir uzlaşı hükümeti kurulmasını da karara bağlıyordu.
Uzlaşı hükümeti aradan uzun zaman geçtikten sonra Rami El-Hamdallah başkanlığında Ramallah’ta oluşturuldu ve ardından Gazze’deki Hamas hükümeti fesfedildi. Fakat kurulan uzlaşı hükümeti Gazze’yle ilgili sorumluluklarını üstlenmedi. Bir yandan Gazze’ye abluka sürerken uzlaşı hükümeti Hamas döneminde göreve alınan memurların tamamının işten çıkarılmasını ve güvenlik organlarının da tamamen kendi talebine göre şekillenmesini istedi. Bu durum üzerine Hamas, Gazze’de ayrı bir hükümet kurmak yerine bölgenin işlerini takip edecek bir idari komite oluşturdu. Bu komitenin Ramallah’taki hükümete bağlı olması ama Gazze’ye özel işleri düzene sokması isteniyordu. Fakat Abbas yönetimi buna da razı olmadı ve Gazze’deki memurların maaşlarını düzenli olarak göndermedi. Bu ve benzeri uygulamalar Filistin içindeki bölünmüşlüğün ve iki başlılığın bir şekilde sürmesine neden oldu.
Son dönemde ABD’nin Yüzyılın Anlaşması planının uygulamaya geçirilmesi için çeşitli oyunlar çevirmesi, Arap dünyasındaki ihanet rejimlerinin de işgal rejimiyle ilişkileri normalleştirmek için yarışa girmeleri Filistin içindeki bölünmüşlüğün sona erdirilmesi, güç birliği ve ittifak sağlanması fikrinin yeniden öne çıkarılmasını zorunlu kıldı.
Filistin içinde bir ittifak ve güç birliği oluşturulması amacıyla 3 Eylül 2020’de Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta ve işgal altındaki Batı Yaka’da yer alan ve Mahmud Abbas yönetiminin merkezi durumundaki Ramallah şehrinde, FKÖ bünyesindeki 12 grupla, Hamas ve İslami Cihad Hareketi’nin genel sekreterlerinin katıldığı eş zamanlı bir toplantı düzenlendi.
Bu toplantıda Filistin’deki direniş faaliyetleri arasında koordinasyon sağlanması, güç birliği, Filistinli oluşumların tek çatı altında direnişlerinin sağlanması, bütün grupların temsil edildiği bir ortak uzlaşı hükümeti kurulması ve bölünmenin sona erdirilmesi için etkili bir mekanizma oluşuturulması konusunda önemli kararlar alındı. Ele alınan konulardan biri de üzerinde mutabık kalınan bir ortak vizyonun en kısa sürede geliştirilmesi ve hayata geçirilmesiydi.
Bu toplantının üzerinden fazla zaman geçmeden 23-25 Eylül tarihlerinde, İstanbul’daki Filistin Konsolosluğu’nda Hamas ve Fetih heyetleri arasında üç gün süren görüşmeler yapıldı. İstanbul’daki toplantıda Hamas heyetine Siyasi Birim Başkan Yardımcısı Salih El-Aruri, Fetih heyetine ise Merkez Komite Genel Sekreteri Cibril Er-Recub başkanlık ediyordu.
İstanbul’daki toplantıda daha çok pratiğe dönük konuların ayrıntıları üzerinde duruldu. Bunlardan biri bir ortak vizyon geliştirilmesi konusuydu. Toplantı sonrasında yapılan açıklamada bu konuyla ilgili bir ortak tavır oluşturulduğu, kapsamlı ulusal diyalog görüşmelerine sunulmak üzere bir vizyon geliştirildiği söylenirken ayrıntısı hakkında bilgi verilmedi. Yapılan açıklamalarda görüşmelerde ayrıca Filistin’de yapılacak seçimler konusuna odaklanıldığı belirtildi. Bunun yanı sıra halk direnişi ve ulusal birlik liderliğinin oluşturulması konusunda da bir anlaşma sağlandı.
İstanbul’da kabul edilen anlaşma Fetih Merkez Komitesi tarafından 1 Ekim Perşembe gecesi düzenlenen toplantıda oy birliğiyle onaylandı.