15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından kapatılan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı´ndaki FETÖ yapılanmasına yönelik davada yargılanan eski Strateji Geliştirme Daire Başkanı Necati Alkan 6 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Türkiye gazetesinden Ebru Karatosun´un haberine göre Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararında, dikkat çeken tespitlere yer verildi. Kararda, Alkan´ın darbe girişiminin ardından KHK ile ihraç edildiği, kurumdaki örgüt mensuplarına sohbet düzenlediği ve örgütün kripto haberleşme programı ByLock´u kullandığı aktarıldı. Sanık Alkan´ın farklı zaman ve yerlerde 4 bin 514 kez giriş yaptığı ByLock´u 1 Ocak 2014-17 Eylül 2015 tarihleri arasında kullandığının tespit edildiği kaydedildi. Gerekçeli kararda, Alkan´ın görev yaptığı dönemde kuruma ?FETÖ ile Nasıl Mücadele Edilmeli? adı altında rapor hazırladığına dikkat çekildi.
Raporun içeriğinin de değerlendirildiği kararda, sanığın radikal bölgelerde Müslüman grupların toplumsal ve siyasi yapılara adaptasyonu sağlayacak dini bir örgüte ihtiyaç duyulduğunu anlattığı belirtildi. Raporda, ülke geneli yürütülen FETÖ soruşturmalarında yargılanan örgüt mensuplarını aklamaya çalıştığı, örgütsel faaliyetleri yürüten, himmet toplayan, soru çalan, devletin kılcal damarlarına sızan ve darbe yapan örgüt mensuplarını ?Anadolu? insanı gibi göstermeye çalıştığı aktarıldı. İlgili bölüm sözde raporda şöyle yer aldı: ?Bugünkü gelinen noktada örgüte destek veren, dine ve topluma hizmet vermekten başka gayesi olmayan Anadolu insanı büyük travmayla karşı karşıya kalmıştır. Bu girişim sayesinde örgütün illegal yüzü ile legal yüzü arasındaki mesafe açılmıştır. Zira örgütün illegal yüzünde faaliyet yürüten birçok örgüt mensubu yurt dışına kaçarak bugüne kadar yürüttüğü tüm faaliyetlerin sorumluluğunu Anadolu insanının üzerine bırakmıştır.?
Sanık Necati Alkan´ın hazırladığı raporda, örgütle mücadelenin nasıl yapılması gerektiği anlatılmakla birlikte aslında örgütle mücadele edilmemesini tavsiye ettiği bildirildi. Ancak raporda yurt dışına kaçamamış örgüt mensuplarına yönelik işlemlerin dar tutulmasını sağlamaya çalıştığı kaydedildi. Alkan´ın bu yolla, örgütün insan kaynağının kurutulmasını engelleyerek, bunların uyuyan hücrelere dönüştürülmesinin yolunu açmak istediği ifade edildi. Kararda, örgütün ayyuka çıkan 2010 yılından itibaren sınavlarda soru çalmak suretiyle hak etmeyen kişilerin devlet kademesine yerleştirilmesine rağmen hâlâ örgütle bağını ve irtibatını devam ettirerek iradesini örgüte teslim eden FETÖ mensuplarını korumaya çalıştığına da vurgu yapıldı.
Bu şekilde terör örgütüyle mücadele edilmesinin mümkün olmadığı belirtilen gerekçeli kararda, sanıkla ilgili şu değerlendirme yapıldı: Sanığın ByLock kullanmasına, örgütün dizayn ettiği sohbetlere katılıp FETÖ ile irtibatını devam ettirmesine rağmen ne yazık ki devletin resmi kurumlarına terörle mücadelenin nasıl yapılması gerektiğine -daha doğrusu yapılmaması gerektiğine- dair rapor verdirilmeye devam ettirilmiştir.
Kararda, söz konusu rapor ile örgütün üyelerine dikte ettirdiği savunmaları ve kendilerini toplumda mağdur gösterme çabalarıyla örtüştüğü de aktarıldı. Sanığın FETÖ´nün organik bütünlüğüne dâhil olduğuna vurgu yapılan kararda, ?Sanığın üzerine atılı silahlı terör örgütü üyeliği suçunun sübut bulduğu kanaatine varılmıştır? denildi.