Tarih: 19.04.2019 09:53

Fehmi KORU;Medya kendini yerden yere vuruyor.. Yeni partiden önce yeni bir medya yapılanması gerekiyor galiba?

Facebook Twitter Linked-in

İlginç bir gelişme medyada yaşanıyor. İktidar cephesi (AK Parti ile MHP) bu seçimde de oyların yarıdan fazlasını aldığı halde, ancak ağır yenilgilerden sonra görülebilecek türden bir nefis muhasebesi iktidarın itibar ettiği medya camiasında kendini belli ediyor.

Tabii buna ?nefis muhasebesi´ denilebilirse?

?Bizim mahallenin medyası´ genel başlığı altına girebilecek ne kadar eleştiri varsa, yine kendilerini o mahallede gören eli kalemli kişiler tarafından dillendiriliyor.

AK Parti´nin itibar ettiği medya AK Parti´yi yenilmiş kabul ediyor ve bu yenilginin faturasını kendisine çıkarıyor.

Şöyle de denebilir: O medyada şu günlerde eleştiri bayrağı açanlar kendileri dışındakileri suçlama yarışındalar?

/resimler/2019-4/19/0958208419085.jpg

Yaşanan gelişme çok ilginç

AK Parti kurulduğu dönemde medyanın büyük bölümü onun karşısında yer almaktaydı. AK Parti´ye siyaset alanında hayat hakkı tanınmasını arzulayanların buluştuğu tek bir gazete ve tek bir TV kanalı bulunuyordu; dikkate alınması gereken diğerleri AK Parti´nin varlığına toptan karşıydı.

Medyanın gürültücü yayınlarına rağmen iktidar olmayı başarmıştı 2002 yılında AK Parti.

Bugün durum çok farklı. Bir-iki istisnasıyla hemen bütün gazeteler ile hemen bütün TV kanalları AK Parti´nin propaganda bülteni görüntüsünde. Bu defa gürültü AK Parti lehine. Çoğu yeni yüzler var ekranlarda, gazetelerde de köşeler ya daha önce pek bilinmeyen isimlere emanet, ya da geçmişte kalemini AK Parti aleyhine kullanmış olanlar bu defa onun başarısı için canla başla gayret etmekte.

Ancak birlikte oldukları camiayı küçümsüyor, aynı cephede yer alan diğerlerini yetersiz buluyor yazarlar.

Bugün birisi ?Mümkünse bizim taraf köşe yazarları AK Parti için Mayıs ayının başına kadar hiç yazı yazmasa çok daha faydalı olur? gibi bayağı ileri bir görüşü bile yazısında seslendirdi.

Gerekçe? Aynı yazıda şu bilgi de sunuluyor: ?Muhafazakâr halkımız, bizim taraf köşe yazarlarının bazılarının aşırı seviyede haksız saçma tavırlarını gördükçe yine AK Parti´den soğuyor. O sebeple hep birlikte bir süre yazı yazmayı bırakalım. Zaten yazılsa da okuyan yok.?

Hay Allah?

Diğer bir köşede, yine bugün, benim ?AK Parti´nin itibar ettiği´ diye tanımladığım medya camiasında işlerin nasıl döndüğüne dair ayrıntılı bilgilerin yer aldığı bir başka eleştiri yazısıvar.

İçeriden birileri ?Beyefendi rahatsız? diye arıyor ve samimi-yapıcı eleştirilerin önünü kesiyormuş. Medyayı kendilerine göre dizayna çalışan birileri varmış. Söz dinlemeyenler ekranlardan ?Paralelci´ veya ?FETÖ´cü´ ilan ediliyormuş. AK Parti´yi savunan gazeteciler bile ?Savunuyor, ama eleştiriyor da? diye ekrana çıkartılmaz olmuşlar.

Çok daha ileri eleştiriler de var bu ikinci yazıda.

Neden?

AK Parti´nin MHP ile cephe oluşturduğundan beri oyunun her seçimde biraz daha erimesi bir sebep olabilir mi? 31 Mart seçiminde AK Parti oyları yüzde 35´i bile bulmadı. 10 ili ve 55 büyük ilçeyi ortağına kaptırdı AK Parti. Ankara ve İstanbul´da oyları 25 yıl aradan sonra CHP´nin gerisinde kaldı.

Bir başka akla gelen sebep, Ankara ve İstanbul dahil beş büyük kentte AK Partili seçmenlerden önemli bölümün, belki de hayatlarında ilk kez, CHP´nin adaylarına oy verdiğinin fark edilmesi olabilir.

Ortaya çıkan bu ikili tabloya bakıp samimi bir öz-eleştiri olarak görülebilir bu iki yazıya sinen hava.

Eleştiriler ne kadar gerçekleri yansıtıyor?

Mekanizmanın nasıl çalıştığını artık görebilecek bir yakınlıkta değilim, bu yüzden kesin bir karara varabilmem zor. Ancak, eldeki veriler ve medya içerisinde çokça konuşulan söylentiler eleştirilere hak verdirecek bir çarpık yapılanmanın varlığına işaret ediyor.

AK Parti´nin itibar ettiği medya sanki tek elden yönetiliyor. Kimin köşe sahibi olacağına, kimlerin ?medeni ölü´ ilan edilerek medya dışına itileceğine o kişi karar veriyor. Yine aynı kişi, ekranlara çıkarılacak veya hiç çıkarılmayacaklar listeleri hazırlayıp kanalların o listelere riayet edip etmeyeceklerini de denetliyor.

Konuşanlar, o kişinin kim olduğunu bildiklerini de belli ediyorlar.

Ancak, dediğim gibi, artık o camiaya fazla yakın durmadığım için, medyayı elinde tutan ve bir tür kuklacılık yapan kişi hakkında benim ancak bir tahminim olabilir.

Tahmin değil de kesin bilgiye dönüştürdüğümde veya birileri gölgeleri dövmekten vazgeçip o bilgiyi okurlarıyla paylaşmaya karar verdiklerinde elbette o ismi sizlerle paylaşırım.

Ne olacak şimdi?

Siyasette ne olduğunu hep birlikte görüyoruz. Bir moral çöküş başladı gibi. Daha önemli bir çöküş ise iktidar partisinin itibar ettiği medyada yaşanıyor. Sadece moral bozukluğu değil orada yaşanan, ondan çok öte bir şey. Gazeteler ve köşeler okunmuyor, ekranlara sadece ileri-geri söylenmek için bakılıyor.

En son anladığımız şu: O çevrenin içinde yer alanların birbirlerine güvenleri ve saygıları da yok.

Galiba yeni partiden önce yeni bir medya yapılanmasına ihtiyaç var.

????




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —