Seçime fazla vakit kalmadığına göre, herhalde sandıktan çıkacak sonuçla ilgili spekülatif düşünceleri ifade etmeye artık başlayabiliriz.
İlk sorum şu: İktidar cephesinin seçimden galip çıktığını veya seçimi kaybettiğini nasıl anlayacağız?
Eskiden, yerel seçimlerde partilerin performansları, büyükşehir uygulamasıyla birlikte varlıklarına son verilmeden önce İl Genel Meclisi için kullanılan oylara bakılarak değerlendirilirdi.
Şimdi büyükşehirlerde İl Genel Meclisi yok ve böyle bir değerlendirme de yapılamıyor.
Üstelik bu defa bir sorun daha var: 31 Mart´ta yapılacak olan seçimde her parti her yerde seçime katılmıyor; ittifaklar oluştu ve belirli yerlerde bir parti ittifak ortağı lehine aday göstermeyebiliyor. İstanbul ve Ankara´da MHP´nin büyükşehir belediye başkanı adayları yok; partililerin AK Parti adaylarına oy vermeleri bekleniyor.
İstanbul içerisinde Beşiktaş ve Şişli gibi ilçelerde AK Parti aday göstermedi; o ilçelerde AK Parti seçmeninden MHP´nin gösterdiği adaylara oy vermeleri isteniyor.
Muhalefetin oluşturduğu ?Millet İttifakı´ için de aynı durum söz konusu; orada da CHP ve İYİ Parti bazı illerde birbirlerinin adaylarını destekleyecek.
Böyle bir durumda partilerin toplam oylarını belirlemek o kadar kolay olmayabilir.
Ne olacak o halde?
İktidar cephesinden beklenen kazanmalarıdır
Herhalde iktidar cephesinin elinde tuttuğu belli başlı kentlerde kaydedeceği başarıya bakarak hüküm vermemiz gerekecek?
En başta da AK Parti açısından Ankara, İstanbul, Bursa, Balıkesir ve Antalya´da? MHP açısından da Manisa, Mersin ve Adana´da?
Seçim akşamı bütün gözler bu kentlerde alınacak sonuçlar üzerinde yoğunlaşacak.
İktidar cephesini oluşturan partiler (AK Parti ile MHP) şimdi de ellerinde bulunan belediye başkanlıklarını yeniden kazanmışlarsa ?Cumhur İttifakı´nın ve onu oluşturan iki partinin başarılı olduğuna hükmedilecek.
Böyle bir durumun fazla bir sorun çıkartmayacağını şimdiden söyleyebiliriz. İktidar cephesi bugüne kadar olduğu gibi hem yerelde hem de ülke genelinde iktidar olmayı sürdürecek demektir.
Ekonomik sıkıntılar ve kendilerinin seçim kampanyasının merkezine taşıdıkları ?beka sorunu´iktidarın üstesinden gelmesi beklenen dertler olmayı sürdürecektir?
Ya tersi olur ve iktidar cephesi önemli kent belediyelerini kaybederse?
Geçen yıl yapılan cumhurbaşkanlığı ve genel seçimden büyük bir başarıyla çıkmış olan iktidar cephesinin yerel seçimde de aynı başarıyı göstermesi doğaldır. Medya gücü, göz kamaştıran propaganda mekanizması ve AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan?ın seçim gününe kadar devam edeceği anlaşılan günde bazen iki üç ile uğrayarak yaptığı dev mitingler de bu beklentiyi artırıyor.
Normali, iktidar cephesinin bu seçimde de ipi göğüslemesidir.
Ben yine de sormadan edemeyeceğim: Ya tersi olur ve iktidar cephesi kayba uğrayan taraf olursa?
Geçmişte olan tekrarlanabilir (mi?)
Geçmişte iki çarpıcı örnek var: 7 Haziran 2015 seçimi ve 2017 anayasa referandumu? İlkinde, AK Parti´nin oyları tek başına hükümet kurmasını imkansız kılan bir gerilemeye uğramış (yüzde 40.66), ikincisinde de ?Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi´ kıl payı sayılabilecek az bir oyla kabul gördüğü referandumda çok sayıda büyük kentte ?Hayır´ oyları ?Evet´ oylarını geçmişti.
?Hayır´ oylarının önde çıktığı büyükşehirler bu kez de sürpriz yapabilir.
Öyle bir durumda ne olur?
Aslında yapılacak olan bir ?yerel seçim´, sonucu nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin, tabloya bakılarak siyasi dengeleri etkileyecek gelişmelere kapı aralamasının beklenmemesi gerekir.
Fazla uzak olmayan bir geçmişte halktan destek görmüş bir iktidar ülkeyi yönetiyor. Yerel seçimde kazaya uğradı diye bu durumdan neden etkilensin ki?
Soruyu böyle soruyorum, ancak cevabın o kadar kolay olmadığını ben de biliyorum. Özellikle iktidar cephesinin bu seçime yaklaşımı ve yürüttüğü kampanyanın dili, bir genel seçim havasına -hatta ondan da ileri bir havaya- soktu ülkeyi. ?Beka sorunu´ deyiminin damga vurduğu bir seçim kampanyası yürütülüyor. İktidar cephesi seçimi kendilerinin ve iktidarlarının ?beka sorunu´na da çevirmiş durumda.
Zaten, AK Parti´nin itibar ettiği gazetelerin yayınlarına, ekranlara AK Parti savunması için çıkan yorumcuların söylemlerine bakılırsa, muhalefet, yerel seçimi, AK Parti´yi iktidardan, Tayyip Erdoğan?ı da cumhurbaşkanlığından uzaklaştırmak için bir vesile olarak görüyor.
Bu tez ısrarla işleniyor.
Muhalefetin kendi söyleminde böyle bir beklentiye hak verdirecek bir ton yok oysa.
Dıştan bakıldığında, iktidar cephesinin ?Bize oy vermez ve yerelde kaybettirirseniz, muhalefetin erken seçim dayatması başlar, iktidar tehlikeye düşer, ülkede istikrarsızlık olur?denklemiyle halkı istikrardan yana tavır almaya ve iktidar cephesine oy vermeye teşvik için kullanılan bir kampanya malzemesi denilebilir buna.
Ancak bu malzemenin yoğun bir biçimde kullanılması, iktidar cephesinin seçimde ağır bir yenilgiye uğraması halinde, muhalefet hareketlenmese bile toplumda ?değişim´ beklentisini artırabilir.
İktidarın ?bekası´ işte o zaman tartışmaya açılabilir.
Evet, bu yazıyı da, iktidar cephesini hassas bir konuda uyarmak amacıyla kaleme aldım.
Uyuyan canavarı uyandırmamak ve cini şişeden çıkartmamakta yarar var.
????