Fatih Erbakan “Öcalansız” çözümden yana

YRP lideri Fatih Erbakan, Serbestiyet’ten gazeteci Hilal Köylü’ye, partisinin “medya buluşması” programı sonrasında, başta Öcalan’ın mecliste konuşma yapması dahil, birçok konuda görüşlerini aktardı.

Fatih Erbakan “Öcalansız” çözümden yana

Yeniden Refah Partisi lideri Fatih Erbakan, partisinin 6. kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında “medya buluşması” etkinliği düzenledi, gazetecilerin gündemdeki sorularını yanıtladı.

Erbakan, Serbestiyet’in “Çözümden yana olduğunuzu daha önce söylediniz. Nasıl bir çözüm istiyorsunuz? Bahçeli’nin İmralı-Öcalan görüşmesi istemesi için ne düşündünüz” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Öcalan’ın mecliste konuşmasına şiddetle karşıyız. Terörist başıyla müzakere olmaz”

“Dün terörist başı, bebek katili ilan ettiklerini bugün müzakere merci olarak görüyorlar. Öcalan’ın serbest bırakılması, gelip mecliste konuşma yapması gibi konulara şiddetle karşıyız. Böyle bir adım bir defa şehitlerimizin hatırasına saygısızlık olacak, devletimizi ve milletimizi aciz gösterecektir. -Biz 40 yıl mücadele ettik, olmadı, gel bizi kurtar- anlamına gelecektir.

Sadece Öcalan’ın çağrısıyla PKK’nın silah bırakacağını düşünmek de sığ bir yaklaşım. Hemen o günlerde TUSAS saldırısıyla silah bırakma niyetinde olmadığını da gösterdiler. Orda bizim için asıl mesele PYD ve YPG’nin varlığıdır. Yanıbaşımızda bir terör ordusu. Her türlü silaha ve teçhizata sahipler. Bir terör ordusu. Bunlar silah bırakmadıktan sonra PKK çatısı altındakilerin silah bırakmasının yeterli olmayacağını ifade ettik. Öcalan’ın serbest bırakılması, umut hakkından yararlanması, mecliste konuşmasına şiddetle karşı olduğumuzu söylüyoruz.”

“Bölge halkına hakları verilsin”

“Orada her etnik kökene sahip insanımızın mahrum kaldığı, istediği haklar bölgenin siyasi partileriyle, halkıyla, aşiret reisleriyle görüşülmeli. Öcalan’ın muhatap alınması uygun değil. Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne helal getirmeyecek müzakereler yapılmalı. Binlerce insanımızın katili olan Öcalan’ın çıkarılmasıyla bir müzakere yürütülmez.

Bir çözüm süreci olacaksa olsun, yürütülecekse yürütülsün. O bölgedeki halkın mahrum oldukları hakları verilsin. Her vatandaşımız eşit haklara sahip olsun. Terörist başıyla müzakereye kapalıyız.”

“Bahçeli Erdoğan’ı yeniden başkan yapmak istiyor”

“Mayınların Bahçeli tarafından patlatılması üzerine de sosyal medyada çeşitli yorumlar yapılıyor. Bahçeli söylüyor bunları ama mayınlar da bir yandan kendi kucağında patlıyor. 50 yıldır vatan, millet üzerinden siyaset yapan bir lidere açıklamalar yaptırarak, halkı ikna edeceklerini düşünüyorlar.

Erdoğan’ın haberi olmadan Bahçeli’nin açıklamalar yapacağına, ön alacağına inanmıyorum. Böyle bir süreci milliyetçi bir aktörle başlattılar ve bir birliktelikle sürdürüyorlar. Bahçeli, bir yandan da bu açılımı ne için yaptığını, Erdoğan’ı yeniden aday yapmak istediğini söyledi. Ağzındaki baklayı çıkartmış oldu. Mümkünse 40 artı 1’le, DEM Parti grubunun desteğini almak istediklerini, referanduma gitmeden gerekli anayasa değişikliğini yapmak istediklerini söyledi. Erdoğan’ı yeniden başkan yapmak istiyor. Bir yandan “analar ağlamasın” derken aslında asıl gayelerini de söylemiş oluyorlar.

“Ana dil haktır”

Erbakan, kendilerinin nasıl bir çözümden yana olduklarını anlatırken, Kürtçe öğrenmek isteyen herkesin Kürtçe öğrenmesinin yolunun daha da açılmasını savundu. Önerilerini şöyle anlattı:

“Ana dilde eğitim olsun, haktır. Devlet okullarında eğitimin dili Türkçe ama Kürtçe seçmeli ders olabilir ya da özel kolejlerde de öğretilebilir. Anayasamızdaki vatandaşlık tanımı değiştirilmesin ama yerel yönetimler güçlendirilsin. Böylelikle Türkiye’nin birliğine, beraberliğine helal getirilmez. Resmi dilimiz Türkçe’dir, o değişmez. Zazaca, Arnavutça, Gürcüce var. Bunların hepsi resmileştirilirse kaos olur.”

“Erdoğan kenara çekilsin. 2026’da erken seçim istiyoruz”

Fatih Erbakan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanlığa aday olmasının “yanlış” olacağını düşündüğünü anlatırken, Erdoğan’ın “yaşına ve yorgunluğuna” dikkat çekti, partisinin muhalefetin erken seçim çağrılarını desteklediğini anlattı:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden aday olmasının aslında kendi için de bir külfet olacağını söylüyoruz. Yoruldu, yaşı ilerledi. Bir beş sene daha bu yükü yüklenmesi kendisi için bir sıkıntı. Kenara çekilmesi başta kendisi için uygun olur.

Erken seçimin olması lazım. 22 senede ülke en başta ekonomik anlamda büyük kayıplar yaşadı. 598 milyar dolar faiz ödemiş, Türkiye Cumhuriyeti’nin faiz şampiyonu bir iktidar var. Mehmet Şimşek geldi. Yeni bir enerji, yeni bir kan. Akaryakıt, döviz artıyor. Enflasyon bir buçuk yıllık programdan sonra 50 çıkıyor. Uyguladığı programın da etkili olmadığı ortaya çıktı. Geldiği noktanın 10 puan üzerinde. Veri yükü artıyor. Bir şey yapamadınız. Çözmek yerine pek çok noktada ülkeyi daha kötüye götürdünüz.

Erken seçim için 2026’nın ilkbaharı çok uygun. Milletin dayanacak hali kalmadı. Erdoğan ile Mehmet Şimşek’in de bu çarkı çevirecek güçleri kalmadı.”

“Teğmenlerin yaptığı disiplinsizlik ama ihraç olmamalılar”

Fatih Erbakan, teğmenlerin kılıç çekip “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atmalarıyla başlayan ve onların ordudan ihraç edilmesini gündeme getiren tartışmaları da dikkatle izlediklerini söylerken, “Teğmenlerin yaptığı disiplinsizlik. Bir cezası var ama bu ceza ordudan ihraç değil” dedi:

“Emir komuta zincirine aykırı bir şekilde böyle bir hareketin yapılması elbette kabul edilemez. Ancak tamamen ordudan ihraç yerine bunun altında bir ceza; ihtar gibi, uyarı gibi ceza verilebilir. Tamamen askeri hayatlarının sona erdirilmesi yanlış. Mesele -Mustafa Kemal’in askeriyiz, Atatürk’ün askeriyiz- demek değil. Mesele, o törenin yazılı kurallarına aykırı hareket. Disiplinsizliğe ceza verilmesi gerekir. “

“AK Parti’yle bundan böyle bir ittifakımız olamaz”

14 Mayıs 2023 seçimlerinde Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını desteklediklerini hatırlatan Erbakan, bundan böyle AK Parti’yle bir ittifaklarının olmayacağını, Yeniden Refah’ın kendi cumhurbaşkanı adayıyla önümüzdeki seçimlere katılacağını söyledi.

22 yıllık AK Parti ve Cumhur İttifakı iktidarını sert eleştiren Erbakan, “Beştepe vesayeti yarattılar” dedi:

“Adalet diye yola çıkıp adaleti kendi çıkarlarına göre istismar ettiler. Nepotizmde zirve yaptılar. Kamudaki atamalarda mülakatı ısrarla kaldırmayarak adam kayırmacılığa ve torpile geçit verdiler. Kendi belediyeleriyle ilgili dosyaları sümen altı edip, muhalefet belediyelerinde yaşananları araştırmak istemeleri yaptıkları yanlışın başında geliyor. Adalet yerine çitle standarttan yanalar çünkü. Hoşlarına gitmeyecek AYM kararlarına dahi uymayacak noktaya geldiler. AK Parti askeri vesayeti kaldırdı. Bu sefer de bir Beştepe vesayeti ortaya kondu. Hem yargı, hem siyaset, hem medya üzerinde görülüyor bu.”

“Nasuh Mahruki’nin tutuklanmasına karşıyız”

Erbakan, AK Parti iktidarına başörtüsü yasağını kaldırdığı için minnet duyduklarını ancak “halkı alenen yanıltma” gibi bir suç yaratıp, muhalefeti susturduklarını dile getirdi, sosyal medya paylaşımından ötürü Nasuh Mahruki’nin tutuklanmasını doğru bulmadıklarını anlattı:

“Gazeteci, milletvekili, kanaat önderi kim varsa hepsini baskı altına alıp, susturma yoluna gidiyorlar. Halkı alenen yanıltma diye bir suç yaratıp muhalif sesleri susturuyorlar. Nasuh Mahruki’nin tutuklanması da bir örnek. Yıllarca ülkemize hizmet etmiş, afet dönemlerinden pek çok insanın hayatını kurtaran bir insan sosyal medya paylaşımından ötürü tutuklandı. Siyasi muhaliflerle yapılan uygulamaları benimsemiyoruz. “

“Gençler ateist, deist oldu. LGBTİ dernekleri kapatılmalı”

Fatih Erbakan, AK Parti iktidarının gençleri uyuşturucu çetelerinden, şiddetten, cinsel istismardan koruyamadığından yakındı:

“Ayasofya’yı cami yaptılar evet memnun olduk ama gençlerimizin ateist ve deist olmasına mani olamadılar. Gençler bunalımdan bunalıma sürükleniyor ve çareyi yurt dışına gitmekte arıyor.

4 helalin 5 haramdan büyük olduğunu bilen bir nesil, dünyayı değil ahireti önceleyen bir nesil olsun ki, yeni doğan çetesinden kurtulalım. LGBTİ ve uyuşturucuyla etkin mücadele şart. Uyuşturucu ticaretine Suudi Arabistan’daki gibi idam cezası gelmeli. LGBTi dernekleri kapatılmalı. Evliliği kolaylaştıran, insanları boşanmaya teşvik etmeyen yasal düzenlemeler yapılmalı.“

Erbakan, Türk tipi başkanlık yerine güçler ayrılığına dayanan demokratikleşmiş bir başkanlık sistemine geçilmesini istediklerini anlatırken, Türk yargısının güçlendirilmesi adına önemli davalarda Amerika’dakine benzer jüri sistemi getirilmesini istediklerini söyledi.