Tarih: 01.12.2019 07:58

Fatih ALTAYLI; VASAT

Facebook Twitter Linked-in

(…)

Ali Babacan’ı televizyonda izleyen Ahmet Hakan notunu vermiş ve verdiği notu yazmış dün:
“Vasatın bir tık üstü”
Okudum ve düşündüm.
“Vasat ne?”
Bağırmadan konuşmak mı?
Masaya yumruk vurmamak mı?
Gözlerinden ateş çıkarmamak mı?
Sürekli “Ben” dememek mi?
“Sadece küçük değil büyük dağları da ben yaratmış olabilirim” havasında dolaşmamak mı?
Sükunet mi?
Bilgiye güvenmek mi?
Barışçıl olmak mı?
Horozlanmamak mı?
Nezaket mi?
Bunlar mı vasatın özellikleri?
Bilemedim.
Ancak gördüğüm bir şey var.
Türkiye’de gazeteci denilen yaratık, siyasetin ne olduğu konusunda kafa karışıklığı yaşıyor.
Alıştığının dışındaki siyaseti yok sayıyor, vasatlaştırıyor.
Oysa belki de bu gazeteci türünün anlamadığı, bir gençlik, bir dip dalga geliyor.
“Vasat”ı küçümseneni beğenen, vasat diye görülen üstteki yaklaşım tarzını daha doğru bulan bir yeni anlayış.
Bugüne bakarsan ve kriteri bugün yaparsan Ali Babacan vasattır.
Yok ama eğer “yarının” ne olacağını görmeye çalışırsan, Ali Babacan, Ekrem İmamoğlu ve Selahattin Demirtaş ve bugün adını bilmediğimiz niceleri…
Hiç de vasat olmayabilir.

*

(…)

Yazının bütünü için




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —