Endülüs´ten başladığımız düşünce yolculuğu devam ediyor. Endülüs´ün oluşması, farklılıkların bütünleşmesiyle oluşan zenginlik ve din-felsefe bütünlüğüne inanan düşünürlerin İslam Dünyası´na ve Müslümanlara katkıları çok önemli olmuştur.
Günümüzde bu katkıları hissedebiliyor muyuz dersek, kısmen. İslam Dünyası´ndaki Müslümanların kendilerine rota olarak çizdikleri, bu düşünce bütünlüğünden ziyade, düşünce ve din-dünya ayrılığı üzerine kuruludur.
İslam düşünürleri Müslümanlara çok farklı pencereler açmışlardır. İslam´ın sunduğu öğreti ile felsefeyi bütünleştiren bu düşünürlerin en önemlilerindendir, Farabi. Kimisine göre Türk kökenlidir. Hz. Peygamber´in vefatından iki asır sonra doğmuştur (870-950).
Farabi, İslam coğrafyasında yetişmiş Müslüman bir düşünürdür. Türkçe, Yunanca, Süryanice, Arapça ve Farsça biliyordu. Hekimlik yapmış ve aynı zamanda musiki ile de ilgilenmiştır. Yunan filozoflarını okuyarak, onlara şerhler yazmıştır. Aristo´dan çok etkilendiği söylenir.
Farabi bilimleri ayrıştırmış ve onları açıklayarak sıraya koymuştur:
Sayı bilimlerinin de ayrıştırmasını yapmıştır: Geometri, Gözlem, Astroloji ve Ağırlık.
5. Fizik (Physik): Fiziksel cisimler, yani madde, incelenmesi gereken önemli bir bilimdir. Yaratma, yaratılma gibi kavramları da ilgilendirdiği için, maddi cisimler incelenmelidir. Toprak (yer) ve Gökyüzü (gök) ve bunların arasında olan bütün cisimler incelenmelidir. Bitkiler, hayvanlar, mineraller ve doğum-ölüm.
6. Metafizik (Metaphysik): Farabi maddi cisimleri inceledikten sonra, metafiziğe yönelir. Metafiziğin üç aşamada incelenmesini önerir: 1. Gerçek dünyanın incelenmesi, insanın ve hayatın akışı içinde olan gerçek dünya. 2. Teorik bilimlerde kanıtların incelenmesi, dayanakların ve bunların sonuçlarının tetkik edilmesi. 3. Maddeden oluşmayan ve maddede son bulmayan gerçek nesnelerin tetkik edilmesi.
7. Devlet Bilimi (Politik): Farabi devlet bilimi adı altında aslında Psikolojiyi ve Sosyal psikolojiyi işaret etmiştir. Farabi için bu bilim iki kısımdan oluşur: 1. Mutluluk ve belirlenmesi. 2. Karakter özelliklerinin, hayatın ve nasıl davranılacağının belirlenmesi. Aslında bu konular insanın kendini bilmesi ve tanımasıdır. ?Kendini bilen Rabbi´ni bilir´ düsturudur da diyebiliriz. Farabi, devlet bilimi adını verdiği alanda insanın kendini ve hayatı tanımasına vurgu yapmış, bir bakıma insanı devlet gibi bütüncül bir yapı olarak kabul etmiştir.
8. Müslümanlık Bilimi (Islam).
9. İlahiyat Bilimi (Theologie).
Farabi açısından ?Mutlak Varlık´ nedir?
Mutlak varlık, soyut, doğal ve doğasıyla belirtilen varlıktır. Nedensizdir, her türlü eksiklikten uzak ve özgür, en eski ve en değerli varlıktır. Soyut olduğu için madde ve biçimden münezzeh olandır.
Sentez değildir. Tek ve ortağı olmayan varlıktır.
Farabi´nin deyimiyle, Mutlak Varlık: ?Doğasıyla belirtilen varlık, eğer var olmayan olarak farzedilirse, bu soyuttur. Onun varlığı, onun dışında olamaz. O, maddelerin varlığı için birinci neden olur´.
Farabi, İbn Sina ve İbn Rüşd gibi İslam düşünürleri için söylenen sözler pek olumlu değildir. Onlar için ifade edilen tanımlamalar kimi zaman tekfir boyutuna ulaşmıştır. Bilimleri bu şekilde tasnif eden Farabi ve diğer İslam düşünürleri için insan önemli ve değerli bir varlıktır. Dinler de bu önemli ve değerli varlık için gelmişlerdir. Yaratıcı Rabb, insanı ?halife´ olarak atamışsa, demek ki insan dinlerden önce ve dinlerden daha önemlidir.
İslam düşünürlerini eleştiren kişiler, ki bunların başında gelen Gazzali gelir, İslam düşünürlerinin fikirlerine bütünsel olarak bakmazlar. Onlar için belli başlı konular ön plana çıkar. Dinleri, dinlerin anlaşılmasını ve İslam düşünürlerini hep bu belli başlı konular etrafında değerlendirirler. Halbuki İslam bir bütündür. Aynı şekilde hayat da bir bütündür.
Gazzali´yi kendine önder kabul etmiş Müslümanlar, İlahiyatçılar onun eleştirileri sebebiyle felsefeye, düşünceye ve İslam düşünürlerine hep mesafeli ve tepkili olmuşlardır. İslam düşünürlerinin dediklerini anlamak için değil, eleştirip-itiraz etmek için okurlar, bundan dolayı da bu düşünürlerin tam olarak ne demek istediklerini anlayamamaktalar.
Önemli olan Gazzali´ci ya da İbn Rüşd´çü olmak değildir, önemli olan; insanın İslam´ı araştırması-okuması ve hayatı da bilerek ?KENDİNİ´ keşfetmesi ve ?KENDİSİ´ olmasıdır.
Sevgi ve Bilgiyle kalın