Fakirlik davası

İbrahim Kahveci yazdı;

Fakirlik davası

Acaba Maltepe’de çöp yığınları AK Partili bir belediye olsaydı nasıl bir sonuç çıkardı? Mesela belediye başkanı işçilere “Bizi CEHAPE’ye karşı nasıl mağdur edersiniz? Grev de neymiş; davamızı mı satıyorsunuz” diyebilir miydi?  

Temizlik işçileri de ‘dava’ zarar görmesin diye asgari ücrete hem de fazla mesai yaparak sokakları pırıl pırıl temizler miydi?  

Bunlar elbette bir varsayım. Ama bir gerçek ise karşımızda duruyor.  

Maltepe Belediyesi temizlik işçileri en düşük 4 bin 700 lira net maaş karşılığı anlaşma yaparak işe geri döndüler.  

Zaten CHP’li belediyeler asgari ücreti 3 bin 100 lira uyguluyor. Birçok belediye ise bu ücretin de üzerinde çalışanlarına maaş veriyor.  

Acaba şu soruyu mu sormak lazım: Onca işsiz varken siz çalışanlar neden açlık sınırına razı olmuyorsunuz?  

***

‘Ücret beğenmiyorlar’ yaklaşımı aslında mevcut merkezi yönetimin sıkça dile getirdiği bir argüman. Hatta çiftçi iyi bir cep telefonu kullanabiliyorsa yoksulluktan bile bahsedilemez.  

Şimdi durum nasıl oldu?  

AK Partili belediyelerde temizlik işinde çalışanlar ‘dava’ları uğruna asgari ücrete razı gelirken, muhalefet belediye çalışanları insani kazancı alıyor.  

Taha Akyol’un sürekli değindiği meseledir bu. Sol kesimde ‘devrim’ sağ kesimde ise ‘dava’ adı altında olan hep çalışana oluyor. Ama bu sefer işler biraz değişti. Sol kesimde ‘devrim’ lafı artık fazla duyulmuyor ama ‘hak ve insani yaşam’ sözleri daha öne çıkıyor.  

Maltepe Belediyesinde çalışanlar devrimmiş, davaymış bakmadılar. İnsani yaşam için haklarını aradılar.  

Kimse bu AKEPE bizi şikâyet ediyor, çöp yığınları nedeniyle devrim liderlerimiz zora giriyor demedi. İnsani yaşamı merkezlerine aldılar ve parayı da ceplerine... 

***

Bugün bütün dünyada gelir dağılımı eşitsizliği had safhada. ‘Bir yer bir bakar kıyamet ondan kopar’ ya; durum aynen böyledir.  

Özellikle ülkemiz bu acı tabloyu daha derin yaşıyor. Bu nedenle ülkemizde artık sosyal politikalar çok daha önemli hale gelmiştir.  

Özellikle ‘insani yaşam’ açısından ekonomi politikalarının şekillenmesi gerekiyor. 

Ülkemizde kamu, ya da merkezi yönetim veya Cumhurbaşkanlığı Kabinesi yönetimi müthiş bir israf içerisinde. Yukarıdan başlayan israf en alt kamu yönetimine kadar sirayet etmiş durumda.  

Hazine garantili müteahhitlerin vergi borçları affedilirken, vatandaşa yeni yeni vergi sürprizleri gelebiliyor.

Bu acı tablo nasıl aşılacak?  

Öncelikle çalışan her birey kendisinin bir dava parçası olmadığını, bir ailesinin olduğunu ve bir birey olduğunu görmesi gerekiyor.  

Alt kesime dava diye satılan söylemlerin üst tarafta sürekli paraya devşirildiğini görmesi ve anlaması gerekiyor.  

Birey olmadan bu ülkenin kurtulamayacağını, fedakarlığın sadece kendisine yüklenmiş olduğunu idrak etmesi zaruridir.  

Ülkemizde maalesef çalışanlara satılan ‘fakirlik davası’ yönetim tarafından lüks-şatafat ve ‘itibar davası’ olarak şekilleniyor.  

Maltepe Belediyesi grevini farklı yerden gelse de örnek alınması gereken bir eylem olarak görmeliyiz.  

Sokaklar çöp yığınları ile doldu derken aslında kendi tarafımızda çalışanlara bakmamız gerekiyor. İnsanlara 1500 lira maaşı “şükredin” diye vermemek, insani yaşamı sağlayacak bir geliri düşünmemiz gerekiyor.  

İnsanca yaşamadıktan sonra 

varsın sokaklar çöp yığınları ile dolsun.  

Bilmem anlatabildim mi?