Ermenek ilçesinde geçen yıl 18 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili 3´ü tutuklu 16 sanığın yargılandığı davanın üçüncü duruşmasına başlandı.
Özel linyit kömürü madeninde geçen yıl 28 Ekim´de su baskınının ardından mahsur kalan 18 işçinin hayatını kaybetmesine ilişkin Ermenek Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada ilk olarak tanıklar dinlendi.
Faciadan son anda kurtulmayı başaran ve 3-4 işçinin madende mahsur kalmasını önleyen Mesut Öner (22), bir yıldır çalıştığı ocakta olay günü yemeğin ardından gürültü duyduğunu söyledi.
Yukarıdan sulu kömür gelmeye başladığını fark edince hemen diğer bacaya geçtiğini belirten Öner, yanlarına gittiği arkadaşlarını "Baca göçüyor, sulu kömür geliyor" diyerek uyardığını aktardı.
Öner, "Ahmet abi, ´Bir bakayım, geleyim´ dedikten hemen sonra, ´Su geliyor, haydi kaçalım´ dedik. O sırada, olayda yaşamını yitiren Hasan Tuncer, ´Diğer bacadaki arkadaşlara haber vereyim´ diyerek yanımızdan ayrıldı" şeklinde konuştu.
"Önce patronlara haber vermemiz gerekiyor"
Su çoğalınca koşmaya başladıklarını anlatan Öner, diğer çalışanlara da haber verdiklerini kaydetti.
Öner, kabloların yanmaya başladığını vurgulayarak, "Olaydan sonra kaçarken nefes almakta güçlük çektim. Işığı görünce yeniden hızlanıp madenden çıktım. ´Ambulansı, yetkilileri arayın´ dediğimde bir abi, ´Kimseyi aramayın, önce patronlara haber vermemiz gerekiyor´ karşılığını verdi. Sonra bayılmışım" diye konuştu.
Sanık avukatının, "Madende yine çalışmak ister misin?" sorusuna "İsterim" cevabını veren Öner, "İçeride mi, dışarıda mı bulunmak istersin?" diye sorunca da "İçeride çalışmak isterim" yanıtını verdi.
Bu sırada bazı müşteki yakınları, Öner´e tepki gösterdi.
"Göz gözü görmüyordu"
Tanıklardan Salih Güney de olay sırasında arkadaşlarının uyarısıyla madenden dışarıya çıkmaya çalıştığını söyledi.
Elektrik kabloları yanmaya başlayınca tıkandıklarını, hareket etmekte zorlandıklarını dile getiren Güney, "Yanımdaki Ahmet abi tıkanınca, ´Sen git, beni bırak´ dedi. Onu bırakmadım. Birlikte dışarıya çıktığımızda kimse yoktu. Nefes almaya çalıştık. Bir süre sonra etraf kalabalıklaştı. Olayda ilk olarak gürültü duyuldu. Arkasından şiddetli rüzgar ve toz geldi. Göz gözü görmüyordu" ifadelerini kullandı.
En az iki gün sürmesi beklenen duruşmada, 40 tanığa söz verileceği öğrenildi.