Tarih: 09.04.2023 19:06

Ey şehirli, ilacını parfümünü ve baharatını balkonda yetiştir

Facebook Twitter Linked-in

Güdül, Türkiye’nin Ankara iline bağlı güzel bir ilçesi. Beypazarı ve Ayaş ilçelerine komşu. Yerleşim tarihi Milattan öncesine dayanıyor.

İsmini Selçuklu döneminde Güdül Beyden almış.

Burası Anadolu’nun her yerinde olduğu gibi doğal bir zenginlik alanı ve bölgede çok çeşitli şifalı bitkiler yetişiyor.

Buradaki bitki zenginliğini ortaya çıkarmak için Besler Şifa Atölyesi tarafından GEF SGP destekli “Sakinşehir Güdül Şifa Yolu Projesi” kapsamında Güdül İçin Şifalı Bitkiler Rehberi hazırlanmış ve kitap olarak yayınlanmış.

Rehberde, tıbbi ve aromatik bitkilerin tanıtımı, kullanımı ve faydaları hakkında oldukça ayrıntılı bilgiler var.

Cemile Çetin, rehberde Proje Ekibi adına yazdığı teşekkür yazısında Agroekoloji ve Permakültür ile tıbbi ve aromatik bitkilerin her bahçede yetiştirilebileceğini savunuyor.

İlaç parfüm, baharat olarak halk içinde çok yaygın olarak kullanılan birçok bitkinin tarla, küçük aile çiftlikleri, bahçe ve bostanlar için uygun olduğunu ancak tıbbi ve aromatik bitkilerin şehirlerde evlerin balkonlarında da üretilebileceğini söylüyor.

Betonların arasına sıkışan ancak sıkıştığının bile farkında olamayan şehirliler için güzel bir öneri değil mi?

Tıbbi ve aromatik bitkiler eski çağlardan beri tedavi amacıyla kullanılıyor.

Bitkiler karbonhidrat, protein, yağ, mineral madde ve vitaminler gibi besin bileşenleri için oldukça önemli kaynak.

Bitkiler beslenme ihtiyacını karşılamanın yanında başta ilaç sanayi olmak üzere, gıda, kimya, kozmetik ve zirai mücadele sektörleri için de oldukça önemli.

Bitkiler uzmanlar tarafından üç bölüme ayrılıyor;

Tıbbi Bitkiler; hastalıkları önlemek, sağlığı korumak ve rahatsızlıkları tedavi etmek amacıyla insanlara ilaç sağlayan bitkilerdir.

Baharat Bitkileri; Yiyeceklere tat veya hoş koku vermek için kullanılan bitki kısımları veya bunların karışımlarıdır. Baharat bitkilerinin hemen hemen tamamı tıbbi özellik taşır. (defne, biberiye, kekik, adaçayı, kimyon, kişniş, rezene, anason, nane, çörekotu, çemen, karanfil, fesleğen gibi).

Kokulu (Itri) Bitki; Parfümeri ve kozmetik ürünlerde kullanılır. Baharat bitkilerinin büyük bir kısmı bu gruba giriyor.

Örn: gül, yasemin, lavanta.

Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) verdiği bilgilere göre dünyada 20.000 civarında tıbbi bitki mevcut. Ancak bazıları lokal olarak kullanıldığından tam anlamıyla listelenememişler. Bu yüzden bu sayının 75.000 kadar olduğu belirtiliyor.

Dünyada ticareti yapılan tıbbi ve aromatik bitkilerin yüzde 50’si gıda, yüzde 25’i kozmetik ve yüzde 25’i de ilaç sanayisinde kullanılıyor.

Dünya ihracat değerinin yüzde 50’sini Hindistan, Vietnam, Endonezya, Çin ve Hollanda gerçekleştiriyor.

İthalatçı ilk 5 ülke ise ABD, Almanya, Suudi Arabistan, Japonya ve Hollanda olarak sıralanıyor.

Dünya tıbbi bitki ihracat listesinde 110 ülkenin sıralandığı Türkiye 18. sırada.

Türkiye’de iç ve dış ticareti yapılan tıbbi ve aromatik bitkiler 347 adet olup, bunlardan 100 türün ihracatı yapılıyor.

Aktarlarda satılan bitki sayısı 300 civarında.

Türkiye’nin ihraç ettiği önemli tıbbi ilaç ve baharat bitkileri şunlar; Kekik, defneyaprağı, kimyon, anason, rezene tohumu, ardıç kabuğu, mahlep, çemen, biberiye, meyankökü, nane, sumak, adaçayı ve ıhlamur çiçeği.

Karabiber, kakule, karanfil, küçük hindistancevizi, zencefil, zerdeçal, vanilya gibi baharatların dünya baharat ticaretinde önemli yerleri bulunuyor.

Aslında Türkiye’de de üretilebilir.

Ülkemizde en çok türü bulunan tıbbi ve aromatik bitkilerden olan kekiğin ve defnenin dünyada çok başarılı hikayeleri var.

Türkiye kekik için tartışmasız dünyanın en önemli gen merkezi.

Suriye kekiği, dağ kekiği, İzmir kekiği, bilyeli kekik, Türk kekiği, İstanbul kekiği, kılıç kekik, zahter kekik gibi birbirinden hemen ayırt edilebilen türler ülkenin her yerinde yetişiyor.

Ülkemizde kültürü yapılan bitkiler arasında kimyon, anason, kekik, nane, kırmızıbiber, rezene, haşhaş, çemen, çörekotu sayılabilir.

Son yıllarda adaçayı, ısırgan otu, lavanta, oğulotu, kişniş üretimi istatistik verilerine taşınmış.

Türkiye’de ilkokuldan üniversiteye kadar okutulması gereken zorunlu iki ders var;

1- Canlı cansız her şeye karşı sorumluluklarımızı, ekonomik ya da sosyal önceliklerimizi, kendimize ve başkalarına karşı ahlaki davranışlarımızı günün şartlarına göre yeniden güncelleyecek bir Hayat Bilgisi dersi

2- Çocukları doğayla, tabiatla buluşturacak, bitkilerin, hayvanların her türlü böceğin, toprağın, ağaçların kıymetini öğretecek bir Tabiat Bilgisi dersi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —