Tarih: 04.06.2018 23:05

ESMA-İ HÜSNA 99 YAZAR 99 İSİM

Facebook Twitter Linked-in

Selvigül Kandoğmuş Şahin 

Ramazanın manevi iklimi kuşatıyor yürekleri. Dostluklarla, kardeşliklerle kurulan iftar ve sahur sofralarında derinleşiyor manevi iklimin feyzi ve bereketi.

Nurettin Durman velut bir yazar ve şair. Çıra Yayınları´ndan neşredilen,Esmaül Hüsna- 99 Yazar 99 İsim adlı derleme çalışması, adeta ramazan ayının yüreklere kurtuluş taşıyan iklimine bir hediye gibi. Şair yılların birikimi ve yüreğinin en samimi duaları ile yönelmiş çalışmasına bu her satırda hissediliyor.

?İsyan şiirleri bilirim sonra

Kelimeler ki tank gibi geçer adamın yüreğinden

Harfler harp düzeni almıştır mısralarındaErdem Beyazıt´ın hep içimize doğru akan dizeleri gibi yaşıyor ve yazıyor Nurettin Durman. Tank gibi geçiyor kelimeleri en hassas duyarlılıklarla hem yazının duranlarından hem de hayatın damarlarından?

Şair yazıyor ve yaşıyor, şair dualarına, düşlerine ırmak ırmak akıtıyor mısralarını durmaksızın. Ve bereketleniyor her bir sözcük onun yüreğinden, onun teslim ve mütevekkil yaşantısından.

?En güzel isimler Allah´ındır. O halde O´na o güzel isimlerle dua edin? diyor ya yüce Kitabımız Kur´an´ı Kerim´de, mezkûr ayetin ışığında ve mihmandarlığında bir güzel duaya imza atıyor Nurettin Durman.

?Madem Esmâ-i Hüsnâ güzel isimler demektir. Öyleyse isimler bize, o güzelin yolunda güzel yürümeyi gösteren işaretler olacaktır. Bunların ezberlenmeleri elbette önemlidir. Her esmâ zihnimize ve gönlümüze nice imkânlar sunacaktır. Ama asıl önemli olan ise bu isimlerin mahiyetini kavrayarak mahiyetlerini idrak etmek olmalıdır. Bu bizi daha da güzelleştiren bir anlayış olacaktır? diyor giriş yazısında Nurettin Durman. Ve bu güzelleştiren anlayışa, duaya pek çok yazar ve şairi davet ediyor.

Bilmek, bulmak, duaya durmak

99 yazarın kapısını ve yüreğini çalıyor şair Nurettin Durman. Ve her bir şairden ve yazardan onların içli ve duyarlı dünyalarından farklı derinlikte ve muhteşem bir duyarlılıkta esmâlar yansıyor. Bilmek, bulmak, duaya durmak, münacaat ile ötelere doğru sürur kuşanmış nice yolculuklara çıkmak için şairler ve yazarlar yüreklerinden damıttıkları her heceyi her satırı yakarış edasıyla sunuyorlar okura.

Şairlerin ve yazarların içli ve derinlikli dünyalarından Rabbe doğru kıldan ince, kılıçtan keskince, nice anlam arayışıyla, sancılı yakarışlarla, bulmak ve bilmek yolunda satırlar akıyor. Dualar akıyor, yüreklerden nice şiirler ve kelimeler ve aciz, yetmeyen, ulaşmayan nidalar yükseliyor Yaratana. Ki hiçbir söz O´nu anlatmaya, O´nu anlamaya, O´na ulaşmaya yetmeyecektir. Hep eksik, hep yetmeyen kelimelerle En Büyük Söz Ustası´nın önünde öylece aciz ve kırık dökük cümleler kurulacaktır.

   

Yazarın yüreğinden kitaba dökülen sözler

Yetmeyen ve hiçbir zaman yetmeyecek nice sözler dökülüyor yazarların şairlerin yüreğinden kitaba.

Atasoy Müftüoğlu kavi ve güçlü kalemiyle Allah(c.c) ismini anlatırken; ?İman etmek, adalet ve hakkaniyet üzere olmak, her durumda güvenilir olmak, bilinçli olmak, farkında olmakla başlar? diyor Allah(c.c) ismini anlatırken.

Sadık Yalsızuçanlar?Varlığın mâyesi, rahmettir. Hayat, merhametten doğmuştur. Hakk´ın Rahîm ism-i şerifi, merhametin kaynağı olarak varlığın da gözdesidir, ruhudur ve kuşatıcısıdır? diyerek başlıyor Er-Rahim olan Allah´ı anlatmaya.

Seyfettin Ünlü?Kuddûs perdeleri açıldıkça görür gözlerimiz. Kuddûs sesini duydukça işitir kulaklarımız. Çıkarız unutmanın ve inanmanın kirinden Kuddûs imanının temizliğine? diyerek anlamlı ve derinliki cümlelerle El-Kuddûs olana yaklaşıyor.

Hicabi Kırlangıç, Es-Selam ismini anlatırken; ?Mümin, Allah´a yakınlaşmak için O´nun sıfatlarıyla sıfatlanmaya, yani O´nun ahlakıyla ahlaklanmaya çalışır. Bu bakımdan müminin de selâm olması, esenlik, barış, huzur ve güven kaynağı olması gerekir? diyor, sade, etkili ve yalın?

El-Gaffar ismini anlatırken Suavi Kemal Yazgıç farklı bir anlayışla: ?Günahsızlık değil tevbesizlikten korkmamız öğretildi bize. Günahlarımızı bu dünyada itiraf etmemiz değil onlardan tevbe etmemiz emredildi? diyor.

El-Fettah ismini anlatmak için mısralara yönelen şair Mehmet Aycı: ?Tortu bağlayan yürekten sana sığınırız / Kapalı kapılardan, kapıda kalmışlıktan / Siyahın diş bileyen uğultusundan / İşgalden izdihamdan, sana?? diyerek adeta duaya duruyor şiir diliyle.

Yine başka bir usta şair Mürsel Sönmez: ?Noktadan sonsuz harfleri başlatana; /Alîm olana, Muallim olana; / Dilediğini kendisinden haberdar kılana; / İlmi dilediğine verene; / Övgüler, övgüler, övgüler olsun!? diyerek yalvarıyor El-Alîm(c.c) ismini yazarken adeta.

El-Kâbid ismini anlatan yine başka bir şair Yeprem Türk; ?Dünya imtihanı gereği Allah (c.c) bazı kullarını maddi ve manevi çeşitli sıkıntılara uğratır. O´ndan gelen her zorluk ve güçlük aslında büyük bir ikramdır. Güzel sabır gösterirsek günahlarımıza kefarettir? diyerek yöneliyor Rabbine?

El-Müzill, ismini bize açarken şair Nurullah Genç; ?Cezanın şiddeti cezayı verenin gücüne göre değişir. Zayıf olanının cezası zayıf olur Sonsuz kudret sahibi Allah´ın cezalandırması ise yine sınırsız gücünün bir nişanesi olarak karşımıza çıkar. Çünkü böylelerini en ağır ve acı şekilde alçaltan ve zillete düşürendir. Büyüklük taslayanları, gücünü kendinden bilenleri zillet içinde bırakan O´dur? diyerek Rabbimizin hakedenleri, nasıl zillete düşürebileceğini ve en aşağı seviyeye indirebileceğini anlatıyor.

Es-Semi´ yi anlatan Şair Şakir Kurtulmuş?Yakarış elbette karşılıksız kalmayacaktır. Seslerin kalmibimizin duvarlarına çarparak ulaştığı karşı kıyıda, sesin ses olduğu yerde ve kalplerin sessizce konuştuğu yerde, yakarışların ulaştığı, duaların kat kat yükseldiği yerde sesi de sessizliği de işiten bir Yaradan, Vacib-i Mutlak, Allahu Aizmüşşan vardır? diyerek anlamlı açılımlar yapıyor Rabbimizi tanıma yolunda.

El-Kebir ismini anlatan Hüseyin Akın ise; ?Oysa insan için büyümek, büyüklük değil kemale ermek vardır. Bunun yolu da kendinden uzaklaşmakla değil kendine iniş yaparak kendinden geçmekle mümkündür. Eşref-i mahlûkat olmakla bu anlamda bir payedir? diyerek, El-Kebir ismininden bir yol buluyor Rabbine giden?

Ali Haydar HaksalEl-Hasîb ismini anlatırken; ?Ey insanoğlu, ey kul muhtaç olduğunu unutma sakın. Unutma ve bütün yaratılan şeyleri bir bütünlük içinde düşün. Yarattığı nesnelere rızık verenin bir O olduğunu düşün. Ve O her şeye yetiyor? diye adeta çığlık gibi insanlığa sesleniyor yazısında.

El-Hakim ismini yazan şair Mustafa Aydoğan, bütün işleri hikmetle yapan hikmet sahibi Rabbine yönelerek; ?Adımlarımı bir usûl, gideceğim yöne bir nizam, varacağım menzile bir doğruluk, varışıma güzellik, vardığım yere varmış olma bilinci, vardığım menzile kıvamında ve temiz bir uyum içinde olma şuuru ver! Çıktığım kapıyı, ayrıldığım mekânı, bağım kalmayan duyguyu, bitmiş ilişkilerimi, geride kalmış hallerimi Sana yönelmiş taraflarıyla ört ve temizle! Bana sevmenin ve sevilmenin ilminden pay ver!? diyerek Rabbine manidar seslenişler gönderiyor yazısında?

El-Vedûd ismini yazan usta şair Mustafa Özçelik; ?Aşk, muhabbet, sevgi? Hangisiyle ifade edersek edelim bu kavram, varlığımızın özü, yaradılışın gerekçesidir? cümlesiyle girizgâh yaparak Vedûd ismini anlatmaya çalışıyor yazısında.

Rabbe dua niyetiyle yazılmış bu güzide çalışma

Nurettin Durman hocamızın büyük gayretlerle hazırladığı Esmaül Hüsna, şairlerin dilinden, yüreğinden, kaleminden farklı bakış açıları ve duyarlı dünyalarının, hisli yakarışları halinde kitabı okunur ve farklı kılıyor. Klasik ilahiyat bakış açısından ziyade şair ve yazarların yürek imbiğinden süzülüp gelmiş her satır etkiliyor okuru?

Gönül ister ki tüm yazarlarımızdan alıntılar yapalım ama ne yazık yerimiz buna elverişli değil. Ben rastgele seçtiğim yazarların kaleminden örnekler sundum. Ama bu yazdığım örnekler dahi gösteriyor ki, yazılmış olan Esma-ül Hüsna kitabı gerçekten çok farklı ve mutlaka tamamı okunmalı. Has ve duyarlı okurlarını bekliyor Nurettin Hocamızın derlediği ve adeta Rabbe dua niyetiyle yazılmış bu güzide çalışma.

Kitaba katkı sunanlar

Son olarak kitaba katkı sunan yazarlar sırasıyla şöyle: Atasoy Müftüoğlu, Ahmet Efe, Sadık Yalsızuçanlar, Hüseyin Altuntaş, Seyfettin Ünlü, Hicabi Kırlangıç, Şeref Akbaba, İbrahim Eryiğit, Tayyip Atmaca, Erdal Çakır, Muhammed Ali Köseoğlu, Ferman Karaçam, Mehmet Kurtoğlu, Resul Tamgüç, Suavi Kemal Yazgıç, Ahmet Murat, A.Vahap Akbaş, Kamil Yeşil, Mehmet Aycı, Mürsel Sönmez, Yeprem Türk, Mustafa Baki Efe, Osman Koca, Murat Soyak, Recep Garip, Nurullah Genç, Şakir Kurtulmuş, Ali Hakkoymaz, Hüseyin Karaca, Hüseyin Kaya, İbrahim Demirci, Mustafa Küçüktepe, Ahmet Mercan, Ahmet Edip Başaran, İsmail Aykant, Mücahit Koca, Ayla Abak, Hüseyin Akın, İbrahim Yarış, Mine Alpay Gün, Ali Haydar Haksal, Mustafa Uçurum, Şefik Memiş, Ahmet Veske, Bestami Yazgan, Senai Demirci, Mustafa Aydoğan, Mustafa Özçelik, Zeki Bulduk, Zafer Açar, Furkan Çalışkan, Selami Şimşek, Adem Özbay, Mehmet Nuri Yardım, Metin Demirci, Üzeyir İlbak, Necdet Karasevda, Vural Kaya, A. Ali Ural, Mustafa Muharrem, Gökhan Serter, Ali Celep, Sabah Kara, Mahmut Bıyıklı, Asım Gültekin, Necmettin Atlıhan, Mehmet Atilla Maraş, Bünyamin Doğruer, Selvigül K. Şahin, Necmettin Evci, Seyyid Ahmet Kaya, Mehmet Butakın, Özcan Ünlü, Eyyüp Azdal, Mehmet Narlı, Mustafa Nezihi Pesen, Muhammet Nur Doğan, Rüstem Budak, Bilal Tırnakçı, Sıddık Ertaş, Mehmet Özger, Cengizhan Orakçı, Said Yavuz, Yüksel Kanar, Elif Sönmezışık, Fahrettin Gün, Mehmet Ali Özkan, Avni Doğan, Mehmet Baş, Celal Fedai, Nihat Dağlı, Yasin Mortaş, İdris Ekinci, Serdar Kacır, Muzaffer Doğan, Reşit Güngör Kalkan, Arif Dülger.

Rabbimizi tanıma yolunda dua niyetiyle güzide kalemlerin yüreklerinden sadır olmuş bu çalışma uzun yaz günlerinde okuma listenizde mutlaka olmalı diye düşünüyorum?  Mübarek Ramazan ayını da vesile kılarak bir an önce okumanızı ısrarla tavsiye ediyorum efendim?

Nurettin Durman hocamın ve katkı sunan tüm şair ve yazarların yüreklerine, kalemlerine bereket?




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —