Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Bay Kemal'e, başörtüsü yasağını savunduğu günleri hatırlattı.
"CHP Genel Başkanı anlaşılan çok çabuk unutuyor" diyerek açıp biraz tarih okumasını, eski gazeteleri karıştırmasını tavsiye etti.
Ve Gara'da rehine kurtarma operasyonundaki başarısızlığın hesabını soran Kılıçdaroğlu'ndan, şu geçmişin hesabını sordu:
"Hafızasını tazelemek için kendisine soruyorum. Biz kamuda başörtüsüne serbestlik getirdiğimizde engellemek için Danıştay'a koşan siz değil miydiniz?"
Aynı yerden bir darbe daha: "Üniversitelerde başörtüsü yasağı kalkmasın diye AYM'ye başvuran bizzat sen değil miydin?"
Yetmedi, bir salvo daha:
"Meslek liseleri ve imam hatiplere yönelik katsayı zulmüne sahip çıkanlar siz değil miydiniz?"
AK Parti lideri Erdoğan, Gara tarışmasında Kılıçdaroğlu'nu geçmişiyle vurdu.
Ama zaten Kılıçdaroğlu o geçmişin hesabını vermiş, o günün yanlışlarıyla yüzleşmiş, özeleştirisini yapıp o yanlışlardan dönmüştü.
Artık başörtüsü açılımı yapan, değişen, özgürlüklerden yana, üst yönetiminde başörtülü siyasetçilerin görev aldığı bir CHP var.
AK Parti'nin ve Erdoğan'ın görmek istediği CHP, yoksa bu değil miydi?
Çünkü eski CHP'yi çok özlüyor, mumla arıyor gibi bir tavır içinde iktidar.
CHP'yi dün gibi bugün de başörtüsü düşmanlığıyla suçlayabilme imkanı istiyor. Fakat o fırsatı vermediği, hatta boşa çıkarıp elinden aldığı için Bay Kemal'e köpürüyormuş kadar rahatsız.
Başörtüsü karşıtlığı yapan, yasakçı, antidemokratik müdahalelere çanak tutan, vesayet düzenine destek atan bir muhalefetten ne hayır gördü ki özler iktidar?
Hadi Muharrem İnce, CHP'yi aslından sapmakla suçluyor da AK Parti'ye ne oluyor?
'Eskisi gibi ol, bugün değilse ne gün CHP'liğini göstereceksin' diye kızdı kızacaklar.
Artk bu CHP'yle çekişmeden bir lezzet almadıklarını saklayamıyorlar. Eskisi gibi olmayan, sırtından kolay oy kazandırmayan CHP tat vermiyor.
'Kendin gibi ol, bugün değilse ne gün olacaksın, ne biçim CHP'sin' demeye gelen çıkışların başka izahı var mı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü CHP'yi gelmiş geçmiş en kötü CHP sayıyor. En büyük suçunu ise "Kirli (Millet) İttifakını bozmamak için denge gözetmesi" olarak açıklıyor. "Hiç bu kadar kötü olmamıştı" bile dedi.
İnce de Erdoğan'la aynı fikirde. Kılıçdaroğlu CHP'sini "Dostlarıyla iktidara gelmek için" esnemekle, yeni kesimlere açılmakla suçlayarak ayrıldı.
İnce'yi anlamak zor değil. Fakat AK Parti, eski CHP'nin ne hayrını gördü ki hasretini çekiyor?
İyi de millete, memlekete ne faydası oldu?
Hani Türkiye kazanacaksa AK Parti kaybetmeye razıydı? Ne oldu eski AK Parti'ye?
Suçlayanla suçlanan yer değiştirdi. Artık iktidar, muhalefeti terörü cesaretlendirmekle, teröre yüz vermek göz yummakla, terörü lanetlemek istememekle suçluyor.
Şuna mı inanmamız bekleniyor:
İYİ’si, CHP’si, DEVA’sı, Saadet’i ve Gelecek’iyle bütün muhalefet partileri, ülkemizde terör vahşeti görmek istiyor, şehit cenazeleri geldiğinde seviniyor?
Üstelik dün aynı suçlamalara maruz kalıp ne kadar haksız ve insafsızca olduğunu bizzat yaşamış bir iktidar, muhalefeti bununla suçlayınca daha mı inandırıcı?
İktidar ya da muhalefet, insanlarının terör saldırısına uğramasından niye memnun olsun ki!
İktidarla muhalefet partilerinin siyasi rekabetini, vatanseverlerle vatan hainlerinin mücadelesi havasına sokmak, terörle mücadelenin en berbat istismarıdır.
Şehit cenazeleri ve teröre karşı toplumsal öfke, bundan daha kötüye kullanılmadı. Siyasete alet etmenin daha fenası görülmedi.
Muhalefet, ittifak kurup iktidar ittifakını sandıkta yendiği, Ankara ile İstanbul’u iktidardan aldığı için mi 13 şehit verdik?
Rehine kurtarma operasyonu, Millet İttifakı bozulmadığı için mi başarısız oldu?
Yerel seçimi AK Parti kazansa, Bayan Akşener Millet İttifakından ayrılsa, Bay Kemal CHP’yi çok kötü yönetmese, taciz ve tecavüzlerin üstünü örtmese şehitlerimizi kaybetmeyecek miydik?
Gerçekten mi, inanacak bulunur mu buna? Yok daha neler!