Fetullahçı Terör Örgütü´nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016´daki darbe girişimi sonrasında görevlerinden ihraç edilen ve çıkarıldıkları mahkemelerce tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Hakimler Savcılar Kurulu üyelerinden 24´ü hakim karşısına çıktı.
Hakkında soruşturma başlatılan yüksek yargı üyeleriyle ilgili yargılamalar, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesi´nde görülürken, iddianamelerin ayrı ayrı hazırlanması nedeniyle, iddianamesi tamamlanan sanıklar tek tek yargılanıyor.
Bugüne kadar 24 eski Yargıtay üyesinin savunması alındı. Duruşmalarda, 3 sanık tutuksuz yargılanmak üzere, adli kontrol şartıyla tahliye edildi.
Yargıtaydan 140, Danıştaydan 48 üyenin yanı sıra haklarında hazırlanan fezlekeler, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilen eski HSYK üyeleri Kerim Tosun, Mustafa Kemal Özçelik, Şaban Işık, Mahmut Şen ve Ahmet Berberoğlu ile Anayasa Mahkemesinin iki üyesi Alparslan Altan ve Erdal Tercan da Yargıtay 9. Ceza Dairesinde hakim karşısına çıkacak.
Savunmalarına genellikle usul itirazlarını dile getirerek başlayan sanıklar, haklarında yürütülecek soruşturmada yetkili mercinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı değil, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu olduğunu, haklarında suç üstü hükümlerinin uygulanamayacağını, isnat edilen suçların, görev suçu kapsamında kalması nedeniyle Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde yargılanmaları gerektiğini ileri sürdü.
İddianamelerde, eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, eski HSYK üyeleri Mustafa Kemal Özçelik, İbrahim Okur, Kerim Tosun ile eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem´in sanıkların örgüt listesinden yüksek yargı üyesi seçildiklerine ilişkin beyanları yer aldı.
Bu nedenle savunma yapan sanıkların büyük çoğunluğu, bu kişilerin de aynı suçlamayla yargılandıklarını, beyanlarının esas alınamayacağını, kendilerini kurtarmak ve tahliye olabilmek için bu yönde ifade verdikleri iddiasında bulundu.
Mahkeme heyeti, Hamsici, Özçelik, Okur, Tosun ile Erdem´in sanıklarla ilgili beyanları nedeniyle gelecek duruşmalarda tanık olarak dinlenmesine karar verdi.
Yargıtay´da 27 Kasım´da yapılan ilk duruşmada, Balyoz, Askeri Casusluk, Hrant Dink, Devrimci Karargah davalarına bakan mahkemelerin kararlarını onayan Yargıtay 9. Ceza Dairesinin eski üyesi Ahmet Toker hakim karşısına çıktı.
Lise yıllarından itibaren terör örgütü FETÖ içinde yer aldığı, örgütün HSYK´da etkin olması sonucunda, örgüt mensuplarının üye seçimi için yaptığı toplantılara katıldığı belirlenen ve FETÖ´nün yargı yapılanmasının üst konseyinde yer aldığı tespit edilen Toker, savunma için süre istedi.
Eski Erzincan Başsavcısı, CHP Milletvekili İlhan Cihaner´in yargılandığı, Erzincan´daki "Ergenekon" davasında "gizli tanık Efe" adıyla yalan beyan veren Bayram Bozkurt´a, bu yönde tanıklık yapması için müdahalede bulunduğu iddia edilen eski Yargıtay üyesi Çetin Şen de savunma yaptı.
Örgüt toplantılarına katıldığı, örgütün talimatıyla Yargıtay üyeliğine seçilenler arasında yer aldığı, örgütün gizli haberleşme programı ByLock´u kullandığı, kumpas davalarından Erzincan´daki "Ergenekon" davasına müdahale ettiği iddia edilen Şen, tüm suçlamaları reddetti.
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü yaparken dönemin Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Cihaner´i, yürüttüğü soruşturmalar nedeniyle arayıp, "Böyle soruşturmalar insanın başını derde sokar" dediği de belirtilen Şen, FETÖ üyesi olmadığını öne sürdü, ByLock kullandığı yönündeki tespiti kabul etmedi.
Eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici´nin, cezaevinden kurtulmak için kendisi gibi birçok kişiyle ilgili beyanda bulunduğunu iddia eden Şen, "Hamsici, hücreden kurtulabilmek için bu ifadeleri vermiş, benim de aralarında bulunduğum birçok kişiye iftira atmıştır." dedi.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince görülen Balyoz davasına bakan heyette yer alan, 2011´de özel yetkili İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığına getirilen ve ardından Yargıtay üyesi seçilen Ali Alçık da savunma yapan sanıklar arasında yer aldı.
Hakimlik mesleğine başladığından bu yana örgüt toplantılarına katıldığı, örgütün talimatıyla Yargıtay üyeliğine seçilenler arasında yer aldığı, örgütün Yargıtay içindeki grup sorumlusu olduğu, ByLock kullandığı ve Bank Asya´da hesabı bulunduğu belirtilen Alçık, iddiaları reddetti.
Kendisine iftira atıldığı iddiasında bulunan Alçık, İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi iken örgütün kumpas davalarından Balyoz Planı davasına bakan heyette yer almıştı. Alçık, kıdemli üye olması nedeniyle davada bazı duruşmalara başkanlık da etmişti. 2010´da oluşturulan HSYK tarafından iş yoğunluğu gerekçesiyle kurulan özel yetkili İstanbul 15´inci Ağır Ceza Mahkemesine 2011´de başkan olarak atanan Alçık, özel yetkili mahkeme başkanı olarak, "Danıştay saldırısının delillerinin karartılması", "İstanbul´daki 3. KCK davası" gibi davalara bakmıştı. Alçık, 2013 Aralık ayında HSYK tarafından Yargıtay üyeliğine seçilmişti.
Adalet başmüfettişliği döneminde, Ergenekon soruşturmasını yürüten firari savcı Zekeriya Öz hakkındaki şikayetlerle ilgili "soruşturmaya yer yok" raporu veren ve ardından Yargıtay üyesi seçilen Halit Kıvrıl da suçlamaları reddetti.
Hakkındaki soruşturmanın usulüne uygun yürütülmediğini savunan ve yargılama hakkında durma kararı verilerek, dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesini, Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde yargılanmasını isteyen Kıvrıl, örgüt toplantılarına katıldığı, örgütün talimatıyla üye seçildiği, ByLock kullandığı yönündeki tespitleri kabul etmedi.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan gelen raporda, adına kayıtlı iki farklı cihazla, aynı SIM kartı kullanarak 5 bin 279 kez ByLock´a giriş yaptığı belirlenen Kıvrıl, "Bu mümkün değil. Listede nasıl ismim çıkıyor anlamadım." savunmasını yaptı. Kıvrıl, ByLock´a ilişkin delilin MİT tarafından hukuka aykırı elde edildiğini savunarak, delil sayılamayacağını öne sürdü.
Yargıtay 9. Ceza Dairesince görülen duruşmalarda 3 sanık tutuksuz yargılanmak üzere, adli kontrol şartıyla tahliye edildi.
Örgüt talimatıyla üye seçildiği, ByLock kullandığı, örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğu iddia edilen eski Yargıtay Üyesi Mine Kaya, ByLock abone listesinde isminin yer alması nedeniyle suçlandığını, buna karşın programı kullandığına yönelik bir tespit bulunmadığını öne sürdü.
Eski HSYK Üyesi Ahmet Kaya´nın eşi eski Yargıtay Üyesi Mine Kaya, İbrahim Okur ve Hamsici´nin kendisinin örgüt mensubu olmadığı yönündeki beyanlarının iddianameye konulmadığını iddia etti.
Kaya, Okur´un ifadesinde "Cemaat kontenjanından seçilmiş ise de Gülen cemaati aslında eşi Ahmet Kaya´yı ellerinde tutmak için onu üye seçmişlerdir.", Hamsici´nin ise "Mine Kaya, Ahmet Kaya´nın eşidir. Kaya, benim yanıma gelip eşi için ricada bulundu ancak cemaat mensupları buna karşı çıktılar. Bu kişinin cemaat mensubu olmadığını kesin olarak biliyorum." beyanında bulunduklarını ifade etti. Savunmasının ardından Kaya, yurt dışına çıkış yasağı konularak tahliye edildi.
Tahliyesine karar verilen bir başka isim de eski Yargıtay Üyesi Ahmet Turan Doğan oldu. Örgüt toplantılarına katıldığı, örgütün talimatı doğrultusunda 2011´de seçildiği belirtilen Doğan, hakkındaki iddiaları reddetti, örgütün haberleşme programı ByLock´u kullanmadığını, Bank Asya´ya para yatırmadığını savundu. Sanık avukatı Murat Arız da müvekkilinin kamuoyunda kumpas davaları olarak bilinen ve FETÖ´nün yargı ayağının etkili olduğu soruşturma ve davaların hiçbirinde imzasının bulunmadığını söyledi.
Örgütün talimatıyla Yargıtaya üye seçildiği belirtilen eski Yargıtay Üyesi İrfan Doğan da yurt dışı yasağı konularak, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Tahliye kararı, 3´e iki oy çokluğuyla alındı.
İddianamede, ByLock kullandığına ilişkin bir tespit bulunmamasına karşın, örgüt üyeleri arasında yapılan yazışmalarda kendisinden söz edildiği belirtilen Doğan, suçlamaları reddetti. Hatay´da hakimlik yaptığı dönemde eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile bir samimiyetinin olduğunu, binlerce dosyada isabetli kararlar verdiği için Ergin bakan olduktan sonra kendisini Bakanlık ya da Yargıtayda görmek istediğini söylediğini anlatan Doğan, Ergin´in desteğiyle Yargıtay üyesi olduğunu düşündüğünü ifade etti.