Eski Lübnan Başbakanı Hariri ölümünün 14. yılında anılıyor

Lübnan´da uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden eski Başbakan Hariri, ölümünün 14´ncü yılında anılıyor

Eski Lübnan Başbakanı Hariri ölümünün 14. yılında anılıyor

Lübnan´da 14 Şubat 2005´te bomba yüklü araçla düzenlenen saldırıda öldürülen eski Başbakan Refik el-Hariri, ölümünün 14´üncü yılında Beyrut şehir merkezinde yer alan mezarı başında sevenleri tarafından anılıyor.

Hariri´nin hayatını kaybettiği 14 Şubat gününün resmi tatil olduğu Lübnan´daki vatandaşlar, sabah saatlerinden itibaren eski Başbakanları Hariri´nin mezarına gelerek dua okumaya devam ediyor.

Hariri kimdir?

Hariri, Lübnan´ın güneyinde Sünni nüfusun yoğun yaşadığı Sayda şehrinde fakir bir ailenin çocuğu olarak 1 Kasım 1944´te dünyaya geldi. İlk ve orta eğitimini burada tamamlayan Hariri, 1965 yılında Iraklı Neda Bustani ile evlendi.

Evliliğinden bir yıl sonra 1966´da Beyrut Arap Üniversitesi işletme bölümünden mezun olan Hariri, daha sonra boşadığı eşi Bustani´den halihazırdaki Başbakan Saad, Beha ve Hussam isminde 3 çocuğu oldu.

Hariri, 1976 yılında Filistin asıllı Ürdün vatandaşı Nazik Avde ile yaptığı evlilikten ise 4 çocuk sahibi oldu.

Üniversite eğitiminin ardından Suudi Arabistan´da bir müddet öğretmenlik yapan Hariri, 1969 yılında şirket kurdu ve Fransız müteahhit şirketi Oger ile Suudi Arabistan´ın Taif kentinde bir otel inşa etti.

Suudi Arabistan kraliyet ailesinin takdirini kazandıktan sonra Oger şirketini satın alan Hariri, firmasının ismini "Suudi Oger" olarak değiştirdi. Suudi Oger şirketi zamanla Suudi kraliyet ailesinin iş verdiği belli başlı önemli firmalar arasına girerken, tamamladığı projelerle dikkate değer bir servet elde eden Hariri de 1978 yılında Suudi Arabistan vatandaşlığını aldı.

Hariri, Suudi Arabistan´da kazandığı servetinin bir bölümünü iç savaşın (1975-1990) henüz başladığı Lübnan´da eğitimle ilgili projelere ayırarak Hariri Vakfını kurdu. Bu süreçte siyasi temasları, iç savaşın kurbanlarına yönelik yardım faaliyetleri ve iş sahasındaki başarılarıyla elde ettiği serveti Hariri´ye uluslararası şöhret kazandırdı.

Lübnan´daki iç savaşı sona erdiren ve Suudi Arabistan himayesinde düzenlenen Taif Anlaşması´na katkı sunan Hariri, 48 yaşındayken 1992 yılında başbakan oldu.

Lübnan´ın özellikle başkent Beyrut şehir merkezinin yeniden inşasına da soyunan Hariri, kurduğu Solidere firmasıyla önemli projelere imza attı. Yabancı firmaları da Lübnan´a yatırıma teşvik eden Hariri bu sayede dışarıdan dikkate değer fonlar elde etti. Bir bölümüne devletin de ortak olduğu Solidere firması ise bu süreçte yapılan özelleştirme ihalelerine de girerek altyapı, enerji, iletişim, elektrik, yol ve havacılık sektörlerinde önemli işler kazandı.

"Öncelikle ülkemize olan güveni geri getirmeliyiz" ifadesini sık sık dile getiren Hariri, Suriye rejimi ve müttefiklerinin baskıları sonucu 1998 yılında başbakanlık görevinden istifa etti.

Ülke ekonomisinin kötüye gittiği iki yıllık aradan sonra 2000´de yapılan genel seçimlerden güçlü çıkarak tekrar başbakanlık koltuğuna oturan Hariri, Kasım 2004 yılında ikinci kez başbakanlıktan istifa etti.

Hariri, Mayıs 2005 genel seçimlerindeki söylemini de "Suriye güçlerinin Lübnan´ı terk etmesi" üzerine kurmuştu.

Hariri suikastı

Eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri, 14 Şubat 2005´te sabah saatlerinde, seçim kanununun görüşüldüğü başkent Beyrut´taki Meclis Binasından ayrılarak yüksek güvenlikli konvoyuyla evine doğru hareket etti.

Hariri´nin konvoyu Beyrut sahil yolunda ilerlerken, aynı cadde üzerinde bulunan Saint George oteli önünde yaklaşık 2 tonluk patlayıcı taşıyan bomba yüklü aracın infilak etmesi sonucu yaşamını yitirdi.

Refik Hariri ve beraberindeki 21 kişinin ölümü, 230´dan fazla kişinin yaralanmasına yol açan patlamadan dolayı, Lübnan´da 29 yıldan beri askeri varlığını sürdüren Suriye rejimi ve yerel müttefikleri suçlanmıştı.

Hariri´nin cenazesine milyonlarca Lübnanlı katıldı ve cenaze kısa zamanda Suriye karşıtı gösterileri tetikledi.

Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi

Lübnan hükümeti, ülkedeki bölünmüşlük ve karışıklığı da dikkate alarak, Hariri suikastı konusunu Birleşmiş Milletlere (BM) havale etti. BM Güvenlik Konseyi (BMGK) kararı ile Hariri suikastını araştırmak için kurulan heyet, ilk raporunu Ekim 2005´te BMGK´ye sundu.

BMGK, 29 Mart 2006´da da Uluslararası Lübnan Mahkemesi´nin kurulmasına karar verdi. Özel mahkeme, statüsünün yürürlüğe girmesinden sonra 1 Mart 2009 tarihinde çalışmalarına başladı.

Lübnan Özel Mahkemesi´nin başsavcısı, 17 Ocak 2011´de Hizbullah mensubu 4 kişi hakkındaki suçlamaları mahkemeye sundu. Mahkemenin tutuklama kararı verdiği, ancak bulunamayan zanlıların gıyaben yargılanmasına 16 Ocak 2014´te başlandı.

BMGK tarafından Hariri suikastını soruşturmakla görevlendirilen mahkemenin söz konusu davayı 3 yılda sonuçlandırması planlanıyordu. Buna karşın davada son aşamaya, suikasttan 13 yıl sonra gelinebildi.

Son olarak 23 Aralık 2017´de BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi´nin görev süresini üç yıl daha uzatmıştı.

Uluslararası Özel Lübnan Mahkemesi, Hariri suikastına ilişkin davanın son duruşmasını geçen 2018 Eylül ayında gerçekleştirmişti. Kararın, 2019 yılında kamuya açık bir duruşmada açıklanması bekleniyor.