Bu köşede zaman zaman Kamu Görevlileri Etik Kurulu kararlarından örnekler vererek kamuoyunda nasıl etki oluşturduğunu açıklamış ve bu Kurulun daha etkin olması gerektiğinden bahsetmiştik. Gördüğümüz en temel husus ise bu kurulun bu haliyle dahi verdiği kararlarda çok ciddi bir işlev görmesidir. Kurulda çalışan personel sayısının yetersizliği dikkate alındığında kamuda yaşanan bunca etik dışı olaya nasıl müdahale edileceğini de doğrusu merak ediyoruz. Son zamanlarda arka arkaya belediyelerde yaşanan etik dışı iş ve işlemler ortalığa saçılınca kurulun işleri çığ gibi artmışa benziyor.
Eş, yeğen, baldız, damat, oğul ve kızlar adeta belediyelerde köşe kapmaca oynamış
Bir dostumuz Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” adlı romanını göreve yeni başlayan bütün personeline okuma zorunluluğu getirmişti. Ne kadar gariptir ki bazı kamu kurumlarında ve belediyelerde yaşananları görünce romanda geçen; “Müessesemize tam referansı olmayan, iyi tanımadığımız kimse giremez. Bunun için de prensibimiz gayet sağlam. Memurlarımızın yarısı, kendi akraba ve yakınlarımız olacak. Yarısı da dışarıdan güvendiğimiz yüksek insanların tavsiyelileri. Böylelikle her nevi dedikoduyu önlemiş olacağız… Herkes kefaleti umumiye altında çalışacak” ifadelerini hatırladım.
Demek ki romanı okuyanlar burada geçen tavsiyelerden cidden etkilenmişler. Adeta bazı belediyelerde eş, yeğen, baldız, damat, oğul ve kızlar makamlar arasında köşe kapmaca oynamış. Benzer konular Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun önüne gelmiş ve etik ihlal kararı verilmişti. Bunları biraz hatırlamak için verilen kararlardan örnekler sıralamaya çalışacağız.
Güven esasına uyularak Müdürlerin % 90’ına tedviren görev verilmiş
Romanda geçtiği üzere, müesseselerimiz güven esaslı çalıştığı için çok iyi tanınmayanlar yükselemiyor. Kazara sınav yapılsa belki de çok iyi tanınmayan birileri müdür olabilir. Bu çerçevede, Kamu Görevlileri Etik Kurulu 07/03/2018 tarihli kararında önemli bir konuya parmak basarak kamu görevlilerinin atamalarda nasıl hareket etmesi gerektiğinin altını çizdi. Ümit ederiz ki bu kararlar birçoklarına ders olur. Bu kararda şu ifadelere yer verilmiştir: … Genel Müdürlüğü’nün terfilerde mevzuata uygun davranmadığı, görevde yükselme sınavı yapılarak şube müdürü kadrolarına asaleten atama yapmak yerine bu kadroların büyük kısmına liyakatsiz ve idarecilerin akrabası olan kişilerin vekaleten görevlendirildiği, 52 şube müdürü kadrosunun 45 tanesinin vekaleten ve tedviren yürütüldüğü, söz konusu Genel Müdürlüğün İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanı’nın kızının mevzuata aykırı şekilde Şube Müdürü olarak tedviren görevlendirildiği iddialarına ilişkin olarak ilginç bir cevap verildiğini görüyoruz.
Adeta itiraf gibi cevapta şu ifadelere yer verilmiş: Genel Müdürlük’ten gelen bilgi ve belgelerde 52 şube müdürlüğünün 6’sının tedviren 39’unun vekaleten yürütüldüğü dolasıyla söz konusu Genel Müdürlük’te vekaleten veya tedviren görevlendirme işleminin yaklaşık % 90’lık bir oran ile sürekli hale getirildiği tespit edilmiş olup, kariyer ve liyakat ilkeleri kamu personel rejimini düzenleyen 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’ndaki temel ilkelerindendir.
Söz konusu kanunla, devlet memurlarının bu ilkeler çerçevesinde atanma, yükselme ve ilerleme hakları güvence altına alınmıştır. Bu haklarının kullanımına ilişkin usul ve esaslar ise somut olaya ilişkin olarak Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik’le ve Mahalli İdareler Personelinin Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Yönetmelik’le düzenlenmiştir.
Ayrıca 657 sayılı kanunun 86’ncı maddesinde yer alan vekaleten görevlendirmenin ancak belli koşullarda geçici ve istisnai hallerde başvurulabilecek bir yöntem olarak düzenlendiği, tedviren görevlendirmeye ise yasada yer verilmediği, dolayısı ile söz konusu genel müdürlüğün vekaleten ve tedviren atama yöntemini genel ve sürekli bir yöntem haline getirmesi 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 3. maddesinde belirlenmiş olan kariyer ve liyakat ilkeleri ile mezkur yönetmeliklere aykırılık teşkil ettiği anlaşıldığından Genel Müdürü … …’in Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 9. maddesinde yer alan “Dürüstlük ve tarafsızlık” başlıklı ilkesinin birinci fıkrasındaki “Kamu görevlileri; tüm eylem ve işlemlerinde yasallık, adalet, eşitlik ve dürüstlük ilkeleri doğrultusunda hareket ederler…” hükmüne aykırı bir işlemde bulunmuştur.
Şartları taşımayan damat tedviren şube müdürü yapılmış
Bazı görevlerde bulunanların daha dikkatli olması gerekmektedir. Su başında bulundum gerekçesiyle testi doldurmaya çalışmak doğru bir yaklaşım değildir. Gök kubbenin altında gizli saklı bir şeyin kalmayacağı bilinmelidir. Sadece yanlış işlerin ne zaman ortaya çıkacağını kimse bilemez. Dolayısıyla kamu görevlisi, yaptığı işin ortaya çıkması halinde utanma hali varsa o işi yapmaması gerektiğini bilmelidir.
Bir kamu kurumunun en kritik iki görevinden birisi İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı veya birimi diğeri ise Teftiş Kurulu Başkanlığı’dır. Bu iki görevin başında bulunanların çok dikkatli olması ve etik ilkelere dikkat etmesi gerekmektedir. Etik kurul kararına yansıyanlara baktığımızda Teftiş Kurulu Başkanı, önce kızını sınavsız olarak 17/02/2015 tarihinde sözleşmeli personel statüsünde göreve başlatıyor, sonra ise hızını alamayarak damadının evliliğin hemen akabinde tedviren şube müdürü olarak atanmasını sağlattırıyor. Neresinden bakarsanız bakın yapılanların kabul edilebilir bir tarafı yoktur.
Güven esası gereğince yeğen ve çocuklar sınavsız işe alınmış
Kamu Görevlileri Etik Kurulu 25.10.2016 tarihli kararında; bir belediyede belediye başkanının eşinin yeğeni ile belediye başkan yardımcıları ve belediye meclis üyelerinin çocuklarının belediyede sınavsız olarak sözleşmeli personel veya memur statüsünde işe başlatılmasını etik ihlali saydı.
Belediye başkan yardımcılarından birisi kızını özel kalem müdürlüğünden istisnai memur statüsünde sınavsız olarak memur statüsünde göreve başlatmış, diğeri oğlunu sınavsız olarak sözleşmeli personel statüsünde işe başlatmış, bir belediye meclis üyesi ise kızını sınavsız olarak sözleşmeli personel statüsünde işe başlatmıştır.
Milyonlarca gencin KPSS’ye girdiği ve atanmayı beklediği bir ortamda bazı kamu görevlileri, kendilerine verilen yönetim emanetini yakınlarına çıkar sağlamak için kullanmışsa bunun adına etik ihlali ya da ahlaksızlık denilmektedir. Nitekim kurul bu davranışı etik ihlali saymıştır. Kurulun vermiş olduğu kararı görüp de böyle davranış sergileyenlerin tamamının enselendiği düşünülmesin. Bu işlerin vak'a-i adiye’den olduğunu ifade edersek ne demek istediğimiz daha iyi anlaşılacaktır. Nitekim liyakati ağızlarından düşürmeyenlerin neler yaptığı basında çarçaf çarçaf yer aldı.
Başkan eşini sınavsız müdür yapmış, baldızına kolaylık sağlamış
Kurulun verdiği bu karar tam anlamıyla kokuşmayı bütün boyutlarıyla ortaya koyuyor. Dosyada adı geçen kişilerin … Belediye başkanı, başkan yardımcıları ve bazı birim müdürleri ile olan yakınlık durumlarından dolayı işe başlama yöntemleri, belediyede yaptıkları işler birarada değerlendirildiğinde ortaya çıkan durumun halkın ve diğer belediye personelinin kamu hizmetine, kuruma ve makama olan saygı ve güveninde olumsuz duruma ve algıya sebep olduğu için etik davranış ilkelerine aykırı bir durum ortaya çıkardığı görülmektedir.
Yine belediye başkanı …’in eşini müdür vekili olarak görevlendirmesi, baldızının ise eşinin birim amiri olduğu birimde görev yapmasını sağlaması; Belediye ile iş ilişkisi bulunan taşeron firma üzerinden kendi yeğenlerini belediyede çalıştırması; belediye başkan yardımcıları ile inceleme kısmında belirtilen birim müdürünün akrabalarının ise aynı şekilde taşeron firma üzerinden belediyede çalıştırılması konusunda önlem almaması; bu şekilde hem makama hem kamu hizmetine güveni sarsacak, saygınlığı zedeleyecek, adalet ilkesine zarar verecek ve bu şekilde kamuda olumsuz algı oluşturacak işlem ve eylemlerde bulunduğundan dolayı etik ihlali yaptığına karar vermiştir. Demek ki rahmetli Tanpınar’ın romandaki tavsiyeleri havada kalmamış.