Ermenistan'ın sicilinde Hocalı katliamı ve sık sık Karabağ'da yapılan saldırılar var.... Rusya, İran ve Türkiye bölge için başat konumda olmayı hedeflerken uluslararası kurum ve kuruluşların tarihi süreçteki ikili uygulamaları da bölgedeki gerilime su serpemedi. İşte bölgenin stratejik yapısı ve Azerbaycan-Ermenistan çatışmalarındaki ana argümanlar.
Katliam, saldırı, taciz ve sınır ihlali denince akıllara Ermenistan geliyor. Ermenistan da bir nevi "Kafkaslar'ın İsrail'i" konumunda....
TIMETURK'ün derlediği "Azerbaycan-Ermenistan sorununun iç yüzü" analizi bölgede son dönem yaşanan olayların röntgenini ortaya koyuyor.
Rusya, İran ve Türkiye bölge için başat konumda olmayı hedeflerken uluslararası kurum ve kuruluşların tarihi süreçteki ikili uygulamaları da bölgedeki gerilime su serpemedi. İşte bölgenin stratejik yapısı ve Azerbaycan-Ermenistan çatışmalarındaki ana argümanlar...
Ermenistan kurulduğu günden bu yana bölgede çıbanbaşı olmaya devam ediyor...
Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki sorunlar tarihi bir kökene dayanıyor. İki ülke arasında sınır bölgesindeki topraklar nedeniyle hemen hemen her dönem karşılıklı restleşmelere tarihi açıdan tüm dünya şahitlik ediyor.
Bu tartışma ve gerilimlerin odak noktasında ise Dağlık Karabağ stratejik bir rol oynadı ve oynamaya da devam ediyor.
Türkiye, tarihi sosyal ve kültürel açıdan Azerbaycan'ı kendine yakın hissederek maddi ve manevi anlamda bu ülkeye desteğini sürdürürken Ermenistan ile ikili ilişkilerin genel itibarıyla gergin sürmesi Türkiye'nin Azerbaycan safında yerini pekiştirmesinde etkili oldu.
Türkiye'de siyasal anlamda bütün iktidarlar "Can Azerbaycan" "Tek millet, iki devlet" gibi söylemlerle de soydaşlara olan desteği asla göz ardı etmedi...
ERMENİ TACİZİ ASLA BİTMEDİ
Ermenistan askerleri her ay periyodik olarak Azerbaycan sınırlarını küçük ateşlerle taciz ederken bu kez sıcak çatışmalara da kapı araladı. 12 Temmuz 2020'de Ermenistan Silahlı Kuvvetleri ile Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri arasında baş gösteren askeri çatışmalar bölgeyi yeniden ateşe attı. Ermenistan'ın Tavuş vilayetindeki Movses ve Azerbaycan'ın Tovuz Rayonu'ndaki Ağdam arasında Ermenistan-Azerbaycan devlet sınırında ilk çatışmalar yaşanırken karşılıklı suçlamalar ve devamında bölge ülkelerin soruna yaklaşımı uluslararası kamuoyunda büyük infial yanattı
ERMENİSTAN NEDEN SIK SIK TACİZ EDİYOR
Son çatışmada olduğu gibi Ermenistan'ın ara ara gerçekleştirdiği bu saldırılar, Erivan yönetimi tarafından iç politikada bir dikkat dağıtma aracı olarak kullanılıyor. Sözkonusu son saldırılar bağlamında bakacak olursak; pandemi sürecinin tetiklemesiyle içerisinde bulunulan ortam tıbbi ve ekonomik koşullar, Ermenistan'ı iç siyasette zorluyor. Böylece çatışma ile iç politikada gündem değiştirilmekte ve hükümet derin bir nefes almakta.Ermenilerin Azerbaycan'ı güvenlik tehdidi olarak algılamaları, Ermeni halkının bu oluşturulan tehdit algısı üzerinden kolayca konsolide edilmesi, söz konusu gündem değişikliğini kolaylaştırıyor. Yalnızca dikkat dağıtma aracı değil aynı zamanda milliyetçilik duyguları üzerinden düşmekte olan halk desteğini artırmada ve halkı kontrol altında tutmada önemli bir araç olarak karşımıza çıkıyor
TOVUZ ŞEHRİNİN ÖNEMİ NEREDEN KAYNAKLANIYOR?
Tovuz şehrinin seçilmesinin hem coğrafi hem de siyasi nedenleri var.Coğrafi nedenlere baktığımızda bölgenin dağlık ve engebeli yapısı hudut gerisinden diğer ülkedeki yerleşim yerlerini ve askeri üsleri vurmayı kolaylaştırmakta, çatışmaya uygun bir alan sağlamakta. Bölgede yaşanan ilk çatışma da bu değil; 2014 yılında aynı bölgede çıkan çatışma sonucu siviller yaralandı. Ermenistan bu bölgeyi Dağlık Karabağ'a alternatif/ikinci bir cephe olarak düşünmekte. Ayrıca bu bölge Gence ve Kazah üzerinden Bakü'ye açılmakta, dolayısıyla konum olarak da stratejik bir noktada. Siyasi nedenlere baktığımızda ise Ermenistan'ın başka bölgelerde çatışmalar çıkararak uluslararası kamuoyunun dikkatini Dağlık Karabağ meselesinden uzaklaştırmaya çalışıyor.Karabağ sorununa farklı boyutlar katarak, siyasi çözümün önüne geçme, uluslararası hukuka aykırı attığı adımlardan dikkati farklı noktalara çekmeye çalıştığı bir gerçek..
AGİT SÜRECİ ÇÖZÜM OLDU MU?
Üzerinden 20 seneyi aşkın bir süre geçmesine rağmen çözüme kavuşamayan Ermenistan-Azerbaycan çatışmasının ne zaman çözüleceği belirsizliğini sürdürmektedir. Ateşkesin sağlanmasına rağmen Azerbaycan topraklarının yüzde 20'si Ermenistan'ın işgali altında. Çatışan taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığından sorunun barışçı yollarla çözümü AGİT üyesi devletlere havale edildi.
Minsk Grubu'nun girişimiyle çözüm bulma çabalarına hız verilmiş ancak 1994 senesinden beri devam eden barış görüşmelerine rağmen nihai aşamaya varılamadı. İlgili devletler ve AGİT'in Minsk Grubu sorunun yalnız çatışan taraflar arasında ve barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğini vurguladı.
GÖRÜŞMELER ÇIKMAZA GİRDİ
Çatışmanın sebeplerinden çok sonuçları düşündürücüdür. Çatışmanın sonuçlarına yaklaşım konusunda genel bir görüş mevcuttur: Ermenistan Dağlık
Karabağ'a hiçbir şekilde ait olmayan ve sırf Azeri nüfustan oluşan yedi bölgeyi yirmi yılı aşkın bir süredir işgal altında tutuyor. Böyle bir durumda “sebep ve sonuç” ilişkisinde çok ciddi yaklaşım farklılığı meydana gelmiş ve çatışmanın çözümü çıkmaza girmiştir. Yürütülen girişimlerde Azerbaycan tarafı çatışmanın ilk aşamada sonuçlarının, Ermenistan tarafı ise sebeplerinin ortadan kaldırılmasında ısrarlı. Minsk Grubu eşbaşkanları çözüm önerilerinde- bu iki amacın uzlaştırılmasına çalışmaktadır. 1994 senesinden itibaren devam
eden barış görüşmelerinde uzlaşmanın sağlanmasına çalışılsa da, somut hiçbir ilerleme kaydedilemedi.
DIŞ POLİTİK ARGÜMANLAR
Ermenistan-Azerbaycan çatışması Rusya'nın jeopolitik öncelikleri ve çıkarları çerçevesinde farklı bir konuma sahiptir. Çatışmayı Rusya'sız düşünmekmümkün değildir. Güney Kafkasya'yı arka bahçesi olarak gören Rusya bölgede kendi gücünü yeniden tesis edebilmek amacıyla Karabağ sorununu dışpolitika araçlarından biri olarak kullanmakta ve çatışmayı kendi denetiminde tutmaya çalışmaktadır.
BATI ÜLKELERİNİN İKİLİ TUTUMU
“Ermeni faktörü”nün Rusya'nın politik olmakla birlikte, ekonomik açıdan da hem bölge devletlerine hem de ilgili devletlere yönelik baskı aracı olduğu bir gerçektir. Rusya yukarıda da belirtildiği gibi, Ermenistan'ı Türkiye, ABD, NATO ve Avrupa Birliği'nin Kafkasya politikasına karşı denge unsuru olarak kullanmakta, Ermenistan sayesinde Kafkasya'daki politik ve askeri varlığını koruyarak, bölgede konuşlandırdığı üslerle Azerbaycan'ı ve Gürcistan'ı kontrol altında tutmakta ve yapılabilecek müdahaleler karşısında gereken önlemleri almaktadır. Güney Kafkasya'yı kendi arka bahçesi olarak gören Rusya, dolayısıyla Azerbaycan'ın bağımsızlığını ve enerji projelerinde varlığını hazmedememekte ve bu suretle Azerbaycan'a acı bir ders vermek için Ermenistan'ı korumakta ve silahlandırmaktadır
DAĞLIK KARABAĞ SORUNU
Dağlık Karabağ sorunu, Ermenistan'ın desteklediği Dağlık Karabağ'ın Ermenileri ile Azerbaycan Cumhuriyeti arasında 80'lerin sonları ve 90'ların sonlarında savaşa kadar tırmanan etnik çatışma. 1994'te savaşın sonunda Ermeniler, Azerbaycan'ın çevre bölgelerine ek olarak yerleşim alanının tamamını kontrol altında tutuyorlardı (Shahumyan hariç). Mayıs 1994'te Rusların aracılığıyla bir ateşkes imzalandı ancak o zamandan bu yana 2016 Dağlık Karabağ çatışmaları gibi çok sayıda çatışma meydana geldi.
STRATEJİK BÖLGE VE BEKLENTİLER
Dağlık Karabağ, Azerbaycan sınırları içerisinde, Ermenistan sınırında yer alan bir bölge. Dağlık ve ormanlık bir coğrafi yapıya sahip. Nüfusun yüzde 80'i Ermeni kökenli. Uluslararası hukuka göre Dağlık Karabağ, Azerbaycan'ın bir parçası ancak nüfusun çoğunluğunu oluşturan Ermeniler, Azerbaycan yönetimine karşı çıkıyor. Özerklik statüsündeki paylaşılamayan bölgenin idaresi Ermenistan'ın da desteğiyle, 1990'lardaki savaştan bu yana Ermenilerin elinde.
HOCALI KATLİAMI UNUTULMADI
1992 yılında yaşanan Hocalı Katliamı Ermenistan'ın gerçek yüzünü ortaya koydu.
Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki savaş sırasında Ermeni güçlerinin, 25 Şubat'ı 26 Şubat'a bağlayan gece, Dağlık Karabağ'ın Hocalı kasabasına girerek sivilleri hedef aldığı saldırıda, resmi rakamlara göre 83'ü çocuk, 106'sı kadın olmak üzere 613 Azeri hayatını kaybetti.
TARİHİ SÜREÇTE GERİLİMİN AŞAMALARI
İki ülke arasında son dönemde yaşanan gelişmelere tarihi açıdan baktığımızda sorunun ne derece çetrefilli olduğu ve çok farklı ülkelerin birbirinden farklı talep ve beklentilerinin oluştuğunu da görüyoruz....İşte o tarihi süreç ve gelişmeler:
Aralık 1987
Sovyetler Birliği içerisinde yer alan ve oblast (bölge) statüsünde olan Dağlık Karabağ'da Ermenilerin çoğunlukta olduğu Çardıklı kasabasında yönetim liderinin görevden alınmasıyla başlayan protestolar Azerbaycan polisi tarafından bastırıldı.
Şubat 1988
Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti içerisindeki Dağlık Karabağ Özerk Oblastı'nın Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne bağlanmasını talep edenler Hankendi şehrinde sokağa döküldü.
20 Şubat 1988
Dağlık Karabağ Özerk Oblastı Ulusal Konseyi Olağanüstü Toplantısı'nda Ermeni temsilciler bölgenin Ermenistan ile birleşmesinden yana karar aldı. Moskova bu kararı kabul etmedi.
26 Şubat 1988
Dağlık Karabağ'ın Ermenistan ile birleşmesini destekleyen bir milyon kişi Erivan'da yürüyüş düzenledi.
27-29 Şubat 1988
Sovyet kayıtlarına göre 26'sı Ermeni ve 6'sı Azeri toplam 32 kişinin hayatını kaybettiği Sumgayıt Olayları yaşandı.Sumgayıt Olayları'nda Ermenistan'a tepkili Azeriler ayaklanmış, çıkan şiddet olaylarında Ermeni nüfusu hedef alınmıştı. Kentin Ermenileri bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı.
15 Haziran 1988
Ermeni Yüksek Sovyeti, Sovyet Anayasası'nın 70. maddesini temel alarak, Dağlık Karabağ Özerk Oblastı'na bölgenin Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti'ne bağlanmasına yönelik yetki verdi.
21 Eylül 1988
Moskova, Dağlık Karabağ Özerk Oblastı'nda sıkıyönetim ilan etti.
Ağustos 1989
Azerbaycan, Ermenistan ve Dağlık Karabağ'a ekonomik yaptırımlar uyguladı. On binlerce kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı, binlercesi de hayatını kaybetti.
13-20 Ocak 1990
Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de, Ermeni toplumuna yönelik saldırılar patlak verdi.
Ocak-Haziran 1991
Sovyetlerin desteğindeki Azerbaycan birlikleri, silahlanan Ermeni güçlerine karşı Koltso Harekâtı başlattı.
10 Aralık 1991
Sovyetler Birliği'nin yıkılmasından bir kaç gün önce Dağlık Karabağ'da referandum düzenlendi. Halkın yüzde 99.89'u tam bağımsızlıktan yana oy kullandı. Yasal olmadığı gerekçesiyle referandumu tanımayan Bakü, Dağlık Karabağ'ın özerklik statüsünü sonlandırdı.
25-26 Şubat 1992
Ermenilerin yüzlerce kişiyi katlettiği "Hocalı Katliamı", İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne göre Dağlık Karabağ'da süren savaşın en kanlı dönemi olarak tarihe geçti.
Azerbaycan makamları verilerine göre, 7 bin nüfuslu Hocalı'da 600'den fazla kişi yaşamını yitirdi. Türkiye'de hazırlanan bir rapora göre binlerce bina yerle bir oldu.
Nisan-Kasım 1993
Devam eden çatışmalar kapsamında Ermeni güçleri Azerbaycan'a bağlı Kelbecer, Ağdam, Füzuli, Cebrayıl, Kubadlı ve Zengilen gibi kentleri işgal etti.
Birleşmiş Milletler kararlarına rağmen işgal edilen bölgelerden çıkmayan Ermenistan, Dağlık Karbağ ve çevresindeki bölgelerin kontrolünü fiilen ele geçirdi.
Çatışmalar nedeniyle bölgede yaşayan 600 binden fazla Azeri ve 200 binde fazla Ermeni evlerini terk durumunda kaldı
9-11 Mayıs 1994
Rusya'nın ara buluculuğunda kapsamlı bir ateşkes anlaşması yazıldı. Azerbaycan, Ermenistan ve Dağlık Karabağ'ın savunma makamları bu anlaşmaya imza attı. Anlaşma 12 Mayıs 1994'te yürürlüğe girdi.Çatışmaların durması için askerden arındırılmış alan belirlendi. Ancak, her iki taraf da 1994'ten bu yana bu bölgenin sınırlarını Ermenistan tahrikli ihlal ederek ölümlere neden oldu.
6 Aralık 1994
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) kapsamında Dağlık Karabağ sorunun çözülmesi amacıyla Minsk Grubu adında bir eşbaşkanlık oluşturdu.Fransa, Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri önderliğinde kurulan grubun üyeleri arasında Ermenistan ve Azerbaycan'ın yanı sıra Türkiye, Almanya, İtalya, Belarus, İsveç ve Finlandiya da bulunuyor.
TÜRKİYE-RUSYA-İRAN SARMALINDA İLİŞKİLER
1994'te ateşkes ilan edilse dahi herhangi bir barış anlaşması imzalanmadı. Uluslararası arenada iki ülke de kendi tezlerini ön plana çıkarmaya devam etti. Bölge ülkelerinden Rusya çoğunlukla Ermenistan tez ve iddialarına göre hareket ederken İran da içerisinde barındırdığı Ermeni ve Azerbaycan azınlığını elinde tutabilmek için zaman zaman ikili tavır takınmayı ihmal etmedi.
Bölge, petrol kaynakları ve doğal gaz boru hattından dolayı stratejik öneme sahip olduğu için çok uluslu bir sorun olmaya devam ediyor.