Yoğun siyasi faaliyetler ve partiler arası transferler yapılırken, esas düşünülmesi ve tedbir alınması gereken FETÖ darbecisine zemin hazırlanmasını ve bulanık ortamda yeni bir KAOS fırsatı olabileceğini, izlediğim bir belgeselde olduğu gibi, değişik bir misalle anlatmak istedim.
Ormanda üç çitanın birbiriyle toz duman, yara bere içinde boğuşurken çıkardığı sesler, uzaktan geçen bir aslanın dikkatini çekti. Saldırmaya hiç niyeti olmadığı halde bir müddet durup olduğu yerden arbedeyi hayretle izledi. Çünkü üç tane çitaya, aslanın saldırma niyeti olamazdı. Daha sonra hırsla birbirine saldıran ve perişan bir durumda yorgun düşen çitalara yavaşça yöneldi ve sinsi sinsi sürünerek onlara doğru sokuldu. Hayret ki çitalar aslanın yaklaştığından hiç haberdar olmadı ve onu fark edemediler.
Aslan biraz daha yaklaştığında gördü ki, paylaşılmayan bir dişi için, çarpışan iki erkek çita yara bere içerisinde perişan ve bitap durumda idi. Aslan küçük bir hamle ile rahatlıkla gidip bir tanesini kedi gibi ensesinden tutup aldı gitti ve güzel bir kahvaltıyı yorulmadan hak etmiş oldu.
2 yıldır Suriye´de PKK, PYD ve DEAŞ sebebiyle girmiş olduğumuz AFRİN HAREKATI, FIRAT KALKANI, ZEYTİN DALI HAREKATI Türkiye´ye milyonlarca hatta milyarlarca dolar SAVAŞ masrafına sebep oldu. İlaveten Türkiye´ye sığınan mülteciler içinde harcadığımız 30 milyarı aşkın giderlerimiz, bir hayli Türkiye ekonomisini sarstı.
Suriye içerisindeki askerlerimiz, ağır silahlarımız, toplarımız, tanklarımız ve obüslerimiz hâlâ Suriye´de kalmaya devam ediyor, bu mücadele Devletimizi bir hayli yordu. ABD, DEAŞ ve PKK 5000 TIR ağır silahları ile onlarca uçak dolusu malzemeyle, şimdi de Suriye açıklarında Tartus ve Lazkiye açıklarında, en güçlü deniz filosunu bekletmektedir. 20 hava üssünü de, Suriye´de kurmuş bulunduğunu unutmamalıyız.
Diğer taraftan Rusya´nın da kendi hesapları doğrultusunda askeri üsleri ve deniz kuvvetleri hazır durumda beklerken, son anda İngiltere ve Fransa?nın da eski hayalleri olan Skypickot damarı ve ütopyası depreşmiş ve katılıma dahil olmuştur. Bu projeden pay kapmak üzere aniden oyunun içine onlar da girmiştir.
Bir hayli büyük bir cephede tetikte beklediğimizi unutmamalıyız. AFRİN´den sonra MÜMBİÇ´e gireceğimizi açıkladığımız bir ortamda, ABD askerleri şu anda MÜMBİÇ´te PKK´ya açıkça eğitim vermeye ve desteklemeye devam etmektedir. Bu kadar karmaşık bir ortamda Rusya, İran, ABD, İngiltere, Fransa arasında ciddi mücadele verirken, Batı tarafımızda Ege´de Yunan finoları ve filoları bu Bremen mızıkacılarına katılmış, bize meydan okuyacak kadar ileriye gidebilmektedir.
Böyle bir karmaşık ortamda fırsat arayan FETÖ´ye, aradığı gün doğmuş olabilir. 17/25´den yeterli ibreti ve tedbiri alamadık ve başımıza daha şiddetli olarak 15 Temmuz olayı geldi. Aradan geçen 2016´dan, 2018´e kadar esas yapılması gereken darbecileri temizledikten sonra, yerlerine hakiki manada devletine sahip çıkacak vatanperver, Dindar kaliteli eğitim almış ehil kimselerin yerleştirilmesi ve FETÖ´nün boşalttığı yerlerin bu kadrolar tarafından doldurulması gerekirdi.
BİL İLLETİ SONRA KIL MÜDAVATA TASADDİ dendiği gibi.
Kaza geçiren bir insanın vücudundaki yaralar kırık çıkıktan önce, kalbinin çalışıp çalışmadığı, nabzının atıp atmadığı dinlenir, işe buradan başlanır. Daha sonra diğer organlar tedavi edilir.
Darbeden sonra ilk ele alınacak ve temizlik yapılacak ünite YÖK, Üniversiteler ve Milli Eğitim Bakanlığı olmalıydı. Çünkü vücudun hayatı olan, kalbi olan, beyni olan bu kurumlar eğer çalışmıyorsa, diğer organlar da yapılacak pansumanlar ve tedaviler, ülkenin geleceği açısından, diğer operasyonlardan daha önemlidir.
FETÖ´nün bir türlü terk edemediği ve terk etmek istemeyeceği üniversiteler ve Milli Eğitim Bakanlığı´nda yıllarca süren FETÖ elemanlarının yetiştirdiği, insan kaynaklarının üretildiği ve para kaynaklarının temin edildiği bu kurumlardır. Daha önce hazırlanmış olan yeni elemanlar, atılanların yerine stepne olarak hazırda bekletilmektedir.
Seçim arifesinde FETÖ´nün bu işten vazgeçmeyeceğini veyahut da mağdurları kışkırtarak, devlet kurumlarında iş yavaşlatma, üniversiteleri bölmeye kalkışma, devlete karşı küskünlükleri çoğaltarak bombalı saldırılar ile veyahut da doğrudan suikastlar ile bu seçimi sabote edebileceği ihtimalleri göz önünde bulundurulmalı.