İnsan nisyan ile maluldür.
Maluldür de bu kadar da olmaz diyor insan.
AKP ve MHP arasındaki ittifak hakkında birçok değerlendirme yazıldı. Seçimler yaklaştıkça yeni yorumlar okuyacağımız muhakkak.
Konunun birçok yönü olmakla beraber, işin esası gidip Sayın Erdoğan´ın gardırobuna dayanıyor.
Onun gardırobundaki ilk elbise, Millî Görüş gömleğiydi. O gömlekle siyasete girdi. Yol arkadaşları ve gönüldaşlar edindi. Onlara dayanarak İstanbul´a Belediye Başkanı oldu. Konjonktür değişince yeni bir elbise giymeye karar verdi. ?Millî Görüş gömleğini çıkardık?dedi. Olayın sadece bir gömlek değiştirmekten ibaret olmadığını zaman gösterdi. O, Millî Görüş´ün bütün siyasi birikimini de yanına alarak gitmişti. Millî Görüş, ancak, 15 yıl sonra yeniden toparlanma imkânı elde etti.
Onun ikinci gömleği liberalizm ve demokrasi renklerine sahipti. İnsan hakları, özgürlükler ve ekonomik kalkınma vaadiyle farklı grupların desteğini aldı. Demokratlar ve Gülenciler Erdoğan´ın doğal müttefikleri haline geldiler. Erdoğan onların zaaflarını gayet iyi biliyordu. Demokratlara daha fazla özgürlük ve evrensel hukuk, Gülencilere ise daha fazla büyüme ve kamuda daha fazla etkinlik vaadediyordu. Bu gruplar kazanım elde ettiklerini sanıyorlardı ama bütün kazanımlar Erdoğan´ın hanesine yazılıyordu.
Onun bir özelliği, bir grupla muaşşaka ederken, onların karşıtı olan grupları da ihmal etmemekti. Açık-gizli onlara da mavi boncuk dağıtmaktan geri durmuyordu. Gülen cemaatinin en hassas olduğu konuların başında ülkenin bütünlüğü ve güvenliği için tehdit gördükleri Kürt siyasi hareketleri ile Ergenekon tipi yapılar gelmekteydi. Gülen´in bürokrasideki adamları operasyonlar yaparlarken, Erdoğan operasyona maruz kalanlar ile de teması kesmiyordu. KCK, Ergenekon, Balyoz gibi operasyonların sorumlusu Gülenciler oldu.
2010 Referandumundan sonra Erdoğan, üçüncü gömleğini giymeye karar verdi. Ama ikinci gömleği çıkarmak, birinci gömlek kadar kolay olamayacağı için farklı bir yol denedi. Gömleğin üstüne bir de ceket giymeye karar verdi. Önce Ergenekonculardan bir gömlek alıp giydi, üzerine de İslamcılardan bir ceket. Demokratlar ve Gülencilerle başka bir şekilde mücadele etmesi mümkün olamadığından bu yola başvurdu. İslamcılar Erdoğan´ın ceketine bakıp her türlü desteği verdiler. Ergenekoncular da gömleğin kendilerine ait olduğunu bildiklerinden demokratlara ve Gülencilere karşı ellerinden geleni arkalarına bırakmadılar. Hapishaneleri doldurdular. Yetmedi 50 yeni hapishane siparişi verdiler.
Erdoğan´ın üçüncü kreasyonu, ikincisi kadar güvenli değildi. Ceket kirlenmeye, gömlek de yırtılmaya meyyaldi. Gerçekten İslamcıların verdiği ceket kısa sürede kirlendi ve yıprandı. Gömlekte dikiş atmalar ve sökükler baş gösterdi. Üstelik kış mevsimi yaklaşmakta idi. Erdoğan´ın yeni bir kıyafete, hatta yeni bir üniformaya ihtiyacı vardı. İşte tam bu esnada Devlet Bahçeli, Erdoğan´a yeni bir kıyafet hediye etti.
Bu, Erdoğan´ın gardırobundaki dördüncü kıyafetidir. Sonuncu değil, bir önceki kıyafet. İslamcılar bu yeni kıyafetten rahatsız. Biz ümmetçiyiz, bu bize uymaz diyorlar. Kürtler de rahatsız ve yeni kıyafeti reddetmiş görünüyorlar. Ergenekoncular ise ?bakalım ne olacak? modundalar. Üstelik bu kıyafet çok pahalı. Bu kıyafetin bedeli savaş, kan ve gözyaşı. Savaşın faturasının da kabarık geleceğinden kimse şüphe etmesin.
Erdoğan da dördüncü gömleğinin çok pahalı olduğunun farkında. Onun için yeni bir gömlek arayışına girmiş durumda. Tekrar başa dönmüş ve Millî Görüş´ten bir gömlek almak istemiş ama onlar vermemişler, anlaşılan.
Bakalım Erdoğan´ın son gömleği ne renk olacak?