Tarih: 13.10.2021 13:48

Erdoğan neden ‘operasyon’ sinyali verdi?

Facebook Twitter Linked-in

Pazartesi günü kabine toplantısından sonra açıklamalar yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Suriye’deki varlığına yönelik artan saldırıları kastederek “Artık tahammülümüz kalmadı” dedi, yeni bir operasyon için sinyal verdi.

Şu sözlerle:

“Suriye’den ülkemize yönelik terör saldırılarının kaynağı mahiyetindeki kimi yerler konusunda artık tahammülümüz kalmamıştır. Buralardan kaynaklanan tehditleri, ya oralarda etkin olan güçlerle birlikte ya da kendi imkânlarımızla bertaraf etmekte kararlıyız.”

Bir taraftan ABD’nin, öbür taraftan Rusya’nın Suriye sahasında Türkiye’yi sıkıştırdığı, bir tür “Bu filmi daha önce de görmüştük” de dedirten, ‘dejavu’ duygusu da denebilir bu son gelişmelere.

ABD’nin Suriye ve PKK/YPG politikasının Biden yönetiminin işbaşına gelişinin 10’uncu ayında, Obama dönemindeki ilk haline yeniden demir attığına dair işaretler artmış durumda.

Trump döneminde bizzat kendisi tarafından dillendirilen “Ne işimiz var Suriye’de” tutumu nedeniyle oluşan motivasyon kaybı ve dikkat dağılmasının giderilmesi ve yeniden PKK/YPG kuşağı projesine angaje olunması anlamında bir işaret, bu kastettiğim.

En net tezahürünü de Biden’ın geçen hafta kongre liderlerine yazdığı mektupta kullandığı şu ifadelerle görmüş olduk:

“Türkiye hükümetinin Suriye’nin kuzeydoğusuna düzenlediği operasyonlar, DEAŞ’ı yenilgiye uğratma çabasının altını kazıyor ve sivilleri tehlikeye atıyor.”

YOKSA ABD İLE RUSYA TÜRKİYE’Yİ SIKIŞTIRMAK İÇİN YENİDEN BİRLİKTE Mİ HAREKET EDİYOR?

Geçmişte Ankara’da, özellikle Suriye sahasındaki ‘ısınmanın’ arttığı dönemlerde, bu işler için mesai harcayan çevrelerden, Rusya ve ABD’nin Suriye için gizli anlaşmalar yaparak paslaştıkları yönünde birkaç kere kanaat bildirimi almıştım.

Bunun somut örnekleri, hatta ifşaatı da oldu.

En ciddi ‘paslaşma’ ise, Esed rejiminin muhaliflere karşı dayanabilecek gücünün kalmadığı bir dönemde ortaya çıktı.

Hatırlayalım Rusya, 30 Eylül 2015’te Suriye’ye askeri gücüyle fiilen girmiş ve rejimle birlikte büyük katliamlar yaparak savaşın gidişatını kendi lehine değiştirmişti.

2019 yılına gelindiğinde, bu gelişmenin ABD’nin onayıyla, hatta isteğiyle olduğu, arkasında gizli bir ABD/Rusya anlaşmasının bulunduğuna dair dikkat çekici bir ‘ifşaat’ ortaya çıktı.

Bu ifşaatı hatırlatmak için, Mayıs 2019’da gazetelerde çıkan küçük bir haberden alıntı yapalım:

“Obama döneminde Savunma Bakanlığı’nda müsteşar yardımcılığı yapan Andrew Exum, 2015 yılında Beşar Esed rejiminin aniden düşmesinden endişe eden ABD’nin Rusya ile görüştüğünü açıkladı.

Exum, o tarihte Obama’nın ‘Esed rejiminin aniden düşmesinin, hem Suriye’de tamamen belirsizliğe neden olmasından, hem de İsrail’in güvenliğini tehlikeye atmasından endişe ettiğini’ kaydetti.”

Söz konusu isim, sözlerinin devamında, Esed’in aniden düşmesinden duydukları korku nedeniyle ABD yetkililerinin Ruslarla gizlice temas kurduğunu ve kendi tabiriyle ‘yıkıcı başarı’ adı verilen planın devreye sokulduğunu anlatıyordu.

6 yıl önce ABD’nin onayı, Rusya’nın fiili müdahalesiyle ortaya çıkan ‘yıkıcı başarı planının’ sonucunun Suriye’nin bugünkü hali olduğunu söylemeye bilmem gerek kaldı mı?

ABD ile Rusya arasında Suriye sahasında fiili bir anlaşma zaten yürüyor.

ABD’liler “Orası bizim harekât sahamız değil” diyerek Fırat’ın batısına, Ruslar da “Orası ABD’nin faaliyet alanı” diyerek Fırat’ın doğusuna karışmıyor.

ABD VE RUSYA GENELKURMAY BAŞKANLARI 20 GÜN ÖNCE HELSİNKİ’DE NE KONUŞTULAR?

Peki, son günlerde, Suriye’deki Türkiye varlığını hedef alan saldırıların arka planında, yine bir ABD/Rusya paslaşması olabilir mi?

Şöyle düşünelim.

PKK/YPG’nin Türkiye’nin Fırat’ın doğusundaki varlığına saldırması halinde, bu durum, ABD’nin işin başından beri gözetmeye çalıştığı “Buradaki YPG varlığı Türkiye için tehdit değil” tezine zarar verebilir.

Amerikalılar, bunun yerine, el altından Ruslarla işbirliği yapıp, Fırat’ın batısındaki YPG varlığını harekete geçirmek istemiş olabilirler.

Eğer böyle bir gizli anlaşma var ise, bunun görünür alandaki ipuçları neler olabilir diye bakınca, ABD ve Rus genelkurmay başkanlarının 20 gün önce Finlandiya’da bir araya gelip, 6 saatlik bir görüşme yaptıkları haberini buldum.

İki isim, görüşmenin içeriğini açıklamama konusunda bir karar birliğine de varmışlar.

Çıkan haberlere göre görüşmenin ana gündem konusu Afganistan meselesi imiş.

Ama belki Suriye’yi de konuşup gizli bir plan yapmışlardır.

Şeytana şapkayı ters giydirenlerin cirit attığı bir yerde, her şeyi düşünmek lâzım.

Peki, bu oyun bozulur mu?

Daha önce bozuldu, yine bozulur.

Ama önce oyunun ne olduğunu iyi okumak gerek.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —