Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Erdoğan: Karabağ'da işgalle başlayan krize son verme vakti geldi

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Karabağ nedeniyle Azerbaycan ile Ermenistan arasında tırmanan çatışma hakkında yaptığı açıklamada, "Minsk 3'lüsü (Rusya, ABD, Fransa) denilen grup bu sorunu çözmemişlerdir. Şimdi de akıl veriyorlar, "

Erdoğan: Karabağ

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Karabağ'da yaşanan çatışmalarda, Azerbaycan'ın yanında olmaya devam edeceklerini söyledi. Erdoğan, Türkiye'nin Doğu Akdeniz politikasının da iki temel üzerinden şekillendiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Deniz Hukuku ve Doğu Akdeniz Sempozyumu'nda yaptığı konuşmada, özetle şunları söyledi:

BU FIRSAT DEĞERLENDİRİLMELİ: Sözlerimin hemen başında dün Azerbaycan'a saldıran Ermenistan'ı kınıyorum. Türkiye dost ve kardeş Azerbaycan'ın yanında olmayı sürdürecektir. Dağlık Karabağ'ın işgaliyle başlayan krize son verme zamanı gelmiştir. Yaşanan son gelişmeler bölgede nüfuz sahibi tüm ülkelere gerçekçi ve adil çözüm yollarını devreye sokmaları konusunda fırsat vermiştir. Bu fırsatın değerlendirilmesini umuyoruz.

TÜRKİYE KARABAĞ'DA MI?: Minsk 3'lüsü denilen grup bu sorunu çözmemişlerdir. Bu sorunu çözmemek için de ellerinden geleni yapmışlardır. Şimdi de akıl veriyorlar, zaman zaman da tehdit ediyorlar. 'Türkiye burada mı', 'Türk askeri var mı'? Bunu söyleyenler; Suriye'nin kuzeyine binlerce TIR silahı taşıyanlardır, Suriye'nin kuzeyini parselleyenlerdir, koalisyon güçleriyle Suriye'de cirit atanlardır. Bunlar şimdi gelmişler 'Türk askeri burada var mı? Türkiye buraya silah naklediyor mu?' Şu mantığa bak, şu akla bak. Adeta İlham Aliyev kardeşimiz sanki bunlara hesap verecek. Zaten 30 yıla yakındır size hep hesap verdi, 'Bu işi çözelim. Bunu artık uzatmayalım.' dediler. İşgale uğrayan topraklar kimin toprakları? Azerbaycan'ın toprakları. Bunu hepiniz kabul ediyorsunuz. Dağlık Karabağ'ı kabul ediyorsunuz. Buradaki insanlar, 1 milyonu aşkın topraklarından uzak, şu anda Azerbaycan'da yaşıyor. İşgalciler ise orada. Bunun hesabını kimse sormuyor. 'Artık hesap vakti' geldi diyen Azerbaycan, ister istemez kendi göbeğini kendisi kesmek zorunda kalmıştır.

 DOĞU AKDENİZ ENERJİ JEOPOLİTİĞİNE OTURDU: Akdeniz'e dair konular, son dönemde dünyadaki birçok devletin de ana gündem maddesini oluşturuyor. Pek çok ülke burada yaşananları yakından takip ediyor. Küresel siyasetin son birkaç aydır Akdeniz ekseninde geliştiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Bizim de gündemimizde bu bölgedeki gelişmeler önemli yer tutuyor. Atılan her adımın, ülkemizin hak ve menfaatlerinde önemli yer tutuyor. Yapılan bazı araştırmalar, bölgede çıkarılabilir doğalgaz miktarının 3,5 milyar metreküpün üstünde olduğuna işaret ediyor. Uluslararası enerji şirketlerinin de devreye girmesiyle, Doğu Akdeniz petrol ve doğalgaz jeopolitiğine oturmuştur.

SUNİ HARİTALARLA BARIŞ GELMEZ: Türkiye'nin bölgeye yönelik ilgisi sadece enerji kaynaklarıyla ilgili değildir. Türkiye bir Akdeniz ülkesidir. Biz misafir değil, evsahibiyiz. Bu coğrafyada huzur ikliminin yeniden tesis edilmesini istiyoruz. Türkiye işbirliğinden, barıştan, hakkaniyetten yanadır. Cezayir'den Mısır'a, Filistin'den İsrail'e, Türkiye'den Yunanistan'a kadar Akdeniz büyük ailemizin çatısıdır, yuvasıdır. Akdeniz'deki sorunları birbirimizi dışlayarak değil, aktörleri aynı masada buluşturarak çözebiliriz. 19. yy'ın sömürge masasıyla, saçma haritalarda Akdeniz'e barış gelmeyeceğini herkes kabul edilmeli. Neymiş Sevilla haritası... Suni haritalarla barış gelmez. Biz de İstanbul ve Marmara Üniversitesi'ne bir ricada bulunsak, hemen bir harita hazırlar dünyaya sunarız. Bütün mesele onlar için bakış açısının değişmesi gerekiyor.

 DOĞU AKDENİZ POLİTİKASI: Türkiye'nin Doğu Akdeniz politikası 2 temel üzerinde yükseliyor. İlki deniz yetki alanlarının hakça ve adil şekilde sınırlandırılması, ikincisi de Kıbrıs Türklerinin adanın ortağı olarak hak ve çıkarlarının korunmasıdır. Anlaşmazlıkların hakkaniyete uygun şekilde çözülmesi tercihimizdir. Yunanistan'la ön şartsız diyaloğa hazır olduğumuzu vurguladık. İçinde Kıbrıs Türklerinin de olduğu bir konferans düzenlenmesini talep ettik. Enerji İşbirliği Forumu'nun da kurulmasının faydalı olacağına inanıyoruz. İtidalli tavrımızdan taviz vermedik. Ülkemizi denizden kuşatmaya dönük hamlelerin hepsi boşa çıkmıştır. Türkiye kendi hakları gibi Kıbrıs Türklerinin de haklarını koruyacağını ortaya koymuştur.

MERKEL'İN YÜRÜTTÜĞÜ DİPLOMASİYE DESTEK VERDİK: Bize bir adım atana biz koşarak gittik. Bugün de Sayın Merkel'in yürüttüğü diplomasiye destek verdik, veriyoruz. Kazan kazan formülünün bulunacağına inanıyorum.



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER