Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ukrayna’ya yaptığı ziyaretin dönüşünde gazetecilere uçakta açıklamalar yaptı. Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
UKRAYNA İLE İŞ BİRLİĞİNİ GELİŞTİRECEĞİZ: Bugün (dün) Ukrayna ile tesis ettiğimiz Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi’nin 8’inci toplantısını gerçekleştirdik. 7 anlaşma imzaladık. Ukrayna ile ticaret hacmimiz yaklaşık 5 milyar dolar. Şimdi ise 2023 itibarıyla 10 milyar dolar gibi bir hedef belirledik. Geçtiğimiz yıl Türkiye’yi ziyaret eden Ukraynalı turist sayısı 1,5 milyon olmuştu. Ukrayna ile sanayi alanında yoğun bir iş birliğimiz var ancak bunu daha da geliştireceğiz. Bu konuda bugün (dün) Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Volodimir Zelenskiy ile kararlı bir mutabakata vardık. Ayrıca telekomünikasyon, enerji, ticaret ve kültür alanlarında da yakın çalışmaya devam edeceğiz.
500 KONUTU BERABER YAPALIM DEDİM: Kırım Tatarları konusundaki pozisyonumuz net. Kırım’ın ilhakını tanımıyoruz. Kırım’ın haklarını korumak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ancak Sayın Başkanın da bu konuda kararlı olduğunu gördüm. O da özellikle “Kırım Tatarları konusunda hassasiyetiniz nedir?” diye bunları benden ayrıca öğrenmek istedi. Ben de kararlılığımızı söyledim. Hatta şu anda Herson bölgesinde 500 konut yapabiliriz diye bir teklifte bulundu, “Beraber yapalım” dedi. Biz de kendilerine “İsabetli olur” dedik. Çevre ve Şehircilik Bakanımız bir heyetiyle beraber inşallah gelecek, burada Sayın Başkanın belirleyeceği isimlerle görüşmelerini yapacak ve hangi bölge isabetli olursa orada çalışmalara başlayacaklar. Kiev’de Kırım Tatar kardeşlerimiz için cami, konut ve işyerlerinden oluşan bir külliye inşa edeceğiz. Bunun için yine müşterek bir adım atacağız. 33 dönümlük bir arazi oradaki kardeşlerimiz tarafından alındı. Kırım Tatarlarının kendi ayakları üzerinde durmasını çok çok önemsiyoruz. Bu çerçevede Mustafa Cemiloğlu ile görüştüm, diğer arkadaşlarla da görüştük. Kırımlı kardeşlerimize siyasi, ekonomik, diplomatik ve kültürel alanlarda da her türlü desteği vereceğiz. Özellikle Herson’da atılacak adımları önemsiyoruz. Tabi bu adamlarla beraber daha sonra yine Sayın Başkanla oralarda ne gibi adımlar atabiliriz bunları da konuşacağız. Kırım konusunda AGİT Ukrayna Özel Gözlem Misyonu önemli bir rol oynuyor. Bu misyonun başkanlığını 2014’ten bu yana hep Türk büyükelçiler yürütüyor.
FETÖ’NÜN İKİ OKULU VAR: FETÖ ile mücadele konusunda Ukrayna 2018’de iki kişiyi ülkemize sınır dışı etmişti fakat burada hâlâ iki tane okulları var. Bunların Maarif Vakfı’na devri için kendilerine özellikle ricada bulundum. Hatta, “Sizin Milli Eğitim Bakanlığınızla beraber de bu çalışmayı sürdürebilirler” dedik. Necip Hablemitoğlu’nun katil zanlısı Nuri Gökhan Bozkır’ın iadesi için de girişimlerimiz sürüyor. Bunu kendisinden özellikle istedim. Dedim ki “Bizim için çok ama çok ileri derecede önemli. Şu anda iltica ile ilgili de girişimleri olmuş. Dolayısıyla burada bir yanlışa düşüp de buna böyle bir kapıyı da açacak olursanız, bu aramızdaki ilişkileri de sıkıntıya sokabilir.” Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü, siyasi birliğini ve istikrarını önemsiyor ve bu hassasiyetimizi Rus mevkidaşlarımıza da iletiyoruz.
MUTABAKATIN AÇIK İHLALİ: Bu sabah (dün) İdlib’de 7 askerimiz ve bir sivil görevli şehit oldu. Bu İdlib mutabakatının açık bir ihlalidir. Rejim için tabi ki bunun sonuçları da olacaktır. Bugün (dün) derhal karşılık verdik ve “Bundan sonra gereği neyse yapılacak” dedik. Bu attığımız adımın ardından da orada 76 civarında rejim mensubunu etkisiz hale getirdik. Bunların büyük bir kısmı ölmüş durumda, belli bir kısmı yaralı. Fakat Rus tarafına da bunun bütün bilgilerini de koordinatları ile birlikte arkadaşlarımız verdiler. Başta Milli Savunma Bakanımız olmak üzere Genelkurmay Başkanımız, Kuvvet Komutanlarımız yaralı askerlerimizi hastanelerde ziyaretlerini yaptılar. Askeri gözlem noktalarımız tabi ki orada hayati rol oynuyor ve yerlerinde kalacaklar. Gerekli tahkimatlar da bunun için yapılıyor. İdlib’de yeni bir savaşa, sivil katliamına ve göç dalgasına müsaade edemeyeceğimizi de onlara bildirdik. Bugün de Dışişleri Bakanımız, Rus mevkidaşı Lavrov’la bir görüşme yaptı. Hem sahada hem de masada gerekli adımları atıyoruz. İdlib konusunda uluslararası toplumun da sorumluluk üstlenmesi gerekiyor. Türkiye’yi takdir etmek yeterli değil, biz somut adımlar da görmek istiyoruz. Hakikaten, “Bu kadar insanı yediriyorsunuz, içiriyorsunuz, giydiriyorsunuz, sağlığıyla ilgileniyorsunuz. Türkiye çok büyük işler yapıyor” gibi bizi takdir kelamları artık yetmiyor. İcraat istiyoruz. Aksi takdirde diğer adımları atma girişimine de başlayacağız. Libya’daki gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Askeri komite toplantısı bugün (dün) yapıldı, sonuçlarını takip edeceğiz. Biz meşru Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin yanında siyasi süreci desteklemeye devam edeceğiz. Bu bağlamda yarın (bugün) Sayın Merkel’le bir telefon görüşmem olacak. Arkadaşlarımız da muhataplarıyla temas halindeler. Temenni ederim ki bu görüşmelerden de hayırlısıyla neticeleri alırız.
Erdoğan’ın gazetecilerin sorularına verdiği yanıtlar ise şöyle:
Halime Kökçe: İdlib’de şehitlerimiz var ve operasyonlar da devam ediyor. Acaba bu operasyon da daha önce yapılan üç operasyon gibi kapsamı, derinliği olan dördüncü bir operasyona dönüşür mü? Gereğini yaparız derken neyi kastediyorsunuz? İkinci bir soru da Milli Savunma Bakanımız söz etmişti bir güvenli bölgeden. Güvenli bölge derken bunun bir sınırı çizilmiş mi?
Bugün (dün) sabahki olayı müteakiben biz yola çıktık ve ardından arkadaşlarımız hemen adımları attılar ve havan topları ve fırtına obüsleriyle tamamen alana girdiler ve kısa sürede de netice almaya başladılar. Hatta SİHA’lar da devredeydi. 76 rejim unsuru etkisiz hale getirildi. Bunlar tabi tespit edilenler. Milli Savunma Bakanımız tespit edilemeyenlerin de olduğunu söyledi. Bunlar daha çok telsiz konuşmalarıyla tespit ediliyor. “Şu kadar kişi kaybettik” filan diyorlar. Bir telsizden farklı bir rakam, bir telsizden daha farklı bir rakam gelebiliyor. Onun için telsiz takibinde aldığımız bu tür rakamlarla şu anda bize ulaşanlar bunlar. Bu süreci tabi devam ettireceğiz. Çünkü Suriye şu anda İdlib’deki o masum, mahzun insanları sınırlarımıza doğru sürerek orada alan kazanmaya çalışıyor. Biz de Suriye’ye burada alan kazanma fırsatı vermeyeceğiz, çünkü şu anda bu bizim yükümüzü artırıyor. Şu anda zaten bizim sınırlarımızda yoğun bir çalışma var ve biz sınırlarımızdan 30 ila 40 kilometre Suriye içinde ileri gidiyoruz ve oralara da briket barınaklar yapıyoruz. Şimdi ona başladık. Bu briket barınak konusunda da yoğun bir çalışma devam ediyor. Çünkü çadır kentlerle filan bu işi çözmemiz mümkün değil. Kış mevsimindeyiz, çadır kentlerde o insanların yaşam koşullarının ne olacağını düşünün. Biz, “Konforunu biraz daha ileri götürelim, 25-30 metrekarelik briket barınakları yapalım” dedik ve inşaat şu anda hızla devam ediyor. Hatta konuyu Sayın Merkel’e de açtım. Merkel de destek sözü verdi. Oradan gelecek desteği de burada süratle kullanarak ilk etapta hiç olmazsa 25 bin civarında briket barınak yapalım istiyoruz. Bununla orada onlar için güvenli bir bölge tesis edelim istedik. Şu anda yapılan çalışma bu ve yoğun bir şekilde devam ediyor. Burada tabi Suriyeli kardeşlerimizi de eleman olarak değerlendirip çalıştırıyoruz ve inşaatlar da orada devam ediyor.
Halime Kökçe: Adı olan, yani Barış Pınarı gibi kapsamlı bir operasyon düşünüyor musunuz, onu merak ediyorum?
İdlib operasyonunun bu şimdi ilk ayağı. Bunu biliyorsunuz cuma günü söyledim. Şimdi bu operasyon yapıldı ama bunlar demek ki şaka yaptığımızı zannediyorlar ama bugün yapılan operasyonların bunlara ciddi bir ders olduğu kanaatindeyim ama durmayacağız aynı kararlılıkla buna devam edeceğiz.
Pelin Çift: Tabi ki bu şehit haberleri hepimizin yüreğini yakıyor ve İdlib’de verilen sözler tutulmadı. Rusya ile bu manada bir gerginlik yaşıyoruz ama bir taraftan da şöyle bir durum var. Mevcut iş birliği ve S400 alımı konusunda da yaptırımlar söz konusu. Bu noktada Rusya’ya bir mesaj vermek ister misiniz? Ne söylemek istersiniz?
Bizim Rusya ile şu aşamada bir çatışma ya da bir ciddi çelişki içerisine girmemize gerek yok. Bunu niye söylüyorum? Biliyorsunuz bizim şu anda Rusya ile çok ciddi stratejik girişimlerimiz var. Bunlardan bir tanesi, özellikle de çok kararlı şekilde başlattığımız nükleer enerji meselemizdir ve rakam orada çok çok ciddidir. Şu anda onun inşa süreci devam ediyor. 300’ün üzerinde mühendisimiz Rusya’da yetiştirildi ve bunlar yetiştikçe de gelip burada çalışmaya devam ediyorlar. Bu bir defa önemli.