Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Erdoğan gitsin deniliyor

Ali Fikri Işık, muhalefetin toptan “Erdoğan gitsin” söylemi içerisinde olduğunu; kendisinin ise bunlardan ziyade Kürtçenin siyasi alana girmeden de anayasal bir zemine kavuşturmanın Kürtler için çok önemli olduğunu vurguluyor.

Erdoğan gitsin deniliyor

Erdoğan gitsin gitmesine; kendi adıma söylüyorum, kalmasında gözü olanın gözü çıksın. Kimin gidip kimin kalacağını zerre kadar önemsemiyorum. Önemsediğim tek şey Kürtçenin diğer bütün dünya dilleri gibi hak ettiği saygınlığa kavuşması ve anayasal bir dil olma imkân ve statüsünü kazanmasıdır. 2003 seçimlerinin bence bir tek anlamı var; o da Kürtçenin anayasal güvencelere kavuşup kavuşamayacağı meselesidir. Ömrü boyunca hiç oy kullanmamış bir Kürt ve vicdani retçi olarak bu seçimlerde oy kullanmaya karar verdiğimi bu vesile ile açıklamak istiyorum. Oyumun rengini Kürtçeye özgürlük talebi belirleyecek. Hangi ittifak bu talebi programına alır ve o programı kamuoyuyla açık bir şekilde paylaşırsa, oyum da onların hanesine yazılır. Kimin yapacağı pek de önemli değil. Kim meselesinde seçici olmayacağımı da buradan beyan ediyorum.

Başka bir ifadeyle kimin seçimleri kazanacağı sorusu, ikincil, tali bir sorundur. Türkiye siyasetini yakından tanıyacak kadar bir ömür yaşadığımı ve bu ömrü siyasi tercihler yüzünden heba ettiğimi de biliyorum. Kimin iktidar olacağına odaklanan siyasi kültür, her seferinde seçimlerden çırak olarak çıktı. Her seferinde boş vaatlerle oylandı ve kendi hanesine en küçük anayasal kazanımı yazdırmayı başaramadı. Elde edilen kazanımların hepsi de siyaset oyununun bir parçası oldu ve siyaset istediği anda o kazanımları yok hükmünde saydı. Çünkü hiçbir kazanımın anayasal güvenceleri önemsenerek, bunun gerekleri hukuken yerine getirilmedi.

Türkiye’nin Kürtlere dönük siyasetinin özü hep böyle oldu. Sağı solu hiç fark etmez. Hepsi son tahlil de devletin çıkarlarını öne aldı ve Kürtler hiçbir biçimde anayasal güvencelerle korunur hale gelmedi. İyi de onca seçim yapıldı, elimizde ne var? Her seçimde kimin iktidar olacağı bahsinde kendimizi paraladık, elimize ne geçti? Basitçe soruyorum, terazinin kefesinde Kürtlere dair ne var? Kocaman bir hiç, kocaman bir sıfır. Bunun anlamı şudur; siyaset bahsinde Kürtler toptan sınıfta kaldı. Çünkü kendileri için değil başkaları için siyaset yapıp durdular. Siyaset oyununun esasilerini hiçbir zaman değiştirme akıllığını göstermediler.

Siyaset hayatı kolaylaştırma vasıtalarından biridir. O nedenle irademizi birilerine emanet ederiz. Kimin hayatı kolaylaştı? Kim varlığı bahsinde özgürleşti? Anadilin bile yasal anayasal bir çerçeve içinde hukuken korunmuyorsa, hangi kazanımlardan söz edebiliriz? Büyük bir dilin, büyük bir kültürün yok sayıldığı, hukuk içine dahil edilmediği bir devletin demokrasisinden söz edebilir mi? O dil ve o kültür hala hukuken merdiven altıysa, kim bu mücadele ve talebin demokrasi talebi olmadığını söyleyebilir?

Kürtler için demokrasi, Kürt dili ve Kültürünün hukuk güvencesi altına alınmasıdır. Bunun ötesinde önerilen hiçbir talep hem demokrasiye dair değildir hem de kocaman bir yalandır. Artık bu yalana neşter vurmanın zamanı gelmiştir. Neşter atmanın siyasi ve toplumsal koşulları olgunlaşmıştır. Geriye kalan tek şey bütün Kürtlerin bu talep etrafında güçlü bir irade beyanında bulunmasıdır.

Esasen de talep siyasi değildir. Kürt meselesi sadece siyasetten ibaret değildir. Bu meselesinin siyasi dinamikleri, bu meselenin siyasi çözümüne hizmet etmedi. Dahası siyasi çözüm için koşulların olgunlaştığına da inanmıyorum. Ama kültürel çözüm, tam da kapıda. Adı da Kürtçenin anayasal güvencelere kavuşturulmasıdır.

Seçim sathına Kürtler bir tek seçim stratejisiyle dahil olmalıdır; buda Kürtçenin özgürlüğüdür. Adını koyalım, Kürtçenin hukuk dünyasına dahil edilip anayasal güvencelere sağlam olarak bağlanmasıdır.

Bize zorbalık yapan Cumhur İttifakı ile bizimle aynı karede gözükmek istemeyen Millet İttifakına söyleyeceğimiz tek şey var; Kürtçenin anayasal güvenceleri ile masaya gelin. Güvence veren oyu kapar. Kendi adıma söylüyorum. O güvenceleri kamuoyunda açıkça dile getiren, savunan ve seçim boyunca bunun propagandasını yapan taraf benim oyumu kapar.

 

Kaynak: K24 Türkçe



Anahtar Kelimeler: Erdoğan gitsin deniliyor

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER