Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın KKTC’yi ziyaretinin öncesinde iktidara yakın medyada yayımlanan haber ve yorumlar, Erdoğan’ın Kıbrıs’ta açıklayacağını söylediği müjdeye dair tahminler arasında Azerbaycan’ın KKTC’yi tanıyacağı müjdesini ön plana çıkardı.
Hepsini temsilen Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül’ün, Erdoğan’ın Kıbrıs’a ayak bastığı gün yayımlanan “Erdoğan KKTC’de ne müjde verecek? İmparatorluklar aklı geri döndü!” başlıklı yazısının giriş paragraflarını alalım… Şöyle yazdı Karagül:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün KKTC’ye gidiyor. Cumhurbaşkanı’nın ‘Bir müjdem olacak’ ifadesi üzerine herkesin dikkati bu ziyarete kilitlendi. Özellikle Atina, Rum yönetimi ve KKTC’deki Rum yanlısı muhalefeti ciddi bir telâş aldı.
“Erdoğan’ın ‘müjde’ ve ‘barış mesajı’ kelimelerini aynı konuşmada kullanması, açıklanacak ‘müjde’ ile ilgili tahminleri genişletti. Azerbaycan ve Pakistan’ın KKTC’yi tanıması herkesin ortak beklentisi hâlini aldı. Ziyaret öncesi Azerbaycan ve Pakistan heyetlerinin KKTC’yi ziyaretleri bu ihtimali öne çıkardı.”
Gerçekten de tarihte ilk kez Azerbaycan’dan resmi bir heyet KKTC’yi ziyaret etmiş, bu da bu yöndeki beklentiyi büyütmüştü. Anadolu Ajansı’nın Erdoğan’ın gezisinin başlamasından iki gün önce, 17 Temmuz’da verdiği haber: “Azerbaycan Milli Meclisinden bir heyet ilk kez KKTC’de resmi temaslarda bulundu…”
Temaslar sırasında dile getirilen karşılıklı sözler, bu ‘ilk’i daha da anlamlı kılıyordu. Mesela Azerbaycan Milli Meclisi Dışişleri ve Parlamentolararası İlişkiler Komitesi Başkanı Seyidov Kıbrıs Türk halkının çifte standartlardan kurtulması gerektiğine işaret ederek, “Kardeş kardeşin yanında olmalı. Türk Türk’ün yanında olmalı ve dünya da bunu görmeli, biz bir millet iki devletiz, üçüncüsü de artık buradadır” diye konuşmuştu.
‘Müjde’nin Azerbaycan’ın KKTC’yi tanıması şeklinde tezahür edeceğine delalet eden bir işaret de, iktidar basınının bu konuyu yoğunluğu giderek artan bir biçimde işlemesine rağmen, iktidardan bir uyarı almaması ve yayınlarını sürdürmesiydi; iktidarda böyle bir niyet olmasaydı, hatta Azerbaycan’dan böyle bir söz almasaydı bu yayınların bu yoğunlukta sürdürülmemesi gerekirdi.
Fakat gördük, Erdoğan KKTC parlamentosunda yaptığı konuşmada bu müjdeyi vermedi, onun yerine yeni külliye, yeni parlamento müjdesi verdi.
Anastasiadis’e göre “Erdoğan müjdeyi vermedi değil, veremedi” çünkü arada bir şey oldu
Nevşin Mengü’nün YouTube kanalındaki programına katılan Kıbrıslı tecrübeli gazeteci Reşat Akar, bugünkü (20 Temmuz) Rum gazetelerine ve Rum lider Anastasiadis’in sözlerine dayanarak ilginç bir iddia attı ortaya.
Reşat Akar önce, son günlerde AK Parti’ye yakın medyanın Azerbaycan’ın KKTC’yi tanıyacağı iddialarının temelsiz olmayabileceğini, 2007’deki bir gözlemine dayanarak söyledi. Akar, 2007’de Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in katıldığı bir Birleşmiş Milletler (BM) toplantısında kendisiyle görüşme fırsatı bulmuştu ve Aliyev yarım saat kadar süren o görüşmede Akar’a, “Karabağ sorunu halledilir halledilmez Azerbaycan’ın KKTC’yi tanıyacağını” söylemişti. Akar, aynı toplantıda bulunan dönemin KKTC Dışişleri Bakanı Turgay Avcı’yı da şahit gösteriyordu.
Burada bir parantezle, Azerbaycan’ın KKTC’yi tanımasını neden Karabağ sorununun halline bağladığına bakalım… Çünkü, Azerbaycan’ın bakışına göre, o KKTC’yi tanırsa çok sayıda ülke de Karabağ’ı tanırdı.
Bunu en açık bir biçimde, 2011’de Türkiyeli gazetecilerin sorularını Bakü’de cevaplayan Azerbaycan Başbakan Yardımcısı Ali Hasanov dile getirmiş, şöyle demişti: “Türkiye’nin Kıbrıs’ı tanımamızı beklemeye hakkı var. Biz bunu anlıyoruz. Sanmayın ki Kıbrıs bize göre sizden az önemlidir. Sizin devletinizi yönetenler şunu çok iyi bilir ki bugün bir tek Azerbaycan Kuzey Kıbrıs’ı tanırsa, 15 devlet Dağlık-Karabağ’ı tanıyacak. Bunu koyun terazinin gözüne. Türkiye onu istemez.”
Peki, Erdoğan, onca beklentiye rağmen neden Azerbaycan müjdesini açıklamamıştı Kıbrıs’ta?
19 Temmuz’dan bir gün önce AB Parlamentosu Başkanı Bakü’de
Reşat Akar’a göre, bunun cevabı bugünkü (20 Temmuz) Rum gazetelerinde vardı. Rum gazetelerinin verdiği habere göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kıbrıs’a gelmesinden bir gün önce, 18 Temmuz’da AB Parlamentosu Başkanı Bakü’de Aliyev’le gizli bir görüşme yapmış, fakat görüşme Rum basınına bugün, yani müjdenin gelmeyeceğinin kesinleşmesinden iki gün sonra sızdırılmıştı. Akar’ın yorumuna göre bu görüşmede AB Parlamentosu Başkanı Azerbaycan’ın AB üyeliği konusunda önemli sözler vermiş, karşılığında da KKTC’yi tanımaktan vazgeçmesini şart koşmuştu.
Anastasiadis’in bu görüşmeye hiç referans vermeden söyledikleri de ilginçti: “Biz uluslararası planda yapılacak her şeyi yaptık, en üst düzeyde baskıda bulunduk, sayın Erdoğan’ın Kıbrıs’a gelip yeni kahramanlıklar yapmasını engellemeye çalıştık.”
Özetlersek… Bu tablo, kesin olmasa da bize şunu söylüyor: Aslında Azerbaycan yönetimi Türkiye’ye KKTC’yi bu 20 Temmuz’da tanıyacağı sözünü verdi, fakat son anda bundan vazgeçti ve Erdoğan da çok istediği müjdeyi veremedi.
