Alman basınında çıkan ilk manşetler genelde aynıydı. ?Seçim sonuçları netleşip, kesinleşmeden Erdoğan zaferini ilan etti´. Alman basınının manşetleri yabana atılacak türden değil aslında. Seçim sonuçları, oyların sayılması, Anadolu Ajansı konusu ve diğer bir konu da Yüksek Seçim Kurulu´nun resmi açıklamaları olmalı mıydı, olsa çok daha iyi olurdu.
Evet, haftalardır gündemi meşgul eden seçim sonuçlandı. Türkiye %52,5 oranıyla Tayyip Erdoğan´ı yeni sistemin ilk başkanı olarak seçti.
Ülkemize hayırlı uğurlu olsun.
Yeni bir döneme giriyoruz. Türkiye artık başkanlık sistemi ile yönetilecek bir ülke. Yeni sistemle ilgili çalışmaların konsensüs ile yapılması gerektiğini yazmaya devam edeceğiz.
Artık bugünden itibaren vaat edilen icraatleri beklemeye başlayacağız. Hukuk, demokrasi, daha fazla insan hakları ve de en önemlisi OHAL?
Beklerdim ki, seçim zaferi ilanı konuşmasında OHAL´in kaldırıldığı müjdesi verilsin. ?OHAL´in olduğu bir ortamda seçimleri yapmak zorunda kaldık ama şu an itibariyle OHAL´in kaldırıldığını müjdelemek istiyorum´ cümlesini duymayı çok isterdim.
Her ne kadar Tayyip Erdoğan seçim zaferini ilan etmiş olsa da, Ak partideki oy kaybı da gözlerden kaçmadı. %49´dan %42´ye düşen oyların Ak parti açısından değerlendirilmesi gerekiyor. Herkesin de bildiği gibi MHP olmasaydı Tayyip Erdoğan başkan olarak seçilemeyecekti.
Ak partideki oy kaybı birçok mesajları da içermekte. Bunu görmek isterler mi istemezler mi bilemiyorum ama ülkenin daha iyi yönetilmesi açısından bunun doğru şekilde değerlendirilmesi gerekiyor.
Peki şimdi ne olacak?
Muhtemelen Ak parti ile MHP´nin kurduğu ?cumhur ittifakı´ ?cumhur koalisyonu´na dönüşecek. Çünkü Ak parti mecliste tek başına 301 sayısına ulaşamadı.
Bu durum Ak parti için zor olacak ama MHP için büyük bir fırsat.
Neden büyük bir fırsat? Çünkü MHP her istediğini yaptırabilecek duruma gelmiş oldu. Bu yüzden de bugünden sonra çok daha milliyetçi ağırlıklı politikalar ve yaklaşımlar olacak.
Bu durum HDP ve Kürt vatandaşlarımız açısından nasıl olur bilemiyoruz, bunu da zaman gösterecek.
HDP demişken şunu da belirtmek isterim HDP´nin barajı aşıp meclise girmesi Türkiye açısından çok önemli. Umarım devleti yönetecekler bu imkanı da olumlu olarak algılayarak güzel icraatlere imza atarlar.
Yeni kurulmuş olmasına rağmen barajı aşan İyi parti de başarıya imza atan diğer bir parti.
Türkiye´nin geleceği açısından yeni meclis aritmetiği çok önemli. Umarım seçilenler de, Ak partililer de aynı şekilde olumlu düşüncede olurlar ve ?birlikte yönetme´ adına başarılı çalışmalara ortaklık ederler.
Neden bu şekilde sürekli ?umuyorum´ ya da ?bekliyorum´ gibi ifadeler kullanıyorum. Çünkü çekincelerim var. Evet çekincelerim var.
Neden mi?
Açıklayayım.
Tayyip Erdoğan İstanbul´dan Ankara´ya gidip Ak parti genel merkezinde ?balkon konuşması´nı irad etti.
Bir cümlesi şöyleydi: ?Bu seçim 81 milyon vatandaşımızın hepsinin kazandığı bir seçimdir´.
Evet kucaklayıcı konuşması çok önemli.
Ancak şu durum beni düşündürdü.
Başkan olan kişi, toplayıcı-kucaklayıcı olacaksa eğer, bu konuşma Ak parti genel merkezinde mi yapılır yoksa TC devletine ait bir mekanda mı?
Aklıma takılan soru da bu.
?Balkon konuşması´ yeni dönemde de olmalı idiyse, bu orada olmamalıydı.
Çekincelerimin zihnimi meşgul etmesinin sebebi de bu.
Hayırlısı olsun ne diyelim.