Türkiye´yi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın temsil ettiği Birleşmiş Milletler (BM) 73. Genel Kurulu görüşmeleri, 140´tan fazla devlet ve hükümet başkanının katılımıyla başladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Genel Kurulu´na hitap etti.
Erdoğan´ın açıklamalarından öne çıkanlar:
BM, 73 yıllık geçmişinde hiç de küçümsenemeyecek başarılar elde etmiştir. Ancak zaman içinde insanlığın barış ve refah beklentilerini karşılamaktan uzaklaştığı da bir gerçektir.
BM Güvenlik Konseyi, veto hakkına sahip 5 üyenin çıkarlarına hizmet eden, yaşanan zulümlere seyirci kalan bir yapıya bürünmüştür.
Filistinlilere uygulanan zulme ses çıkartmayanların, onlara yapılan yardımları kısma gayretleri, sadece zalimlerin cesaretini artırmaktadır.
Tüm dünya arkasını dönse bile biz, mazlum Filistinlilerin yanında yer almaya, ilk kıblemiz Kudüs´ün tarihi ve hukuki statüsüne sahip çıkmaya devam edeceğiz.
(BM´de kapsamlı bir reforma gidilmesi gerektiğini belirterek) Dünya 5´ten büyüktür derken insanlığın ortak vicdanının sesi olduğumuza inanıyoruz.
Bugün dünyanın en zengin 62 kişisinin mal varlığı, nüfusun yaklaşık yarısına yani 3,6 milyar insana denkse burada bir sorun var demektir. Hepimizin huzuru ve güvenliği için adaletin tesis edilmesi şart.
Gelin bu dünyada her şeyin yerli yerine konulmasını sağlamak için BM´yi insanlığın adalet beklentisinin sözcüsü ve uygulayıcısı haline getirelim.
(Türkiye´nin Suriyeli sığınmacılar için bugüne kadar 32 milyar dolar harcadığını belirterek) Buna karşılık dışarıdan aldığımız destek, uluslararası kuruluşlardan 600 milyon dolar, AB´den de şu ana kadar fiilen verilen tutar 1,7 milyar avro düzeyindedir
Türkiye, dünyanın dört bir yanında çok önemli insani kalkınma yardımları gerçekleştiriyor. Bu yıl itibariyle Türkiye, toplam kalkınma yardımlarında dünyada altıncı, insani yardımlarda ise ilk sırada yer almaktadır.
Avrupa başta olmak üzere dünyanın büyük bir mülteci akınına uğramasının önüne geçen Türkiye´ye daha fazla destek verilmesini bekliyoruz.
Suriye´de aktif bir tutum içerisindeyiz, Suriye´nin yeniden huzurlu bir yer haline gelmesini sağlamaya çalışıyoruz. Cerablus ve Rai bölgelerini DEAŞ´tan, Afrin bölgesini PKK-PYD-YPG terör örgütünden temizleyerek 4 bin kilometrekarelik bir alanı milyonlarca Suriyeli için güvenli ve huzurlu bir yer haline getirdik.
Soçi mutabakatıyla rejimin 3,5 milyon sivilin yaşadığı İdlib Çatışmasızlık Bölgesi´ne yönelik kanlı saldırılarının önüne geçtik. Hedefimiz, Münbiç´ten başlayarak Irak sınırına kadar olan Suriye topraklarının tamamını teröristlerden temizlemektir. Buradan tüm tarafları, Suriye´de adil ve sürdürülebilir siyasi çözüm arayışlarına yapıcı bir anlayışla destek olmaya davet ediyorum. Taktik çıkarları uğruna teröristleri on binlerce TIR, binlerce kargo uçağı silahla donatanlar gelecekte bunun acısını mutlaka çekeceklerdir.
Milletimizin desteğiyle son 5 yılda yürüttüğümüz kararlı mücadele sayesinde, FETÖ´yü ülkemizde büyük ölçüde tasfiye ettik. Türkiye´nin ikazlarına kulak veren, tecrübelerinden ders alan ülkeler, birer birer bu örgütü deşifre ediyor ve topraklarından kovuyor.
FETÖ´nün, Amerika´nın 27 eyaletinde, sadece charter okullar aracılığıyla devlet bütçesinden yılda aldığı para 763 milyon dolardır. Buradan tüm dünya ülkelerini, FETÖ terör örgütüne karşı dikkatli olmaya ve harekete geçmeye davet ediyorum. Bunun başı şu anda ABD´de, Pensilvanya´dadır. 400 dönümlük arazide yaşamakta, buradan dünyanın 160 ülkesine terör ihraç etmektedir.
Ticari anlaşmaların keyfi bir şekilde iptal edilmesi, ekonomik yaptırımların silah gibi kullanılması karşısında hiçbirimiz sessiz kalamayız. Dünya ticaret düzeninin tek taraflı kararlarla bozulmasına engel olmak için hep birlikte çalışmalıyız. Bugün bazı ülkeler ısrarla kaos çıkarmaya çalışıyor. Merhametin, vicdanın, hukukun, hakkaniyetin, umudun kaybolduğu bir dünya düzeni kadar büyük tehlike yoktur. Biz, sorunlarımızı eşit şartlarda yürütülecek yapıcı diyalogla çözmekten yanayız. Her alanda olduğu gibi ekonomi konusunda da sorumlu hareket edilmesini bekliyoruz.
Türkiye olarak, BM Gençlik Kuruluşu´nun bir an önce tesis edilmesini, merkezinin de İstanbul olmasını teklif ediyoruz.