31 Mart yerel seçimleri ile 23 Haziran İstanbul seçim sonuçları AKP´yi ciddi bir bölünme tehdidiyle karşı karşıya getirdiği dile getiriliyor.
Yaşanan siyasi gelişmeler ise ´Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi´ni tartışmaya açtığı ifade ediliyor.
Gazeteci Murat Yetkin, şahsi internet sitesinde AKP´nin bölünmesiyle ilgili dikkat çeken yazı kaleme aldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan´ın AKP içinde parti içi bir muhalefetin olmadığı ifade ettiğini belirten Yetkin "Bir kaç gün önce gazeteciler AK Parti içinde yeni parti kurma çalışmalarını sorunca Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ?Benim partimin içerisindeki? demişti; ?Muvazzaf milletvekillerimin arasında böyle bir şey söz konusu değil. Partimle ilişkisi olmayanların böyle bir çalışması varsa o da ayrı konu. Biz de bu haberleri sizlerden duyuyoruz? dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın şuan itibariyle AKP´de milletvekili olmayan eski bakan ve milletvekillerini AKP´li görmediğini belirten Yetkin, parti içinde yaşanan sorunların görmezden gelindiğini söyledi.
Yazısından Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu´nu AKP dışında görüldüğünü dile getiren Yetkin, "Satır aralarını tercüme edersek, Erdoğan önce AK Parti kurucularından ve yıllarca ekonomiyi emanet ettiği Ali Babacan ile yıllarca dış politikayı emanet edip, sonra parti genel başkanlığı ve başbakanlığı devrettiği Ahmet Davutoğlu´nu ?muvazzaf milletvekili? olmadıkları, yani 2018 listesine almadığı içi ?parti içi saymıyor. Sonra da ´partimle ilişkisi olmayalar´ kategorisine dışlıyor" şeklindeki değerlendirmede bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın AKP içinde bölünmelere dair inkar politikası içerisinde hareket ettiğine ilişkin bir tutum görüldüğünü ifade eden Yetkin, "Artık gerçekten inkâr psikolojisi içinde olduğundan mı, yoksa taraftarlarının bu iletişim çağında ?yok öyle bir şey dediğinde aynen inanacağını mı düşündüğü için Erdoğan´ın partisinden gelen çatırtı seslerini duymazdan geldiği, diğer partililerden de aynısını beklediği görülüyor. Bunun sebebi 23 Haziran seçimlerinde İstanbul´da aldığı yenilginin gerçekten ağır ve hazmedilmesi zor bir yenilgi olması. Neticede Erdoğan´ın İstanbul´da başlayan ve kesintisiz devam eden siyasi yükselişi 25 yıl sonra yine İstanbul´da durdurulmuş bulunuyor" dedi.
Bu gelişmeler çerçevesinden parti içi muhalefettin İstanbul seçimleri yenilgisi sonrası ciddi bir hareketlenme içine girdiğini dile getiren Yetkin, şu ifadelere yer verdi:
AK Parti içindeki hareketlenmede İstanbul yenilgisinin payı halen isyan hareketinin başını çekenlerce de inkâr edilmiyor. Bakın Davutoğlu yurt gezilerinin Elazığ durağında şunları söyledi:
´Zaman içinde verdiği tüm vaatleri yerine getiren bir hükümetleri vardı, şimdi o kitlelerin hüzne gark olması, İstanbul seçimleriyle birlikte derin bir ümitsizliğe sürüklenmesinin hesabını birileri vermek zorundadır.
Eğer işler iyi gitseydi (?) kıyamete kadar susardık ama eğer İstanbul seçimlerinde olduğu gibi 13 bin oyla kaybedilen seçimin yenilenmesinde 800 bin oy farkla kaybetmişsek, bunun sorumlusu (?) söylemde, eylemde, ahlakta, siyasi hayatta ciddi savrulmaya sebep olanlardır."
AKP´de yaşanan son gelişmeler çerçevesinden sistem tartışmasının da çıktığını dile getiren Yetkin, Davutoğlu ve Babacan´ın parlamenter sistemden yana olduğunu ifade etti.
AKP´deki sistem tartışmalarına ilişkin dikkat çeken tartışmaların çıktığını belirten Yetkin, yazısında şu şekilde ifade etti:
"Erdoğan AK Parti içinden ve dışından Cumhurbaşkanlığı sisteminin aksaklıklarından söz edenlere ?Düzelecek bir şey varsa biz yaparız? derken, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde Amerikan danışmanlık şirketi McKinsey ile bir çalışmanın başlatıldığı da basına yansıdı. AK Parti sözcüsü Ömer Çelik ise sonbahardaki Kızılcahamam kampında bu konuların da ele alınabileceğine işaret ediyor"
Ayrıca ´Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi´nin işlemediğini de söyleyen Yetkin, "Başkalarının önünde inkâr etse de Bahçeli desteğiyle kurduğu yüzde 50 kutuplaşmaya dayanan Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin işlemediğini görüyor. AK Parti sözcüsü Ömer Çelik´in Cumhurbaşkanlığı sistemine dair konuların sonbahardaki Kızılcahamam toplantısında ele alınabileceğine işaret etmesi bunun ilk somut göstergesi oldu. İstanbul seçim yenilgisi Erdoğan´ın hem icraat üzerinde, hem de parti üzerinde güç kaybetmesiyle sonuçlanacak gibi duruyor. Ne kadar güç kaybedeceği ise inkâr siyasetini ne kadar sürdüreceğine bağlı biraz da?" dedi.