Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Diyanet Vakfı tarafından Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi´nde düzenlenen İyilik Ödülleri Programı´nda konuştu.
Erdoğan´ın açıklamalarından ön çıkanlar:
Allah´ın selamı, rahmet ve bereketi hepimizin üzerine olsun. 4. Uluslararası İyilik Ödülleri vesilesi ile dünyanın farklı kıtalarından Türkiye´ye teşrif eden bütün misafirlerimize hoşgeldiniz diyorum. Gönüllerimizi buluşturan Türkiye Diyanet Vakfımıza ve Diyanet teşkilatımıza teşekkür ediyorum. Eski başkanımız sayın Mehmet Görmez hocamıza da gayretleri için şükranlarımı sunuyorum.
Ödülümüz, Diyanet İşleri Başkanlığımızın ve Türkiye Diyanet Vakfı´nın da en prestijli projelerinden biri haline geldi. Bu ödüller vesilesiyle bizler de birbirinden değerli hayır faaliyetlerinden haberdar olduk. Etrafımızda yaşanan onca savaşa, şiddete, insanı insanlığından utandıran vahşet haberlerine rağmen sevindik, umutlandık. Katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum.
Az önce hep beraber izlediğimiz hayat hikayeleri, insan olarak bizi diğer varlıklardan ayıran temel hasletlerin halen diri olduğunu gösteriyor. Bu seneki ödüller layık görülen, çevresinde hayat tamircisi olarak bilinen engelli hayvanlara bugüne kadar tam 200 protez yapan Mardin Derikli Hasan Kızıl kardeşim, eğitim, tarım ve çevre alanındaki özgür çalışmaları ile Türk milletinin hayırseverliğini Afrika´nın çorak topraklarına taşıyan Sevde Sevan Usak hanımedefendiyi, komşusu açken tok yatan bizden değildir hadisini rehber edinen doktor Mahmut Karaman Beyefendiyi, yetim ve öksüzlere sahip çıkan, Amerika´da onlarca çocuğa sıcak bir yuva sunan yetimlerin babası Libyalı Muhammed kardeşimi, Levent Uçkan hocamızı, velhasıl, bu yıl iyilik ödüllerini tevci ettiğimiz tüm kardeşlerimi gönülden tebrik ediyorum.
´AFRİN´E GİRDİK, GİRİYORUZ´
Vefa ödülünün milletimizin gözbebeği, istikbalimizin ve istiklalimizin teminatı kahraman Mehmetçiklerimize takdim edilmesinden de büyük bir memnuniyet duydum. TSK gerçekleştirdiği başarılı operasyonlarla vatanımızın güvenliğini temin ediyor. Sivilleri canlı kalkan olarak kullanan, tuzaklarla çocukları katleden terör örgütünün makyajı tel tel dökülüyor. Şu an itibarıyla 3400 teröristi etkisiz hale getirdik. Afrin´e girdik, giriyoruz, çok fazla bir şey kalmadı. Biz Afrin´i gerçek sahiplerine teslim etmek için giriyoruz.
Adalet ve merhametten taviz vermeden, kara propagandaya aldırmadan, Afrin´i, Münbiç´i ve Suriye´nin kuzeyini bu katil sürülerinden temizleyeceğiz. Hem bölgedeki, Kürt, Arap, Türkmen kardeşlerimizi terör örgütlerinin zulmünden kurtaracak hem de Suriye´nin yeniden inşasına yönelik adımlar atacağız.
Türkiye Diyanet Vakfı gerek yurt içindeki, gerekse yurt dışındaki başarıları ile göğsümüzü kabartan hizmetlere imza attı. Dualarla, sadece Hakk´a ve halka dayanan bu müessesemiz, dünyanın 140 ülkesinde bir abideye dönüştü. Küçük adım şimdi binlerce öğrenciye sahip çıkan, her yıl milyonlarca insana dokunan devasa bir hayır harekatının ve hareketinin adı oldu.
´DÜNYAYA SESLENİYORUM, SİZ NE YAPIYORSUNUZ?´
Dünyaya sesleniyorum, siz ne yapıyorsunuz? Siz bombalarla Doğu Guta´da binlerce, çocuk, yaşlı, kadın, bu insanları öldürürken, Suriye´de bir milyona yaklaşan insanı öldürürken, biz sadece mazlum olanlara yardım elini uzatıyoruz, aramızdaki fark bu. Sivil insanlar ölüyor, bilerek konuşun. Biz sivil insanları hiçbir zaman hedef almadık. Sivilleri de hedef alsaydık, Afrin çoktan düşmüştü beyler. O kadar hassas gidiyoruz ki, aman siviller vurulmasın. Ama bunlar, sivildi, sivil değildi, hiç fark etmez, bombaları yağdırıyor. Bizi onlardan ayıran bu. Biz bu hassasiyeti aynen gözeterek yolumuza devam edeceğiz.
Hem dinimize yönelik saldırıların hem de İslam´a ve Müslümanlara olan ilgilinin arttığı bir dönemde, hocalarımızın irşat vazifelerini ifa ederken ve İslam´ı anlatırken çok daha dikkatli olmaları gerekiyor.
´İSLAM´I ANLATIRKEN DİKKATLİ OLMALILAR´
Hem dinimize yönelik saldırıların hem de İslam´a ve Müslümanlara olan ilgilinin arttığı bir dönemde, hocalarımızın irşat vazifelerini ifa ederken ve İslam´ı anlatırken çok daha dikkatli olmaları gerekiyor.
Tüm alimlerimizden, tüm ilahiyatçılarımızdan azami hassasiyet göstermesini bekliyorum.
Sosyal medyadaki parıltılara aldanmayacak, dibini görmediğimiz kuyulara asla dalmayacağaz.
DEAŞ ve FETÖ, Müslümanlar arasına sokulmuş içine fitne gizlenmiş yapılardır. Amaçları itikadımızı zehirlemektir. Müslümanlara yönelik operasyonları kolaylaştırmak.
Birileri bizi ısrarla FETÖ ve DEAŞ´ın temsil ettiği sapık din anlayışına mahkum etmeye çalışıyor. Özünden kopardıkları bu yapıları bize dayatıyorlar.