Son bir hafta içinde de Kürdistan’da hayati ve önemli gelişmeler oldu. Bu gelişmeleri ele almak ve yorumlamak gerekmektedir.
Erbil’e yönelik roketli saldırının arkasında İran devleti var…
Kürdistanı’n başkenti Erbil’e yönelik olarak bundan beş gün önce 15 Şubat akşamı bir saldırı düzenlendi. Kürdistan Başbakanı Mesrur Barzani’nin ve askeri yetkililerin açıklamasına göre saldırıda 1 sözleşmeli personel hayatını kaybetti, aralarında ABD askerlerinin de olduğu 8 kişi yaralandı. Bu saldırı roketlerle yapıldı. ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) kaynakları, “4’ü ABD askerlerinin konuşlu olduğu havalimanı yerleşkesine olmak üzere 14 roket fırlatıldığını duyurdu.”
Bu da gösteriyor ki, saldırı sıradan bir saldırı değil, büyük bir saldırıdır. Saldırıdan sonra başta BM olmak üzere, ABD ve birçok devletin yetkilileri Erbil’e yapılan saldırıyı kınadılar, Kürdistan yönetimine destek mesajları ilettiler. Kürdistan güvenlik yetkilileri Erbil’e yapılan saldırının sorumlularının yakalanıp cezalandırılacaklarını açıkladılar. Bu konuda başarı göstereceklerinden geçmiş tecrübelere bakarak şüphe duymuyorum.
Bu saldırının hedefi birinci derecede Kürdistan Bölgesi ve ABD, ikinci derecede Irak Federal Hükümeti’dir. Bu aynı zamanda saldırının arkasında hangi devletin olduğunu ve saldırının amacını da açığa çıkarıyor.
Kürdistan siyasi ve askeri yetkilileri, bu saldırının arkasında Haşdi Şabi bünyesindeki bir terörist grup olduğunu açıkladılar. Erbil’e roketli saldırıdan önce Haşdi Şabi, ABD askeri güçlerine ve üslerine saldıracağını açıklamıştı. Ayrıca Kürdistan Bölgesi Hükümeti ile Türk devleti ittifakına dikkat çekerek, Şengal’deki operasyona karşı da savaşacağını açıklamıştı. Kürdistan yetkililerinin açıklamalarının, Haşdi Şabi’nin bu açıklamaları göz önüne alındığı zaman, doğru olduğunu göstermektedir.
Bilindiği gibi Haşdi Şabi Irak Meclisinde yıllar öncesi korsan bir yasa ile Irak’ın güvenlikli güçlerinden biri sayıldı. Bu karar, Haşdi Şabi’nin İran’ın Kürt düşmanı komutanı Kasım Süleyman’ın kurup ve yönettiği güçlerden biri olduğu gerçeğini değiştirmedi. Bu da Erbil’e yapılan roketli saldırının arkasında İran devletinin olduğunu göstermektedir.
Bunun yanında ABD’nin yeni başkanı Biden tarafından İran devleti ile ilişkilerin iyileştirilmesinin açıklandığı bir dönemde, yapılan roketli saldırının rasyonel olmadığını söyleyenler olduğu oldukça ağırlıkta. Ama ben kişi olarak tam da ABD’nin ilişkileri iyileştirmek istediği dönemde bu işin yapıldığını söylüyorum. Bu işin İran rasyonelleri ve parametreleriyle örtüştüğünü düşünüyorum. Ayrıca bunun İran’daki iç çekişmenin de bir ürünü olabileceği de denklem dışında tutulmayacak bir rasyoneldir. İran devletinin bir taşla birkaç kuşu birlikte vurmak istediği de anlaşılmaktadır.
İran’ın amaçlarından biri, Kürdistan yetkililerinin de ifade ettikleri gibi, Kürdistan’da istikrarsızlık yaratmak ve Kürdistan’ın güvenlikli olmadığını göstermeye çalışmaktır. Bununla da Kürdistan Bölgesi’nde Batılıların yerleşmesini engellemek, yerleşenlerin kafalarında tereddütler yaratmak, kaçışlarını sağlamak amaçlanmaktadır. Böylece Kürdistan Bölgesi’ni müttefiklerinden soyutlamaktır.
Ayrıca Kürdistan güvenli bir bölge olduğundan, Arap zenginlerinin ve Batılı yerleştiği bir federe devlettir. Onların da kaçırılması sağlanarak, Kürdistan’da zaten zor durumda olan ekonomik sıkıntıyı derinleştirmek ve krize sokmaktır. Daha önemlisi, Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin son günlerde temel konularda Irak Federal Hükümeti çözüm arayışında, bu saldırı ile Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin pazarlıkta zayıf olmasını sağlamaktır. Esas olarak da federal sistemin zayıflamasını sağlamak, Kürdistan’da belirli bölgeleri Kürdistan Bölgesi’nden koparma koşullarını olgunlaştırmaktır.
İran, ABD’ye de yeni dönemde de bizimle sorunları çözümlemek kolay olmayacaktır. “Bizim şartlarımızı kabul etmeye hazır ol ve biz gücümüzden bir şey kaybetmiş değiliz. İstediğimiz zaman size saldırı yapabiliriz” mesajı vermek istemiştir.
Irak Federal Hükümeti’ne de, “ABD ile yakınlaşmaya çok çeşni olma, bizden uzaklaşma yanlışlığını işleme, Şengal Anlaşmasını da uygulamak için çaba sarf etme” demektedir. Şengal Antlaşmasının uygulanmaması konusunda Irak Federal Hükümetine gelen eleştirilere de kulağını kapa demek istemiştir.
***
GARÊ OPERASYONU, PKK’NIN YALANLARI VE SİVİL KATLİAMI
PKK’nın Kürdistan Bölgesi’ndeki varlığı, Türk devletinin operasyonları için önemli bir nedendir.
Son günlerde de Türk devleti, PKK’nın elinde olan vatandaşlarını kurtarmak için bir operasyon yaptı. PKK, gerçekleri gizlemek için her operasyon döneminde olduğu gibi yeni yalanlara başvurdu.
PKK, Türk askerleri ile KDP Pêşmergelerinin birlikte ya da Pêşmergelerin Türk askerlerinin elbisesini giyerek tek başına kendilerine karşı operasyon yaptığını çelişkili bir şekilde açıkladı.
KDP Sözcüsü Mahmud Muhammed, KDP’nin hiçbir şekilde Türkiye ile PKK arasındaki çatışmayla ilişkisi olmadığını belirtti. PKK’nin Türkiye ordusunu Kürdistan Bölgesi topraklarına çekerek belirli bölgelerde kaos ve istikrarsızlığa neden olduğunu ifade etti. KDP’nin bu savaşlarla hiçbir ilgisinin olmadığını, savaş yapıp yapmaması konusunda da PKK’nin de yolunu kapatmadıklarını da açıkladı. Ayrıca dedi ki: “PKK çok iyi bilmektedir ki, eğer PDK’nin savaşta eli olsaydı PKK çok zor bir durumda olurdu. İstikrarsızlığın en iyi çözümü PKK’nin belasını Kürdistan Bölgesi’nden uzak tutması ve Kürdistan Bölgesi halkının yaşamının çökmesine neden olmaktan vazgeçmesidir.”
Operasyon sırasında, PKK, 13 sivil ve savunmasız Türk vatandaşının kafalarına silah sıkarak insanlık suçu işlemiştir.
PKK cinayetlerinin Kürtlere mal edilmemesi gerekir. Kürtlerin amacı, Arapları, Türkleri, Farsları öldürmek değil, milli haklarını kazanmak, devletleri için mücadele etmektir.
*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.
