Bu gün 24 Haziran 2020 Çarşamba. Bu gün 83 Yaş Günümün İlk Penceresi İçerisinden baktığımda epeyi biriktirdiklerim Var. Ve Olacak. Bu biriktirdiklerim içerisinde yanlışlarımın olduğu kadar, doğrularımda oldu. Bunca hayat yolculuğum içerisinde özellikle bedelini acıtarak ödediklerim olduğu gibi, mükâfatını gördüklerimde olmuştur. 1980’li yılların ortalarında evimin duvarına astığım tablonun içerisinde, orta yerine 1947 yılı ilkokul ikinci sınıfta olduğum resmim, resmimim sağında solunda hayata ilişkin görüşlerimi yansıtan yazılarım var. Altında da İbrahim’den olma, Zeynep’ten doğma; Doğum Tarihi 24 Haziran 1938, Ölüm Tarihi 11 Eylül 2024 diye not düşmüşlüğüm de var. Ve şunu biliyorum ki; Doğada (Kozmosta), Toplumda ve İnsana ait ne varsa, Doğar, büyür ve ölür. Varoluş içerisinde her varoluş bunu tadacaktır. Bu saydığım her üçlü, hem kendi bütünlüğü içerisinde, hem de kendi tekil anlamında varoluşu içerisinde bunu günün her saatinin, her dakikasının ve her saniyesinin içinde tadacaktır. Herkes kendi tekil yaşamı içerisine bir dönüş yapsın. Atom parçacıklarından oluşan hücreleri, her saniye ve saliseler içerisinde kendini var eden vücudu içerisinde hem ölüp dışarı atılıyor, hem de ölenlerin yerine yenisini koyuyor. Bu nedenle ölümü ve yaşamı birlikte, hep yanımda taşıdım. Ve yıllar yılları kovaladı. Yıllar yılları kovalamaktan yoruldu. Ben halen yılların içinden, yılların içerisine bakmaya devam ediyorum. Elveda 82 iki yaşım diyemiyorum. Sana, son olarak eğil kulağına bir diyeceğim, bir çift sözüm var. Bunu söylemekten de kendimi alamıyorum. Bir daha ‘evde kal’ deyip beni tehdit ederek kapımı çalma. Sakın gelme. Zamanım var. Sen zamanıma sığmıyorsun. Ben bugüne kadar hayatımı her yerde, her yere, sığdırdım. Dedim ya birikimlerim var, biriktirdiklerim var. Ve daha da olacak. Gel onlara birlikte göz atalım. 1892 Doğumlu Rahmetli Büyük Anamdan Anama Aktardıklarından, Ondan da Bana Kalanlar Var. Onlardan Aklıma ve Kalbime Yerleştirdiklerim Var. Anam Rahmetli Derdi Ki, Yaşamın boyunca Vicdani ve Ahlaki Değerlerini Yitirmeden;
Bu Üçünü Kalbine Yerleştir. Günün 24 Saatinde Çalışan Kalbinin Her Atışında Kalbin Bu Üç Yumak Balı, Yeniden Yeniden Yeşerterek, Vücudunun En Ücra Köşesine Varıncaya Kadar Gönderir. Ve O Seni Besler. Bu Nedenle, Hayatın İçerisinde Yürüdüğün Yolun, Sorun Çözme Süreci Olduğunu Unutma. Sorunsuz Ne Bir doğa Yaşamı, Ne Bir Toplu Yaşamı, Ne De Bir İnsan Yaşamı Vardır. Herhangi Bir Olay ve Olgu İle Karşılaşırsan Ki, Karşılaşman Doğanın ve Doğanın Milyarlar Yıl içerisinde Sana Taşıdıkları İle Özdeştir. Çünkü Senin ve Doğanın Yaşamı Ortaktır, İç İçedir. Doğada Ve Sende Var olanlar Ortak Kaderlerinizdir. Bunun içinde Hüzün, Acı, Sevinç Ve Mutluluk Vardır. Bunlardan Birileri Her Zaman Diliminde Yürüdüğün Yaşam Yolunda İnişli Çıkışlı Olarak, Bir Gün Biri, Diğeri Başka Bir Gün Karşına Çıkacaktır. Vicdani ve Ahlaki Değerlerini Yitirmediğin Sürece; Kalbinde Taşıdığın; SEVGİ – UMUT – SABIR Bu Nedenle Sana Lazım Olduğunda Yoluna Döşenecektir. Bu söylediklerime şu biriktirdiklerimi de son not olarak ekleyeceğim. Bu eklediğim notu ayrıca çok önemsiyorum. Yukarıda; Vicdan, Ahlak, Sevgi, Umut ve Sabırdan söz ettim. Bunların her biri, vücudunun ruhuna yerleştirdiğin bütünün önemli birer parçalarıdır. Fiziki yapı içinde fizik olmayanı da barındırır. Her bir parçanın işlevi hem bütünden farklı, hem de özdeştir. Ancak her bir paça, vücudunun, yani bütünün bir parçası olduğu için, parçalardan biri bozulduğu zaman bütünün birliği ve düzeni bozulur ve bütün, bütün olmaktan çıkar. Artık o eski bütün değildir. Ve sen de, sen değilsin. Bu nedenle her bir parçayı ruhunun derinliğine yerleştir. Yaşam boyu yolculuğunda aman ha aman her birinin hayâ damarını çatlatmasına Ve bütünün, bütünlüğünü bozmasına meydan verme Asım’ım derdi, anam rahmetli. MALATYA YENİ SÖZ GAZETESİ |