Tarih: 14.03.2025 16:21

ENKS’den Suriye anayasa bildirisi hakkında açıklama

Facebook Twitter Linked-in

Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS), yeni Suriye anayasa taslağını, Suriye’nin çok uluslu yapısını yok sayan, demokratik dönüşümü engelleyen bir adım olarak nitelendirerek, bildirinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS), yazılı bir açıklama ile 13 Mart 2025 tarihinde Şam'da yayımlanan anayasal bildiriyi sert bir şekilde eleştirdi.

ENSK’nin açıklamasında, “Bu bildiri, Suriye toplumunun gerçek çeşitliliğini yansıtan demokratik bir devlet inşa etme yönündeki beklentilerden uzak, hayal kırıklığı yaratan bir belgedir” denildi

Taslağın, “Suriye'nin çeşitli siyasi, etnik ve dini bileşenlerini temsil etmeyen bir komisyon tarafından hazırlandığına” vurgu yapılan açıklamada, “Bu durum, belgenin kapsayıcılığını ve ulusal uzlaşıyı zayıflatmış, dışlama politikasını ve iktidarın tekelleşmesini pekiştirmiştir” ifadelerine yer verildi.

 

“Bildiri bileşenleri açıkça dışlamıştır”

ENKS, taslak metnin “Suriye'nin çok uluslu ve çok dinli bir devlet olarak çoğulcu doğasını görmezden geldiği, ülkedeki etnik ve dini bileşenlerin haklarını güvence altına almadığı” eleştirisinde bulunarak, “Devletin isimlendirilmesinde tek bir etnik kimliği sabitleyerek diğer bileşenleri açıkça dışlamıştır. Ayrıca, cumhurbaşkanının dini konusundaki şartı koruyarak devletin dinler karşısında tarafsızlığı ilkesine aykırı davranmış, demokratik bir sistemin temeli olması gereken eşit vatandaşlık ilkelerine ters düşmüştür” diye belirtti.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

“Bunlara ek olarak, bildiri merkezi yönetim sistemini güçlendirmiş ve cumhurbaşkanına, güçler ayrılığı veya kurumsal denge için net garantiler sunmadan geniş yetkiler vermiştir. Bu durum, otokratik yönetimin yeni biçimlerde yeniden üretilmesi konusunda endişe yaratmaktadır. Bildiri ayrıca sivil ve bireysel özgürlüklere ek kısıtlamalar getirmiş, kadının rolünü sosyal statüsünü ve toplumsal rolünü korumakla sınırlandırmıştır. Bu yaklaşım, baskı ve toplum üzerindeki kısıtlamaların bir uzantısıdır.

Geçiş döneminin adil katılım garantileri olmaksızın beş yıl olarak belirlenmesi, bu süreci gerçek bir siyasi dönüşümün hazırlığı olmak yerine mevcut durumu pekiştiren bir araca dönüştürmektedir. Bu durum, krizi çözmek yerine derinleştirmektedir.

 

“Bildiriyi iktidarın tekelleşmesini pekiştiren bir adım olarak görüyoruz”

Suriye Kürt Ulusal Konseyi, bu bildiriyi tekçiliği ve iktidarın tekelleşmesini pekiştiren bir adım olarak görmektedir. Bu durum, siyasi ve etnik çoğulculuğu sağlamak için bildirinin yeniden gözden geçirilmesi yönünde tüm ulusal demokratik ve etnik güçlerden sorumlu bir duruş gerektirmektedir.

 

“Adem-i merkeziyetçi bir Suriye için mücadele edeceğiz”

Konsey ayrıca, Kürt meselesinin yerli bir halkın meselesi olarak adil ve demokratik çözümü için mücadele etme, tüm vatandaşlarının haklarını garanti altına alan ve aralarında adalet ve eşitliği sağlayan adem-i merkeziyetçi bir Suriye çerçevesinde mücadele etme kararlılığını vurgulamaktadır.”

Suriye Devleti'nin geçici anayasasının maddeleri

Suriye Cumhurbaşkanı Şara, geçici anayasa bildirgesini imzaladı

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, geçici anayasanın temel hükümlerinin belirlendiği bildirgeye imza attı.

Suriyeli hukukçu, siyaset bilimci, öğretim üyesi ve gazetecilerden oluşan komite, çalışmalarını tamamlayarak geçici anayasa bildirgesini Şara'ya sundu.

Başkent Şam'daki Halk Sarayı'nda düzenlenen törende, geçici anayasayı hazırlama komitesi üyelerinin yanı sıra Ulusal Diyalog Konferansı üyeleri, Suriye Alimler Birliği Başkanı Üsame Rıfai ve Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani yer aldı.

Törende konuşan geçici anayasayı hazırlama komitesi üyesi Suriyeli siyaset bilimci Dr. Abdulhamid el Avak, bildirgeye ilişkin bilgi verdi.

Geçici anayasa bildirgesini teslim alarak imzalayan Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, komiteye teşekkür etti.

Suriye Arap Cumhuriyeti Anayasa Bildirisi

GİRİŞ

Yeni bir günün şafağında zafer güneşi Suriye semalarında doğdu ve ülke, zulüm ve baskının gölgesinden sıyrılarak özgürlüğe adım attı. Onlarca yıl boyunca Baas rejiminin ağır baskısı altında ezilen halk, adalet, onur ve gerçek vatandaşlık ilkelerine dayalı modern bir devlet inşa etme umudunu yeniden yeşertti. Halkın yüreğine çöken karanlık yük kalktı; çünkü tam altmış yıl boyunca Baas Partisi, devleti ve toplumu tahakküm altına almış, hukuku bir baskı aracı hâline getirerek halkı köleleştirmişti.

Halk, haklarını barışçıl yollarla talep etti; ancak rejim, bu masum taleplere vahşi bir baskıyla karşılık verdi. Hapishaneler dolup taştı, sivil halk ve altyapı sistematik saldırılarla hedef alındı. Yer yer varil bombaları, yer yer kimyasal silahlar kullanıldı. Bu eylemler, insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları kapsamında değerlendirildi ve uluslararası hukukun en temel değerlerinin ihlali anlamına geldi.

Ancak Suriye halkı, derin inancı, sarsılmaz iradesi ve destansı mücadelesiyle teslim olmadı. Özgürlük uğruna verdiği direniş, on dört yılı aşkın süre boyunca büyük fedakârlıklarla sürdü. Binlerce insan hayatını feda etti, milyonlarca kişi yerinden edildi; fakat halk, baskıya boyun eğmedi.

Ve nihayet, 8 Aralık 2024’te Şam’da zafer güneşi doğdu. Zalim rejimin sonu ilan edildi ve Suriye halkı, kendi iradesini geri kazandı. Bu zafer, tarihe geçen "Zafer Konferansı" ile tescillendi ve yayımlanan bildirge, halkın topraklarındaki egemenliğini yeniden kazandığının bir sembolü oldu.

Bugün vatan, evlatlarına geri döndü; onlar da vatanlarına dönerek bu zaferi korumak ve kalıcı bir adalet tesis etmek için kolları sıvadılar. Bu tarihi dönemde, diktatörlüğün bir daha tekrarlanmaması için büyük bir sorumluluk üstlenildi. Suriye toplumunun tüm kesimleriyle kapsamlı diyaloglar gerçekleştirildi. Bu diyaloglar, özgürlük atmosferinde ve ülkenin geleceğini inşa etme bilinci ve sorumluluğuyla yürütüldü. Sonuç olarak, 25 Şubat 2025’te Ulusal Diyalog Konferansı kararları ilan edildi. Bu konferansta mutabakata varılan başlıca ilkeler şunlardır:

Bu ilkeler doğrultusunda, Suriye toplumunun kültürel mirası ile derin, köklü, millî ve insani değerleri dikkate alınarak sağlıklı bir anayasal yönetim anlayışı oluşturulmuştur.

Geçmişin hatalarından ders çıkarılarak, özellikle 1950 tarihli "İstiklâl Anayasası"ndan ilham alınmış ve 29 Ocak 2025’te ilan edilen "Suriye Devrimi Zafer Bildirgesi"nin hükümleri temel referans kabul edilmiştir.

Bu çerçevede Cumhurbaşkanı, aşağıdaki Anayasal Bildiri'yi yayımlamaktadır.

Bu bildirinin giriş bölümü, metnin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu bildiri metninin giriş bölümü, bütünü açısından ayrılmaz bir parçadır.

BİRİNCİ BÖLÜM: GENEL HÜKÜMLER

Madde 1:

Suriye Arap Cumhuriyeti, coğrafi sınırları içinde tam egemenliğe sahip, bağımsız bir devlettir. Ülkenin coğrafi ve siyasi bütünlüğü dokunulmazdır; hiçbir parçası bölünemez, devredilemez veya terk edilemez.

Madde 2:

Devlet, kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı bir yönetim sistemi kurar ve vatandaşın özgürlüğü ile onurunu güvence altına alır.

Madde 3:

  1. Cumhurbaşkanının dini İslam’dır ve İslami fıkhı yasamanın temel kaynağıdır.
  2. İnancı özgürlüğü güvence altındadır. Devlet, tüm semavi dinlere saygı gösterir ve kamu düzenini ihlal etmediği sürece tüm ibadetlerin özgürce yerine getirilmesini sağlar.
  3. Dini toplulukların kişisel statü (aile hukuku vb.) konuları, yürürlükteki yasal çerçevede korunur ve düzenlenir.

Madde 4:

Devletin resmî dili Arapçadır.

Madde 5:

Şam, Suriye Arap Cumhuriyeti’nin başkentidir. Devletin arması, bayrağı ve millî marşı kanunla belirlenir.

Madde 6:

Suriye bayrağı aşağıdaki özellikleri taşır:

  1. Bayrak, genişliğinin iki katı uzunluğa sahip dikdörtgen bir formdadir.
  2. Üstten aşağıya doğru yeşil, beyaz ve siyah renklerden oluşan eşit büyüklükte üç yatay şerit içerir.
  3. Bayrağın orta (beyaz) şeridinin tam ortasında, kırmızı renkte üç yıldız bulunur.

Madde 7:

  1. Devlet, Suriye topraklarının birliğini korumayı taahhüt eder ve bölünme, ayrılma çağrılarını, yabancı müdahale taleplerini ve dış güçlerden medet ummayı ve destek almayı kesin bir şekilde reddeder.
  2. Devlet, toplumun barış ve istikrarını sağlamakla yükümldür; toplumsal uzlaşıyı teşvik eder ve fitne, bölücülük, nefret söylemi ile şiddete teşviki yasaklar.
  3. Devlet, Suriye toplumunun tüm bileşenlerinin kültürel çeşitliliğini ve tüm Suriyelilerin kültürel ve dilsel haklarını güvence altına alır.
  4. Devlet, yolsuzlukla mücadeleyi anayasal bir zorunluluk olarak benimser ve güvence altına alır.

Madde 8:

  1. Devlet, Suriye’de yeniden imar sürecini desteklemek amacıyla ilgili ülkeler ve uluslararası kuruluşlarla koordinasyon sağlamaya çalışır.
  2. Devlet, mültecilerin, yerinden edilmişlerin ve zorla göç ettirilen herkesin geri dönüşü önündeki engelleri kaldırmak için ilgili ülkeler ve uluslararası kuruluşlarla iş birliği yapar.
  3. Devlet, her türlü aşırılık ve şiddet biçimiyle mücadele etmeyi taahhüt eder ve bunu yaparken hak ve özgürlüklere saygıyı esas alır.

Madde 9:

  1. Ordu, ülkenin güvenliği ve toprak bütünlüğünü korumakla görevli, millî ve profesyonel bir kurumdur. Bu görevini, hukukun üstünlüğü ve insan haklarını gözeterek yerine getirir.
  2. Silahlı güç kullanma yetkisi yalnızca devlete aittir. Hiçbir kişi, heyet, grup veya topluluk askerî ya da yarı askerî nitelikte teşkilatlar, birlikler veya örgütler kuramaz. Devletin silahlı güç üzerindeki tekeli mutlak ve tartışılmazdır.

Madde 10:

Vatandaşlar, hak ve yükümlülüklerde kanun önünde eşittir. Irk, din, mezhep, cinsiyet veya soy gibi herhangi bir nedenle ayrımcılığa maruz bırakılamazlar.

Madde 11:

  1. Ulusal ekonomi, sosyal adaleti, kapsayıcı ekonomik kalkınmayı, üretimin artırılmasını ve vatandaşların yaşam seviyesinin yükseltilmesini hedefler.
  2. Ekonomik sistem, adil serbest rekabet ilkesine dayanır ve tekelleşme kesin olarak yasaklanır.
  3. Devlet, yatırımları teşvik eder ve yatırımcıların haklarını sürdürülebilir bir hukuk çerçevesinde korur.

İKİNCİ BÖLÜM: HAKLAR VE ÖZGÜRLÜKLER

Madde 12:

  1. Devlet, insan haklarını ve temel özgürlükleri korur; vatandaşın hak ve ödevlerini güvence altına alır.
  2. Suriye Arap Cumhuriyeti’nin onayladığı uluslararası insan hakları sözleşmeleri, antlaşmalar ve belgelerde yer alan hak ve özgürlükler, bu anayasal bildirinin ayrılmaz bir parçası kabul edilir.

Madde 13:

  1. Devlet, düşünce ve ifade özgürlüğünü; medya, yayın ve basın hürriyetini güvence altına alır.
  2. Devlet, özel hayatın dokunulmazlığını teminat altına alır. Her türlü ihlal, kanun nezdinde suçtur ve cezalandırılır.
  3. Bir vatandaşın ülkesinden uzaklaştırılması veya ülkesine geri dönmesinin engellenmesi yasaktır.

Madde 14:

  1. Devlet, siyasal katılım hakkını ve ulusal temeller üzerine kurulacak partilerin oluşumunu, yeni çıkarılacak bir kanun çerçevesinde güvence altına alır.
  2. Devlet, dernekler ve sendikaların faaliyetlerini güvence altına alır.

Madde 15:

Çalışma hakkı, her vatandaşın hakkıdır ve devlet, vatandaşlar arasında fırsat eşitliği ilkesini sağlamayı taahhüt eder.

Madde 16:

  1. Özel mülkiyet hakkı korunur; kamu yararı dışında ve adil bir tazminat olmadan bu hakka el konulamaz.
  2. Kamu malları dokunulmazdır. Tüm doğal kaynaklar ve bu kaynakların getirileri kamu mülkiyetindedir. Devlet, bu kaynakları korumak, değerlendirmek ve halk yararına geliştirmekle yükümlüdür.

Madde 17:

  1. Cezalar kişiseldir. Kanunen hükme bağlanmadıkça hiçbir fiil suç kabul edilemez ve hiçbir ceza uygulanamaz.
  2. Yargıya başvurma, savunma ve itiraz yollarına başvurma hakkı kanunla güvence altındadır. Kanunlar, hiçbir idarî işlem veya kararın yargı denetimi dışında tutulamayacağını öngörür.
  3. Bir kişi, hukuken kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadan suçlu kabul edilemez (masumiyet ilkesi).

Madde 18:

  1. Devlet, insan onurunu ve beden bütünlüğünü korur; zorla kaybetmeyi ve fiziksel/psikolojik işkenceyi yasaklar. İşkence suçları zaman aşımına tabi değildir.
  2. Suçüstü hâli dışında, hiç kimse mahkeme kararı olmaksızın gözaltına alınamaz, tutuklanamaz veya hürriyetinden mahrum bırakılamaz.

Madde 19:

Kimsenin konutuna dokunulamaz. Kanunla belirtilen hâller dışında konuta girilemez veya arama yapılamaz.

Madde 20:

Aile, toplumun çekirdeğidir; devlet, ailenin korunmasını güvence altına alır.

Madde 21:

  1. Devlet, kadının toplumsal konumunu korur; onun aile ve toplum içindeki onurunu ve rolünü teminat altına alır; eğitim ve çalışma hakkını güvenceye kavuşturur.
  2. Devlet, kadının sosyal, ekonomik ve siyasal haklarını güvence altına alır; her türlü haksızlık ve şiddetten korunmasını sağlar.

Madde 22:

Devlet, çocukların istismardan ve kötü muameleden korunması için gerekli tedbirleri alır; onların eğitim ve sağlık hizmetlerinden yararlanma haklarını güvence altına alır.

Madde 23:

Devlet, bu bölümde yer alan hak ve özgürlükleri korur; bunların kullanımı kanuna tabidir. Ulusal güvenlik, kamunun selameti, kamu sağlığı, kamu düzeninin korunması, suçu önleme ya da genel ahlakın (kamu ahlakının) muhafazası gibi zorunlu tedbirleri gerektiren nedenlerle, bu hak ve özgürlüklerin kullanımına kanunla bazı sınırlamalar getirilebilir.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: GEÇİŞ DÖNEMİ YÖNETİM SİSTEMİ

Birinci Kısım: Yasama Yetkisi

Yasama yetkisi, Halk Meclisi (Meclis el-Şa’b) tarafından kullanılır.

Madde 24:

  1. Cumhurbaşkanı, Halk Meclisi üyelerinin seçimi için bir yüksek komite oluşturur.
  2. Bu komite, alt seçim kurullarının oluşturulmasını denetler ve ardından Halk Meclisi üyelerinin seçimi için seçimler düzenler.
  3. Cumhurbaşkanı, halkın adil ve etkin bir şekilde temsil edilmesini sağlamak için gerekli tüm tedbirleri almakla yükümlüdür.

Madde 25:

  1. Bir üyenin Halk Meclisi üyeliği, Halk Meclisi’nin 2/3 onayı olmaksızın düşürülemez.
  2. Halk Meclisi üyeleri, parlamenter dokunulmazlığa sahiptir.

Madde 26:

  1. Halk Meclisi, yeni bir anayasa kabul edilene ve genel seçimler yapılana kadar yasama yetkisini geçici olarak kullanır.
  2. Halk Meclisi’nin görev süresi otuz aydır (30 ay) ve bu süre yenilenebilir.

Madde 27:

Halk Meclisi üyeleri, Cumhurbaşkanı huzurunda yemin eder. Yemin metni şu şekildedir:

“Görevimi dürüstlük ve sadakatle yerine getireceğime Yüce Allah adına yemin ederim.”

Madde 28:

Halk Meclisi, ilk oturumunda bir başkan, iki yardımcı ve iki özel kalemi gizli oyla seçer. Başkanlık seçiminde, Meclis’in en kıdemli (en yaşlı) üyesi başkan adaylığını yönetir. Halk Meclisi, ilk toplantısından itibaren en geç bir ay içinde kendi iç tüzüğünü hazırlar.

Madde 29:

Halk Meclisi, ilk oturumunu takip eden ay içerisinde iç tüzüğünü hazırlar.

Madde 30:

  1. Halk Meclisi aşağıdaki görevleri üstlenir: a. Kanun teklif ve kararlarını sunmak ve karara bağlamak. b. Eski kanunları değiştirmek veya yürürlükten kaldırmak. c. Uluslararası antlaşmaları onaylamak. d. Devletin genel bütçesini onaylamak. e. Genel af ilân etmek. f. Üyelerinden birinin istifasını kabul etmek veya reddetmek ya da dokunulmazlığını kaldırmak; bu yetkiler Meclis’in iç tüzüğüne göre yürütülür. g. Bakanları dinleme oturumları düzenlemek.
  2. Halk Meclisi, salt çoğunlukla karar alma yetkisine sahiptir.

İKİNCİ KISIM: YÜRÜTME YETKİSİ

Madde 31:

Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu (Hükûmet), bu Anayasal Bildiri’de belirtilen sınırlar çerçevesinde yürütme yetkisini kullanırlar.

Madde 32:

Cumhurbaşkanı, ordunun ve silahlı kuvvetlerin başkomutanıdır. Ülkenin işlerini yönetmekten, toprak bütünlüğünü ve güvenliğini korumaktan ve halkın çıkarlarını gözetmekten sorumludur.

Madde 33:

Cumhurbaşkanı, Halk Meclisi huzurunda anayasal yemin ederek görevine başlar. Yemin metni şöyledir:

“Devletin egemenliğini, ülkenin birliğini ve toprak bütünlüğünü koruyacağıma, anayasaya saygı duyarak ona uygun hareket edeceğime, zayıf olanın yanında olup halkın çıkarlarını gözeteceğime, onlar için onurlu bir yaşam sağlamak ve adaleti gerçekleştirmek için her türlü çabayı dürüstlük ve sadakatle yerine getireceğime; insani ve ahlaki değerlerle erdemli ilkeleri pekiştirmek için ihlas ve sadakatle çalışacağıma Yüce Allah adına yemin ederim.”

Madde 34:

Cumhurbaşkanı, kendisine bir veya daha fazla yardımcı (Cumhurbaşkanı Yardımcısı) atar, görev alanlarını belirler, görevden alır ve istifalarını kabul eder.

Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması (vekil bırakılması) hâlinde, Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı, Cumhurbaşkanı’nın yetkilerini üstlenir.

Madde 35:

  1. Cumhurbaşkanı, bakanları atar, görevden alır ve istifalarını kabul eder.
  2. Bakanlar, Cumhurbaşkanı huzurunda yemin ederek göreve başlar. Yeminin metni şöyledir:

“Görevimi dürüstlük ve sadakatle yerine getireceğime Yüce Allah adına yemin ederim.”

Madde 36:

Cumhurbaşkanı, kanunlara uygun olarak yürütmeye ilişkin kararnameler, tüzükler, talimatlar ve emirler yayımlar.

Madde 37:

Uluslararası ilişkilerde devleti Cumhurbaşkanı temsil eder ve yabancı devletler ile uluslararası kuruluşlar nezdinde yapılan antlaşmaları nihai olarak imzalama yetkisine sahiptir.

Madde 38:

Cumhurbaşkanı, ülkelere atanacak diplomatik misyon başkanlarını atar ve Suriye Arap Cumhuriyeti nezdinde görevlendirilen yabancı büyükelçilerin güven mektuplarını kabul eder.

Madde 39:

  1. Cumhurbaşkanı’nın kanun teklif etme hakkı vardır.
  2. Halk Meclisi tarafından kabul edilen kanunları Cumhurbaşkanı onaylar ve yayımlar. Cumhurbaşkanı’nın, kanunların kendisine iletilmesinden itibaren bir ay içinde gerekçeli bir kararla bu kanunlara itiraz etme hakkı vardır. İtiraz sonrasında Meclis, kanunu yeniden görüşür. Meclis bu kanunu üçte iki çoğunlukla (2/3) tekrar kabul ederse, Cumhurbaşkanı kanunu yayımlamak zorundadır.

Madde 40:

Cumhurbaşkanı, özel af ve itibarın iadesi (adli sicil kaydının silinmesi) yetkisini kullanabilir.

Madde 41:

  1. Cumhurbaşkanı, Ulusal Güvenlik Konseyi’nin onayıyla genel seferberlik veya savaş ilan edebilir.
  2. Ulusal birliği, devletin bağımsızlığını veya toprak bütünlüğünü tehdit eden ciddi bir tehlike ortaya çıkması ya da devlet kurumlarının anayasal görevlerinden sapması hâlinde, Cumhurbaşkanı kısmen veya tamamen sıkıyönetim ya da olağanüstü hâl ilan edebilir. Bu ilan öncesinde Ulusal Güvenlik Konseyi ile görüşmesi ve Halk Meclisi Başkanı’yla istişarede bulunması gerekir; ayrıca Halk Meclisi’nin üçte iki çoğunluğunun (2/3) onayı aranır. Bu durum, Anayasa Mahkemesi kararıyla bir defaya mahsus olmak üzere iki ayı geçmeyecek şekilde uzatılabilir; Meclis’in onayı olmadan yeniden uzatılamaz.

Madde 42:

Yürütme erki, aşağıdakileri kapsar:

  1. Onaylanmış kanunlar ile kabul edilmiş genel plan ve programları uygulamak.
  2. Devlet işlerini yönetmek ve istikrar ile kalkınmayı sağlayacak kamu politikalarını yürütmek.
  3. Cumhurbaşkanı’nın Halk Meclisi’ne sunması için yasa tasarıları hazırlamak.
  4. Devletin genel politikalarını oluşturmak.
  5. Devletin kamu kaynaklarını yönetmek; bunların etkin ve şeffaf kullanımını sağlamak.
  6. Kamu kurumlarını yeniden inşa etmek ve hukukun üstünlüğünü ve iyi yönetimi güçlendirmek.
  7. Güvenlik kurumlarını kurmak veya yeniden yapılandırmak; iç güvenliği sağlamaya ve vatandaşların hak ve özgürlüklerini korumaya özen göstermek.
  8. Ülkenin sınırlarını ve egemenliğini korumakla görevli, profesyonel bir millî ordu inşa etmek; halkı içtenlikle korumak; geçerli kanunlara riayet etmek.
  9. Millî çıkarları gerçekleştirmek amacıyla diğer devletlerle ve uluslararası kuruluşlarla ilişkileri güçlendirmek ve iş birliği yapmak.

ÜÇÜNCÜ KISIM: YARGI ERKİ

Madde 43:

  1. Yargı erki bağımsızdır; hâkimler, kanun dışında hiçbir otoriteye tâbi değildir.
  2. Yüksek Yargı Konseyi, yargının düzenli işlemesini sağlamak ve hâkimlerin bağımsızlığını korumakla görevlidir.

Madde 44:

Mahkemeler, kanunla kurulur ve yetkileri belirlenir. İstisnaî (özel) mahkemelerin kurulması yasaktır.

Madde 45:

  1. Yargı sistemi, genel yargı (adli yargı) ve idarî yargı olmak üzere iki kısımdan oluşur.
  2. Yüksek Yargı Konseyi, genel yargı ve askerî yargının işleyişinden sorumludur.
  3. İdarî yargı, bağımsız ve danışma niteliğinde bir kuruldur. Kanun, bu yargının yetki alanını ve hâkimlerinin atanma koşullarını belirler.

Madde 46:

Devletin yargısal işleri, Adalet Bakanlığı tarafından yürütülür ve bakanlığın görev kapsamı kanunla düzenlenir.

Madde 47:

  1. Mevcut Anayasa Mahkemesi lağvedilmiştir. Yeni bir Anayasa Mahkemesi kurulacaktır.
  2. Yeni Anayasa Mahkemesi, Cumhurbaşkanı’nın atadığı yedi üyeden oluşur. Mahkemenin çalışma usulleri ile üyelerinin görev ve yetkileri, özel bir kanunla düzenlenir.

DÖRDÜNCÜ KISIM: SON HÜKÜMLER

Madde 48:

Devlet, geçiş dönemi adaletini gerçekleştirmek amacıyla aşağıdaki tedbirleri uygular:

  1. Halkın aleyhine işlemiş ve insan haklarıyla çelişen bütün istisnaî (olağanüstü) kanunların ilga edilmesi (yürürlükten kaldırılması).
  2. “Terörle Mücadele Mahkemesi” (Mahkeme el-İrhab) tarafından halkı bastırmak amacıyla verilmiş tüm hükümlerin iptali ve bu süreçte el konulan malların iadesi.
  3. Devrik rejimin halkı baskılamak için kullandığı, medeni ve mülkiyetle (gayrimenkulle) ilgili istisnaî güvenlik tedbirlerinin ortadan kaldırılması.

Madde 49:

  1. Geçiş dönemi adaletinin sağlanması için istişare ve katılımcı mekanizmalara dayanan bir “Geçiş Dönemi Adaleti Komisyonu” kurulur. Bu komisyon, gerçeklerin ortaya çıkarılması, mağdurların tazmini ve şehit ailelerine destek hususlarında çalışır.
  2. Savaş suçları, insanlığa karşı suçlar, soykırım ve toplu kıyım suçları zaman aşımına tabi tutulamaz ve herhangi bir şekilde affedilemez.
  3. Devrik rejimin işlediği insanlığa karşı suçlar veya toplu katliam kapsamına giren eylemler, “cezasızlık ilkesi”ne (af/bağış) konu edilemez.
  4. Devlet, devrik Esed rejimi ve onun sembollerini övmeyi veya yüceltmeyi yasaklar. Bu yasak, ilgili fiillerin kanunda açıkça suç olarak düzenlenmesini içerir.

Madde 50:

Bu Anayasal Bildiri, Cumhurbaşkanı’nın önerisi üzerine ve Halk Meclisi’nin üçte iki (2/3) çoğunluğunun onayıyla değiştirilebilir.

Madde 51:

Değiştirilmemiş veya yürürlükten kaldırılmamış mevcut kanunlar aynen geçerlidir.

Madde 52:

Geçiş dönemi beş (5) takvim yılı olarak belirlenmiştir. Bu Anayasal Bildiri’nin yürürlüğe girdiği tarihte başlar ve sonrasında, ülke için daimi bir anayasanın kabulü ile seçimlerin düzenlenmesiyle sona erer.

Madde 53:

Bu bildiri Resmî Gazete’de yayımlanır ve yayımlandığı tarihte yürürlüğe girer.

13 Ramazan 1446 

H13 Mart 2025 M

 

,Kaynak: rudaw.net/turkish




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —