Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aralıkta aylık yüzde 0,40 azalarak piyasa beklentisinden daha iyi bir performans gösterdi.
Enflasyon 2018´i yüzde 20,30 seviyesinden kapatırken, ekonomistler, yeni yılda enflasyondaki düşüşün devam edeceğini belirtti.
QNB Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı, AA muhabirine enflasyon gelişmeleri ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası´nın (TCMB) para politikasına ilişkin yaptığı değerlendirmede, enflasyon görünümündeki iyileşmenin sürdüğüne işaret etti.
Kurdaki değer kazancı ve enerji fiyatlarının düşmesinin oldukça zayıf olan talep enflasyondaki düşüşe yardım ettiğini söyleyen Kanlı, gıda enflasyonunda da bir miktar gerileme görülse de bu düşüşün sınırlı kaldığını belirtti.
Kanlı, 2019 yılının ilk yarısında enflasyonun yüzde 20 civarında seyrettikten sonra haziran ayı ile birlikte sert bir düşüş gerçekleştireceğini, mart ya da nisan ayında Merkez Bankası´nın faiz indirimlerine başlamasını beklediğini kaydetti.
Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı da aralık ayında, işlenmiş gıda, giyimdeki mevsimsel düşüşün boyutu, konut sektöründeki yavaşlığın kira enflasyonuna etkisi, petrol fiyatlarındaki sert düşüşün katkısı, yemek hizmet fiyat artış oranında sert düşüş gibi unsurların "eksi enflasyonu" desteklediğini söyledi.
Yıllık enflasyondaki düşüşün ocak ayında da devam etmesinin olası göründüğünü ifade eden Tokalı, "İlk tahminimiz, yüzde 20´nin altına inebileceği yönünde. Özellikle elektrik ve doğal gaz indirimi, kira enflasyonunun ılımlı görünümü, ÖTV indirimlerinin devam ediyor olması dolayısıyla eski haline geldiğinde tek seferlik artış etkisinin nisan ayına kalmış olması, ılımlı enerji ve işlenmiş gıda enflasyonu gibi unsurlar destekleyici faktörler... Çekirdek göstergeler de iyi görünüyor. Bu durumda, politik gelişmelerin kur üzerindeki etkisi temel belirleyici kalıyor, enflasyon dinamiklerindeki kırılganlık trendinin kırıldığını söyleyebiliriz." ifadelerini kullandı.
Tokalı, enflasyonda kalıcı düşüş trendinin ise ancak ağustos ayından itibaren başlayabileceğini kaydetti.
Yılın son 2 ayında ise baz kaynaklı yükselişin yaşanabileceğini belirten Tokalı, "Yıl sonuna ait yüzde 17,5´lik tahminimizi, özellikle küresel görünüme yönelik belirsizlikler nedeniyle korumakla birlikte aşağı yönlü risklerin olduğunu belirtmek istiyoruz." dedi.
Tokalı, enflasyon göstergelerinden özellikle son 2 aydır alınan ılımlı sinyallere karşın para politikasının sıkı duruşunda hemen bir gevşeme beklemediklerini söyledi.
AA Finans Analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi ise aralıkta enflasyonun aylık bazda gerilemesinin endeks tarihinde daha önce 6 kez görüldüğünü hatırlattı.
Gıda fiyatlarının enflasyona sınırlı azaltıcı yönde katkısı olduğunu ifade eden Bürümcekçi, gıda dışı diğer gruplarda kurlardaki gerileme ve vergi indirimleri nedeniyle fiyat gerilemeleri veya düşük fiyat artışlarının görülmesinin etkili olduğunu söyledi.
Bürümcekçi, gıda enflasyonunun işlenmemiş ve işlenmiş gıda fiyatları kaynaklı hafif gerilediğini bildirdi.
Manşet enflasyonun vergi indirimlerinin ötelenmesiyle ilk çeyrekte yatay seyredebileceğini belirten Bürümcekçi, "İlk çeyrekte aleyhte olan baz etkisine karşılık vergi indirimlerinin 3 aylığına uzatılması ile yıllık enflasyonun yüzde 19-20 civarında seyretmesi söz konusu olabilir. Buna karşılık vergiler, yerel seçimler sonrası eski seviyesine getirildiğinde enflasyon; bir miktar yükselecek, yılı ise yeni bir kur şoku olmaması durumunda yüzde 16-17 aralığında bitirecek gibi duruyor." diye konuştu.
Bürümcekçi, Merkez Bankası´nın bu ayki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının 16 Ocak´ta gerçekleşeceğini anımsatarak, şunları kaydetti:
"Enflasyonda gözlenen belirgin gerileme, kurlar ve akaryakıt fiyatlarındaki gerilemenin devam etmesi ile iktisadi faaliyetin belirgin yavaşlaması, bu toplantıda olmasa bile özellikle yerel seçimler öncesi gerçekleşecek mart toplantısı için bankanın üzerindeki faiz indirimi baskılarını artıracaktır. Sağlıklı olan; TCMB´nin enflasyon gerçekleşmelerini ve bunların enflasyon beklentilerine etkisini takip etmeye devam etmesi, fiyatlama davranışlarında gözlenen belirgin bozulma düzelmeden gevşeme yönünde hareket etmemesidir. Ancak geçmiş deneyimler büyüme üzerindeki risklerin arttığı durumlarda bankanın genellikle gevşeme yönünde asimetrik davranabildiğini hatırlatmaktadır."
İş Yatırım Menkul Değerler Araştırma Bölüm Yönetmeni Muammer Kömürcüoğlu, aralıkta enflasyonun piyasa beklentisine göre bir miktar daha fazla gerilediğini belirtti.
Tüketici fiyatı enflasyonunun yılı yüzde 20,3 seviyesinden kapattığını hatırlatan Kömürcüoğlu, Merkez Bankası´nın son Enflasyon Raporu´nda yıl sonu enflasyon beklentisinin yüzde 23,5, Yeni Ekonomi Programı´nda ise yüzde 20,8 seviyesinde olduğunu hatırlattı.
Kömürcüoğlu, şöyle devam etti:
"Vergi teşviklerinin ve Topyekun Mücadele Programı´nın ilk çeyrek sonuna kadar uzatılmasının da etkisiyle yıllık enflasyonun ilk çeyrekte yüzde 19-20 bandında seyretmesini bekliyoruz. İç talebin seyrine bağlı olarak yüzde 18 civarına inme ihtimali de bulunuyor. Üretici fiyatları kaynaklı baskıyı dikkate alarak enflasyonun yılın ilk yarısında görece yüksek seyretmesini, iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın yansıması ve baz etkisi nedeniyle yılın ikinci yarısında düşüşe geçmesini ve yılı yüzde 16 seviyesinde kapatmasını bekliyoruz."
Kömürcüoğlu, ilk faiz indiriminin 2019´un ikinci yarısında başlamasını beklediklerini ancak enflasyonun seyrine ve iç talepteki daralmanın şiddetine bağlı olarak faiz indirimlerinin ilk yarıya taşınabileceğini de söyledi.