Bölgede başlatılan bir kasırga sonrasında sonuçların hesabını yapamayanlar dalgalara ve hamasete kapılırlar. Bir dalga nedensiz başlatılmaz.
Uluslararası oyunları iyi ve doğru hesaplamak gerekiyor. Bunu dünya siyasal tarihini, dalgalarını, hareketlerini iyi bilmek ve yorumlamak gerekiyor. Buna bir de sezgileri katmalı. Hamaset ve dalgalanmaların olduğu yerde sağlıklı düşünme ortamı olamaz. Kendilerini dalgalara kaptıranlar o anki heyecana bakar, öyle hareket ederler. Aslında ne yaptıklarının bilincinde de olmazlar.
Emperyalizme asla güven olmaz, olmamalı. Geçmişte yaşanmış olan olayları iyi düşünmek ve tartmak gerekiyor. Türkiye gibi öncü ülkeler on yıllardır süregelen, sonuçları sürekli aleyhimize olan durumlar görmezlikten gelinemez. I. Irak işgali, Afganistan, II. Irak işgal girişimi, 1 Mart tezkeresi ve sonuçları bize yeterince ders olmadı ne yazık ki.
Emperyalizmin ?Arap Baharı? dalgası yanıltması ve dalgaya kapılan milyonlarca Müslüman´ın yaşanmışlıklardan ders almayışı kadar tuhaf bir durum olamaz. İngiliz-Amerika-İsrail üçgeninin hesapları kısa vadeli ve dönemli değil. Her adımın bir hesabı var. Sağlıklı ve soğukkanlı geriye dönüp bakılmadığı sürece aynı tuzağa düşmekten kurtulunmaz. Ne yazık ki bu vahim hataların sonuçları giderek emperyalizm açısından sonuçlarını veriyor. Amerika´nın güle oynaya Kudüs´e büyükelçiliğini taşıması, ardından diğer Batı ülkelerinin onlara ayak uydurması bir adımdı. Arap ülkelerinin kuşatma altına alınması, can derdiyle emperyalizme teslim oluşları onların işini kolaylaştırdı.
Türkiye´nin durup dururken kapıldığı bir dalga ile emperyalizmin tuzağına düşmesi, onlara güvenmesi sonuçları hesaplayamamasından ileri geliyor. Devlet yetkililerin, ülkeyi yönetenlerin duygularla hareket etmesinin sonuçları sadece bizim ülkeyi değil bölgenin hemen bütün ülkelerini olumsuz etkiledi. Kudüs konusunda kimse yerinden kıpırdayamadı. Bağırıp çağırmalar da sonuç getirmedi. Getireceği de yoktu zaten. Kuzey Suriye´ye konuşlanmış yirmi beş bin TIR´lık mühimmat ve teknolojik araçlar orada olduğu gibi duruyor. Emperyalizmin göstermelik olarak askerini çekme düşüncesinin de bir anlamı ve karşılığı yok. Teknoloji için büyük insan kalabalığına gereksinim yok artık.
Golan Tepeleri´ni işgal eden ve artık tam anlamıyla gasp etmesi bu durum ile sınırlı kalmayacak. Etkisiz bırakılmış bir Suriye, içi boşaltılmış bir Suriye, İnsanının ülkesini savunmaktan vazgeçmesinin sonucunda savunmasız bırakılan bir Suriye.
Türkiye´nin durup dururken emperyalizm adına müdahil olması, orada oluşturulan terör örgütlerinin muhatabı olmasının sonuçları bizimi için oldukça ağır oldu. Kendimizi ve ülkemizi savunmak zorunda kalındı.
Terör örgütlerinin tamamı emperyalizmin kuklalarıdırlar. Bugüne kadar hiçbir kukla kendi adına iyi bir sonuca varamamıştır. Çünkü emperyalizmin kuklalarını dilediği zaman devre dışı bırakır, yerine yenilerini getirir. Geçmişte çok güçlü gibi görünen örgütlerin hiç biri bugün ortada yok.
Golan Tepeleri fiilen İsrail sınırlarına dâhil edilip mülk edinildikten sonra sıra nereye gelir, sorusu ister istemez akla gelir.
Türkiye hâlâ ve ısrarla Suriye yönetimini yok saymaya ve onlarla çekişmeye devam edecekse farklı sonuçları bekleyedursun. Güçlü bir Suriye veya birlikte hareket edebilen ülkeler giderek birbirinden kopacak, giderek etkisiz kalınacak.
Bölge ülkelerinin birbirine dayanmasından ve güvenmesinden başka bir seçeneği yok. Türkiye´nin bu yanlışta ısrarı emperyalizmin işine gelir, işlerini kolaylaştırır. Suriye´de arzu edebilecekleri bir yönetim oluşmayacağına, ya da artık sonuçsuz kalındığına göre bu yanlışta ısrar niye? Türkiye, İran, Irak ve Suriye´nin işbirliğinden başka bir seçenek yok.