Emperyalizm Güdümündeki Batıcılar

Ali Haydar Haksal yazdı;

Emperyalizm Güdümündeki Batıcılar

Emperyalizm, Müslümanlar aracılığıyla, yani terör örgütleriyle Müslümanları terörize ediyor. Müslümanlar da duygusal birikimlerinin sonucu bu tuzağa düşüyorlar. Bu, Batı düşüncesi için önemli Haçlı ruhlu bir hamle. Yüz yıllardır Müslümanların gözden düşüşüne yardımcı oluyor. Bu anlayışı temsil eden aynı ruhtakiler de kritik zamanlarda İslâm karşıtlıklarını gün yüzüne çıkarıyorlar. İŞİD/DEAŞ ve benzeri örgütler onların görevini yapıyor. Müslümanların savaş ve işgalci ruhu varmış gibi bir izlenim ediniliyor. Öteden beri, özellikle İslâm’ı ve Müslümanları hedef alanlar Osmanlı Devleti’ni işgalci ve emperyal bir güç olarak tanımlıyorlar. Bunun üzerinden de doğrudan Müslümanlar, İslâm hedef alınıyor. Afganistan’da bir terör örgütünün yaptıklarının bütün Müslümanlara mal edilmesi de bu anlayışın bir sonucu. Bunu da şeriat kavramının kötücül olarak sunulmasıyla yaygın hâle getiriyorlar.

Osmanlı Devleti hiçbir zaman emperyal bir güç olmadı, sömürmedi. Bulunduğu toplumlarda, topraklarda kazanımlarını bölge halkına verdi. Balkanlar bunun somut bir örneğidir. Özellikle ırkçı Arapların da içine düştüğü tuzak budur. Osmanlı Müslümanlar için koruyucuydu. Sultan Abdülhamit döneminde İngiliz sömürgeciliğine karşı direnişi çözümler peşinde olması, Bağdat ile Hicaz demiryolları çabası da bunun bir sonucuydu. Ne yazık ki içeriden olan Batıcı ruhlu ve hatta işbirlikçileri aracılığıyla görevden alındı. Kaybeden Müslümanlar, kazananlar da emperyalistler oldu.

Emperyalizmin acımasızlığı, insanın ruhunu sömüren hayat anlayışı bu Batıcı kesimleri hiç de tedirgin etmiyor. İslâm’dan ve Müslümanlardan kurtulmanın bir yolu olarak görülüyor. Kapitalizmin ağır çarkının insanlık üzerindeki olumsuzluklarının üzeri de örtülmüş oluyor. Burada ortaya çıkan sonuç, insan değeri değil çıkarlardır. Çıkarlar sömürücü de olsa rahatsız etmiyorsa başka nasıl düşünülebilir.

Türkiye emperyalizmin ve ağır kapitalizmin güdümünde, etkisinde ve hayat anlayışında. Köle ruhluluk Batı ruhu içinde kabullenilmekte. Özgürlüklerini dolaylı köle ruhlulukta buluyorlar. Bir bakıma sömürülenlere bırakılan kıytırık, ya da atık diyebileceğimiz nimetlerle yetinmeyi yeterli buluyorlar.

Müslümanlar yanlışlarını, eksiklerini, açmazlarını kendi aralarında giderebilirler. Birliktelik ruhuyla, atılan her adım Müslümanların geleceği açısında daha bir önem kazanıyor.

Hiç kimse Müslüman olan bir topluluğu, bir kavmi küçümsemesin, buna hakları yok. Emperyalizm karşısında direniş, varlıklarını ortaya koyuş insanlığın da çıkış yoludur. İnsanlığın sahih ve manevî hakiki öncülere gereksinimi var. Medya ve sermaye imparatorlarının estirdiği, oluşturduklarının kurbanı olmamaları kendilerinin hayrına. İnsanlığın hayrına.

Dünya nimetleri insanlığın ortak malı ve değerleridir. Belli kesimlerin değildir.