Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Ben, kadının güçlenmesini, ailenin mukavemeti ile ters orantılı görmüyorum. Aslolan, kadın ve erkeğin, karşılıklı sevgi ve saygı içinde birlikte bir yaşam inşa etmesidir" dedi.
Emine Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi'nde, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığınca düzenlenen "Uluslararası Yerel Yönetimlerde Kadın Şurası"nın açılışına katıldı.
Kadınların eğitimli, bilinçli ve güçlü olduğu oranda ailelerin de güçleneceğini belirten Emine Erdoğan, şunları kaydetti:
Ben, kadının güçlenmesini, ailenin mukavemeti ile ters orantılı görmüyorum. Aslolan kadın ve erkeğin, karşılıklı sevgi ve saygı içinde birlikte bir yaşam inşa etmesidir. Birbiri üzerindeki hakkı gözetmesidir. Güçlü aileler, toplumumuzu adeta demirden bir kale gibi koruyacaktır. Ailenin güçlü olduğu toplumlar, yıkıcı tehditlerden kolay kolay etkilenmez. Biz, kadın meselesine yine kendi medeniyetimizin eczanesinden reçetelerle yaklaşma gayreti içindeyiz.
Hazreti Mevlana'nın 'pergelin iğneli ayağı sabittir benim dinimde ama diğer ayağıyla yetmiş iki milleti dolaşırım' dediği gibi ancak özümüzden ayrılmazsak sorunlara gerçekçi çözümler üretebiliriz. Unutmayalım ki milli kimliğimiz, can yeleğimizdir. Son derece üzülerek ifade ediyorum ki bugüne kadar kadınlara, aile hayatı ve iş hayatının birbirine engel teşkil ettiği telkin edildi. Yani kadınlar kariyer yapacaksa evini, aile hayatına odaklanacaksa işini bırakması gerektiğine inandırıldılar. Oysa hayatta böyle sentetik ayrımlar yoktur. Ticaret kervanları yöneten Hazreti Hatice'yi, topluma fıkıh konusunda rehberlik eden Hazreti Ayşe'yi nasıl unuttuk? Anadolu'nun sosyal hayatına yön veren Baciyan-ı Rum'u tarih sayfalarından çıkaracak mıyız? Kadınları hayatın değişik alanlarında yer almaya davet etmek, kendi tabiatlarıyla bağlarını kopartan bir neden olarak görülmemelidir. Biz, medeniyetimizden aldığımız referansla bu ikisinin birlikte mümkün olduğunu, kimsenin anneliği feda etmek zorunda olmadığını söylüyoruz.
Devletin, kadın çalışanlar için doğum izninden süt iznine kadar kolaylaştırıcı icraatlarının özünde bu düşüncenin bulunduğuna işaret eden Emine Erdoğan, "Bilhassa anneliğin, sadece bir çocuğu değil, bir toplumu da doğurmak olduğuna inanıyoruz" ifadesini kullandı.
Annenin, bir bebeğin hayatta tanıştığı ilk insan olduğunu hatırlatan Emine Erdoğan, annelerin bir insan yetiştirirken, aynı zamanda bir toplumu inşa ettiğine dikkati çekti.
Emine Erdoğan, "Aslolan, eskilerin tabiriyle aile içindeki tesanüddür yani omuzdaşlık, dayanışmadır. Anneliği de aileyi de kadına dair tüm diğer meseleleri de bir bütün olarak görmek durumundayız. Kadına yönelik şiddet denen illetten kurtulmanın yolu da yine aile içinin şiddetten arındırılmasıyla mümkündür. Çünkü insanın içindeki şiddet eğiliminin terbiye yeri de yine ailedir" diye konuştu.
Ailenin çocuğun gittiği ilk okul olduğunu belirten Emine Erdoğan, bu nedenle ailenin, herkes için duvarları sevgiden, çatısı merhametten, kapısı saygıdan örülü bir sığınak olması gerektiğini vurguladı.
Emine Erdoğan, "Kendi bağışıklık sistemimiz olan değerler bütünümüze sarılırsak, işte o zaman ahenkli bir toplum var edebiliriz. Dünyanın genel ahvaline baktığımızda, maalesef savaşlar, göçler, yoksulluk ve çevre krizi gibi insan hayatını tehdit eden sorunlar görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.