Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz

Elon Musk’a şaşırmanın dayanılmaz saflığı

Yunus Emre Erdölen, 60’larda ABD’de devletin savaş politikalarına karşı çıkan, ideolojisiz devlet eleştirisi yapan “hippi” tavırlı grubun mücadelesinin yerini bugün Elon Muskların Tekno-Liberteryanizminin aldığını belirtiyor.

Elon Musk’a şaşırmanın dayanılmaz saflığı

Stanford Üniversitesi’nin 2005 mezuniyet törenindeki onur konuğu, Apple’nın kurucusu ve CEO’su Steve Jobs’tı. 50 yaşındaki Steve Jobs, iki sene önce pankreas kanseri olduğunu öğrenmiş, tedavisi zor olan bu hastalık nedeniyle olsa gerek oldukça ilham verici bir mezuniyet konuşması yapmıştı. Konuşmasını “Aç kalın, aptal kalın” sözleriyle bitirmiş, öğrenmenin bir sonu ve sınırı olmadığını vurgulamıştı.

https://serbestiyet.com/wp-content/uploads/2025/01/image-88.png

Apple’nın kurucusu ve CEO’su Steve Jobs

 

Whole Earth Catalog’un 1971 tarihli son sayısı

“Stay hungry, stay foolish” (Aç kalın, aptal kalın) sadece Jobs’ın konuşmasının son sözleri değil, aynı zamanda Jobs’ın konuşması boyunca sık sık atıf yaptığı ünlü tekno-hippie dergisi Whole Earth Catalog’un son sayısının da arka kapak yazısıydı. Whole Earth Catalog, 1968-1971 yılları arasında savaş gazisi, hippie biyolog Stewart Brand tarafından çıkarılan bir pratik bilim/yaşam dergisiydi. California başta olmak üzere ABD genelinde komün şeklinde yaşayan yaklaşık 10 milyon hippie’ye hitap eden bu dergi, pratik yaşam bilgileri sunuyor, alet edevatla nasıl farklı ürünlerin üretilebileceğini anlatıyor, komünal çiftlik yaşamlarında kullanabilecek ürünleri, aletleri, tohumları değerlendiriyor, çeşitli öneriler paylaşıyor, popüler bilim tartışmalarına ilişkin makaleler yayınlıyordu. “Aletlere erişim” sloganıyla yayınlanan bu dergi, California’lı bilgisayar mühendisleri ve teknoloji meraklılarıyla Vietnam’ın işgali sonrası barışçıl eylemlere başlayan ve devlete sırtını çeviren genç hippie’leri bir araya getirmişti.

https://serbestiyet.com/wp-content/uploads/2025/01/image-89.png

Whole Earth Catalog’un kurucusu ve editörü Stewart Brand

 

Bu derginin okurlarından biri de uyuşturucu kullanan, Budizme merak salan ve bir çiftlikte komün hayatı yaşayan genç Steve Jobs’tı. Jobs ve yaşıtlarının devlete güveni ciddi ölçüde sarsılmıştı. Akranları haritada gösteremedikleri Vietnam’da savaşmaya gönderilmiş, savaş karşıtı üniversite öğrencisi göstericilerin üzerine ateş açılmış, 1968 Martin Luther King jr ve Robert F. Kennedy gibi isimlerin suikaste uğradığı korkunç bir dönem olarak tarihe geçmişti. Hippie’ler devletin baskısı karşısında otoriteden uzak komünal alternatif yaşam alanları kurmaya başlamış, devlet müdahalesi olmayan alternatif kamusal alanlar kurgulamıştı. Hippie’lerin başlattığı bu ideolojisiz devlet eleştirisi, California’da dirsek teması kurdukları bilgisayar mühendisleri, girişimcileri ve teknoloji meraklılarını da etkilemiş, Whole Earth Catalog bu iki grup arasında adeta bir köprü olmuştu.

Hippie | History, Lifestyle, Definition, Clothes, & Beliefs | Britannica

 

California’lı girişimciler de Hippie’ler gibi devlete tepkiliydi. Üniversitelerin depolarındaki büyük bilgisayarların masa ve diz üstüne geçmesini, devletin teknolojik yatırımlar üzerindeki etkisinin kırılmasını, bilimsel araştırmalarda savaş teknolojisinin veya devlet ideolojisinin değil bireysel tercihlerin öncelenmesini istiyorlardı. Hippie’lerin bu iyimser devlet eleştirisi, Jobs gibi geleceğe kafa yoran birçok genci etkiledi. California, zaman içerisinde devletin teknolojik atılımlar üzerindeki etkisini kırmayı kafaya takmış girişimcilerin vahasına dönüştü. Whole Earth Catalog, istemeyerek de olsa genç girişimci ve mühendislere farklı bir bakış açısı sunmuş, devletin ve müesses nizamın çerçevesi dışında düşünme cesareti vermişti. Steve Jobs’un yıllar sonra dahi bu dergiyi zikretmesi bu nedenle asla şaşırtıcı değildi.

Hippie’lerin devletin müdahalesinin azalmasına yönelik sergilediği bu iyimser liberteryenlik, Steve Jobs ve Bill Gates gibi isimlerin başarılarıyla ivme kazandı. Silikon Vadisi’nin önde gelen iş insanları, devletlerin çözüm bulamadığı iklim krizi, açlık, salgın hastalıklar gibi küresel sorunların ilerleyen teknoloji ile çözüleceğini söylüyor; gerekli olan bu teknolojik gelişim için de devletin regülasyonlarının azaltılması, müdahalesinin sıfıra indirilmesi gerektiğini vurguluyordu. Milyarder girişimciler bir yandan vergilerin azaltılması için uğraşıyor, bir yandan kişisel servetleriyle Afrika’dan Asya’ya dünyanın dört bir yanına yardım kampanyaları düzenliyordu. Bu iyimserliğin en önemli müşterisi ise bir zamanlar işçi sınıfının ve sendikaların dostu olan Demokrat Parti olmuştu. Özellikle Bill Clinton ile birlikte Demokratlar da bu iyimser rüzgarla birlikte savrulmuş, teknoloji şirketlerine yönelik regülasyonların piyasayı körelteceğine ikna olmuş ve Silikon Vadisi’nin önünü olabildiğince açmıştı.

Bugün 68’in başlattığı bu rüzgardan geriye ise hippie’ler değil, iyimserliğini geride bırakarak Amerikan sağıyla toksik bir flörte başlayan nobran bir tekno-liberteryanizm kaldı. Bu yeni ideolojinin reklam yüzü olmayı da, kişisel servetlerini bağış kampanyaları için harcayan, siyasetçileri kapalı kapılar ardında ikna eden, pek gözönünde olmayı sevmeyen sessiz centilmen milyarderler değil, tam tersine, artık tüm skandallarıyla, gaflarıyla, nobranca tavırlarıyla her türlü görüşünü çekinmeden dile getiren, 7/24 konuşulmak isteyen Elon Musk gibi bütün kartlarını açık oynayan zenginler üstlendi.

Elonn Musk

 

Nitekim Trump’ın cebini de, imzaladığı kararnamelerinin içeriğini de dolduran bu tekno-liberteryanizm, bir “erkeklik krizi” veya sıkılan zenginlerin orta yaş sendromunu aşmak için buldukları yeni bir hobiden ibaret değil; Trump’ın temsil ettiği yeni Amerikan sağının önüne sunulmuş, çerçevesi belli, somut bir ideolojik plan. Bu planın vitrini Elon Musk, baş aktörü Peter Thiel ve akıl hocasıysa Curtis Yarvin.

 

Başkan ve adamları

 

gil duran is on bluesky on X:

Curtis Yarvin, New York Times’da

 

Elon Musk, aslında Trump’ı destekleyen ilk Silikon Vadisi milyarderi değil. PayPal’ın kurucusu, eşcinsel iş insanı Peter Thiel, üniversite yıllarından beri muhafazakar sağa yakın biri olarak Cumhuriyetçi Parti’yi destekliyor. Thiel’in en çok beslendiği isimlerden biri ise, Amerika’nın Singapur gibi bir CEO tarafından yönetilmesi, demokrasinin askıya alınması, üniversitelerin, elitlerin ve medyanın tasfiye edilmesi gerektiğini savunan Curtis Yarvin. Yarvin’e göre, elitlerin adalet ve demokrasiye yönelik kaygıları nedeniyle ABD’nin gücü azalıyor, güvenlik ve asayiş bozuluyor. Bozulan bu düzeni yeniden tesis etmek içinse demokrasinin rafa kaldırılması, bir CEO monarşisine geçilmesi şart. Thiel ve takipçileri, devletin müdahalesinin azaltılması, özel şirketlerin etkin olmasını savunuyor; geleceğe dair projeksiyonlar yaparak projeler geliştiriyor. Thiel, Yeni Zelanda’da yapmaya çalıştığı yer altı tesisiyle zenginler arasında sığınak furyasını başlatan ilk isimlerden biri. Yine Amerikalıların çok daha fazla çocuk yapmasını teşvik ediyor; hattâ bu yüzden Elon Musk gibi isimler her yere çocuklarıyla birlikte gidip insanları özendirmeye çalışıyor. Thiel ve arkadaşlarına göre gelecekteki her sorun teknolojiyle çözülebilir nitelikte. Bunun içinse devletin ve demokrasinin teknolojik gelişmelerin önüne çektiği engellerin kaldırılması gerekiyor.

https://serbestiyet.com/wp-content/uploads/2025/01/image-90.png

Trump ve Peter Thiel

 

Demokrat Partili elitlere öfkeli olan Thiel, bu tür kaygılarla 2016’da birçok Silikon Vadisi CEO’sunun aksine açıkça Trump’ı destekledi, herkesin çekindiği bir dönemde Trump’ın adaylık kurultayında ateşli bir konuşma yaptı, birçok bağışçıyı kampanyaya yönlendirdi. Elon Musk ise aynı seçimde Hillary Clinton’a oy vermiş, Demokrat Parti’yi desteklemişti. Trump’ın 2016 zaferinin ardından ise Musk, yine de Beyaz Saray’daki bir danışma kurulunda görev almış, Trump’ın Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmesi üzerine tepki gösterip istifa etmişti. Musk’ın bu tavrı birçok Demokrat Partilinin takdirini kazanmıştı.

Bu Thiel ile Musk’ın ilk karşı karşıya gelişi değildi. Elon Musk’ın kurucusu olduğu online ödeme servisi X.com ile Thiel’in PayPal’ı 2000 yılında birleşmiş, ikili teknik detaylarda uzlaşamamış, şirketin yatırımcıları Musk’ı CEO’luktan uzaklaştırıp yerine Thiel’i getirmişti.

2020’de de Biden’a oy veren Musk, 2022’de hem Trump hem de Thiel ile aynı hizaya geçti. ABD Başkanı Biden’in sol politikaları dünyanın en zengin insanını kızdırmıştı. Biden, Amazon gibi şirketleri monopol olduğu eleştiren sıkı bir rekabet regülasyonu savunucusu, solcu Lina Khan’ı Federal Ticaret Komisyonu başkanlığına getirmiş, parti içindeki sol kanat güçlenmiş, Musk elektrikli araç toplantılarına çağrılmamış, pandemi dönemindeki kısıtlamalara tepki göstermişti. Musk özellikle partinin büyük şirketlere yönelik regülasyonları, zenginlere yönelik vergilerin artması gibi politikaları savunmasına, Sanders, Warren ve Cortez gibi isimlerin giderek güçlenmesine tepkiliydi. Biden döneminde parti ve politikalar sola kaydıkça, Musk da kendini Cumhuriyetçi Parti’de buldu.

FTC Chair Lina Khan Launches Flurry of Lawsuits Before Trump Takes Office -  Newsweek

 

Yine 2022, Elon Musk’ın büyük çocuklarından Vivian Jenna Wilson’ın trans olduğunu açıkladığı bir seneydi. Kendisine tepki gösteren çocuğuyla iletişimi sıfıra inen Musk, böylece Demokrat Parti’nin hem ekonomik hem de kültürel, kimlik politikalarına tepki göstermiş, ipleri koparmıştı. Musk Demokrat Parti’nin kadın, azınlık hakları gibi meselelerde kimlikçi olduğunu; aşı karşıtlığı ve kimlik meselelerine ilişkin tartışmalarda ise sansürcü olduğunu söylüyor, sırf bu yüzden Twitter’ı satın aldığını belirtiyordu. Nitekim Twitter’ı satın alır almaz geçmiş yönetiminin Biden hükümetiyle nasıl koordinasyon kurduğunu, aşı karşıtlarını nasıl engellediğini ifşa etmiş, bu kamusal alanı özgürlükler lehine kullanacağını açıklamıştı. Bütün taşlar yerine oturmuş, Musk yeni konumunu belirlemişti.

Twitter’daki sansür mekanizmasını bu sefer kendi yeni ideolojisi için nobranca kullanmaya başlayan Musk, 2022 ara seçimlerinde en radikal ve saldırgan Cumhuriyetçi Kongre adaylarının reklamlarını desteklemek için anonim bir şekilde milyonlarca dolar harcadı. 2024 seçimleri içinse Florida’nın genç valisi Cumhuriyetçi Ron DeSantis’i destekledi, hatta “kazanamayacak aday” olarak eleştirdiği Trump’ın gençlerin önünü açması gerektiğini söyledi. Fakat suikastlar, davalar Trump’ın oyunu düşürmeyince Elon Musk da Kasım 2024 seçimleri öncesinde Trump’ın trenine atladı ve en öne kuruldu. Kendisine “Dark MAGA” diyor, Trump’tan daha radikal bir konumda olduğunun sinyalini veriyordu.

 

Devamı >>>



Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


YAZARLAR

Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

HABERLER