“Elleme Yağsın, Elleme Yağsın!”

Mehmet Göktaş yazdı;

“Elleme Yağsın, Elleme Yağsın!”

“Dede kar yağıyor, dede kar yağıyor!” diye dışarıyı gösteren torununa köşesinde oturan dedesi;
“Elleme yağsın, elleme yağsın” dermiş. Siz de duymuşsunuzdur bu ‘elleme yağsını?’
Sanki ne yapabilirmişiz yağan kara düşüncesiyle gülerdik bu espriye.
Fakat iyice düşündüğümüzde bu “elleme yağsın” sözü içinde birçok öğüt ve hikmetin olduğunu anlıyoruz.
Her şeyden önce yağmakta olan karın rahmet olduğuna inanmak vardır, tabi ondan da öncesi Allah’tan geldiğini bilmek var. Yine bu ‘elleme yağsın’ sözünün içinde; zaten dört gözle bekliyorduk itirafı vardır.
Daha da önemlisi; sakının Allah’ı gücendirecek bir söz söylemeyin, bu rahmeti geri çevirecek bir şey yapmayın ikazı var.

Türkiye yağmakta olan şu karı beklemiyor muydu? Susuzluk meselemiz koronanın bile önüne geçmemiş miydi? Kulağımız meteorolojide, gözlerimiz gökyüzüne çevrili değil miydi?
Ekranlara bakıyorum da sanki yağan karla canhıraş bir savaş yapılıyor.
Her şeyden önce şu “Karla Mücadele” isimlendirilmesinden nedense çok rahatsız oluyorum.
Elbette ulaşım başta olmak üzere gerekli çalışmalar yapılacaktır. Fakat söylediğim gibi bunun “Karla Mücadele” hatta bazen “savaş” kelimesiyle ifade edilmesine gönül razı olmuyor.

Bir sohbet esnasında “Yarın hava kötü olacakmış” diyen birisine oradaki muhterem hocamız çok öfkelenmiş, “kötü hava da ne demek” diye çıkışmış, bu anlamda hepimize güzel bir ders vermişti.
Nereye ne kadar kar ve yağmur yağacağına, biliyorsunuz ki biz karar vermiyoruz. Fakat Allah Teala’nın adetini, sünnetini az çok anlamış olmamız, ona göre tedbir almamız gerekmez mi? Özellikle yerleşirken, iskan ederken, mesken edinirken bunları göz önünde bulundurmamız gerekmez mi? Hem mahallemizin, köyümüzün, ilçemizin adına bizzat kendimiz bilmem ne deresi, Boğaziçi mahallesi koyuyoruz, daha sonra da dere dereliğini yapınca, boğaz boğazlığını yapınca isyan ediyoruz.

Köylü Nasreddin Hoca’nın öncülüğünde yağmur duasına çıkmış, Hoca dua ederken eliyle de “şurası da benim” diye kendi bahçesini gösteriyormuş Allah Teala’ya. O gece iyi bir yağmur yağmış. Sabah olunca Nasreddin Hoca bahçesinin bulunduğu yere doğru şöyle bir dolaşmaya çıkmış, bir de ne görsün, bahçesini sel mahvetmiş. Sonra kendi kendine; “Suç benden ki Sana yerini gösterdim” demiş.
Şunun için anlattım Hocamızın fıkrasını; Nereye ne kadar yağacağına biz karar vermiyoruz ama tarihin başlangıcından itibaren bize kadar gelen bütün bir insanlığın tecrübesine de sahibiz.
Hayata güzel bakabilmemiz için sözlerimizin, kelimelerimizin de güzel olması gerekir. Bu anlamda Reğaib Geceniz kar gibi beyaz yağmur gibi mübarek olsun.

NOT: Yazar ve Altıntı Yazarlara ait yazılar yazarların kişisel görüşü olup; haberdurus.com'un görüşlerini yansıtmaz.