ELÇİLİK SAHİBİNİN SESNİ CANLANDIRDI

Milli Gazete’den Abdülkadir ÖZKAN’IN “KONUYA DAİR” ANALİZİ…

ELÇİLİK SAHİBİNİN SESNİ CANLANDIRDI

FETÖ firarisi Ergun Babahan’ın Bahçeli’yi hedef alan yorumunun ABD Ankara Büyükelçiliği’nin resmi Twitter hesabından beğenilmesi haklı olarak her kesimden tepki aldı. Bunun üzerine elçilikten arka arkaya yapılan açıklamaların ilkinde bir yanlışlık olduğu, ikincisinde ise Twitter’ın içeriğine katılmadıkları ve yanlışlıktan özür dilendiği açıklandı. Bu açıklamaların Dışişleri Bakanlığı’nca tatminkâr olmadığı belirtildi. Bu arada MHP kanadından büyükelçinin ya kendiliğinden ülkesine dönmesi ya da Türkiye tarafından gönderilmesi gerektiği açıklaması yapıldı. Sonuç nasıl olacaktır bekleyip göreceğiz. Ancak, bu tepkiler arasında elçilik, ülkesinden bağımsız hareket ediyormuş gibi yaklaşıldı. Bir ülke elçiliğinin bir takım kişisel tepkiler sergilemesinin mümkün olmayacağı üzerinde durulmadı. Bu bakımdan elçiliğe yönelik tepkiler dile getirilirken elçiliğin böyle bir tavır sergileme cesaretini ülkesinden, yani ABD’nin ülkemize yönelik ikiyüzlü tavrından aldığının unutulmaması gerekiyor.

Çünkü çuvallar dolusu belgeler gönderilmiş olmasına rağmen FETÖ elebaşının ABD’de bu ülkenin koruyucu kanatları altında varlığını sürdürüyor olmasının ABD Ankara Büyükelçiliği’nin iç işlerimize karışma cesaretini nereden aldığını göstermeye yeter. Ayrıca elçiliğin sergilediği skandalın hemen ardından Türkiye’nin Suriye’ye yönelik aldığı güvenli bölge oluşturma harekâtı gündeme geldi. Bunun üzerine ABD’den yapılan açıklamada ABD’nin Türkiye harekâtının yanında olmayacağı, buna karşılık harekâta yakın noktada bulunmayacağını açıklaması güvenli bölge oluşturulması konusunda Türkiye’ye fiili destek vermeyeceğini açıklaması bilinen ABD tavrının bir yansımasıydı.

Daha birkaç gün öncesine kadar yüzlerce TIR’lık silah gönderen ABD bu silahları toplayacağına söz vermiş olmasına rağmen bir tekini bile geri almadan Türkiye’nin sınırımızın ötesini terör örgütlerinden temizleyerek bir güvenli bölge oluşturmasını öngören operasyonda yanımızda olmayacağını açıklaması şimdiye kadar beraber hareket ettiği terör örgütlerini silahlandırdıktan sonra Türkiye ile karşı karşıya gelmeyeceği açıklaması kafalarda çeşitli sorular oluşturuyor. Söz gelimi ABD’nin açıklamasını bazılarının belirttiği gibi acaba ABD terör örgütlerini yalnız mı bırakmış oluyor? Açıklamanın anlamı böyle yorumlansa bile binlerce TIR’dan oluşan silah desteğinin ne anlama geldiğini doğru değerlendirmek gerekiyor. Hâlbuki uzunca bir süreden beri yürütülen görüşmelerde bölgedeki terör örgütlerinin ellerindeki ağır silahların toplanacağı sözü verilmişti. Ancak gelinen noktada bu silahların toplanmadığı biliniyor. Böyle olunca ABD’nin terör örgütlerini korumayı sürdürdüğünü düşünmek yanlış olmaz. ABD’nin bölgemizdeki geleceğe dönük hedefleri arasında bölgeden tam olarak çekilmek bulunmuyor. Çünkü Suriye’de Irak’tan sonra ikinci bir Kürt özerk bölgesi oluşturulması hedefinden ABD vazgeçmiş değil. Bu bakımdan diyebiliriz ki, ABD bundan sonrada Türkiye’yi sürekli meşgul edecek olayların devamından yanadır.

Başlangıçta temas ettiğimiz ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nin sergilediği skandal beğeninin tüm bu olaylarla birlikte düşünülmesi gerekiyor. Tüm bu hatırlatmalar bize ABD’ne güvenilemeyeceğini düşündürüyor. Kısacası elçilik beğenisi Türkiye’nin iç işlerine müdahale anlamlına geleceğine göre elçilik sahibinin sesi görevini üstlenmiş bulunuyor. Bunun bir tek istisnası olabilir, o da elçinin ve maslahatgüzarın ABD tarafından en kısa zamanda geri çekilmesidir. Böyle bir tavır istenen bir gelişme olmakla birlikte ABD’nin tüm ikiyüzlülüklerini temizlemeye yetmeyecektir. En kestirme yol ABD’nin bölgemizde elini kısa zamanda çekmesidir. Aksi halde bölgeye huzur gelmeyecektir.