AK Parti iktidarının birtakım zaaflarının, defosunun, arızasının olduğu açık. İlk sıraya oturtulması belki abartılı olur ama bunlar arasında medyanın özel bir yeri olduğu ise görmezden gelinemez. Çok sınırlı bir medya desteğine sahip olduğu dönemde dahi kitlelerle rahatlıkla buluşabilen AK Parti´nin son yıllarda medya desteğini neredeyse yüzde yüze çıkarmış görünmesine rağmen geçmişte sahip olduğu etkiyi uyandıramadığı net biçimde ortada. Bunun çeşitli sebepleri var elbette ama medyada inşa edilen kadro ve söylemin içeriksizliği, samimiyetsizliği ve beceriksizliği tartışma götürmez.
Seçim sürecinde bu seviye ve samimiyet yoksunu halin her gün yeni ve birbirinden daha utanç verici örnekleriyle karşılaştık. Taraf olmanın çok ötesine geçip olguları çarpıtma çabasına varan bir tarafgirlik; iktidar dalkavukluğu; tipik tetikçilik ve benzeri çirkinlikler bolca sergilendi.
Bu sayılanlar arasında en utanç veren görüntülerden biri de Ülke Tv´de sahnelendi. Turgay Güler adlı ?sıradışı gazeteci´ CHP´nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu´nu ?konuk´ ettiği programında izleyen herkese pes dedirten bir tutum sergiledi. Güya köşeye sıkıştırıp zor duruma düşürmeye çalıştığı Ekrem İmamoğlu´nu resmen ?mağdur´ konuma düşürerek sempatik kıldı.
Turgay Güler şimdi ortaya çıkan sonuç karşısında ne kadar övünse azdır! Mezkur programının yayınlandığı andan itibaren ses getirmiş olduğu bilinmektedir. Medyanın kitleleri etkileme, kamuoyunda etki uyandırma hedefi açısından bakıldığında gayet başarılı olduğu rahatlıkla söylenebilir! Aynı doğrultuda devam etsin!
AK Parti açısından ise söylenebilecek olan şey kısaca şu olabilir: Böyle dost düşman başına!